
İzmir Kadın Platformu’nun çağrısı ile Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde toplanan kadınlar 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü nü nedeniyle bir araya geldiler. Kadınlar Kıbrıs Şehitleri Caddesi üzerinde yürümek istemesini polis barikat kurarak engellemek istedi. Kadınlar polis barikatına direnerek “Aç aç, Barikatı aç ” sloganları ile barikatı yarmak istedi. Direnen kadınlara polis barikatı açtı. Kadınlar ÖSYM önüne kadar sloganlarla yürüdü.
Kadınlar açıklama ve yürüyüş boyunca “her gün 8 mart her yer mücadele”, “yaşasın kadın dayanışması”, “eşit işe eşit ücret”, “kadınlar işe çocuklar kreşe”, “görünmeyen emek sesini yükselt”, “Jin jiyan azadi”, “cinsel, ulusal, sınıfsal sömürüye son”, “kadınlar artık susmayacaklar susmayacaklar susmayacaklar”, “nafaka hakkı gasp edilemez”, “erkek adalet değil gerçek adalet”, “kadın cinayetleri politiktir”, “trans cinayetleri politiktir”, “sermayeye değil kadınlara bütçe”, “krizin yükü patronlara”, “susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz”, “yapılan zamlar geri alınsın”, “insanca bir yaşam istiyoruz”, “Akp elini çocuklardan çek “, “nefrete inat yaşasın hayat!”, “savaşa hayır barış hemen şimdi”, “nato defol bu memleket bizim”, “kadınlar savaş istemiyor”, “kadın yaşam özgürlük”, “yapılan zamlar geri alınsın”, “geceleri de, sokakları da, meydanları da terk etmiyoruz”, “bağır bağır herkes duysun erkek şiddeti son bulsun”, “bir kişi daha eksilmeyeceğiz”, “dünya yerinden oynar kadınlar özgür olsa!”, “diyanete değil kadınlara bütçe”, “sözleşme bizim vazgeçmiyoruz”, “emeğimiz bizim, bedenimiz bizim, istanbul sözleşmesi bizim”, “katledilen kadınlar isyanımızdır”, “gelsin baba gelsin koca gelsin cop, inadına isyan inadına isyan inadına özgürlük”, “homofobiye, transfobiye geçit vermeyeceğiz”, “meydanlar, sokanklar, sözleşme bizim vazgeçmiyoruz” sloganlarını attı.
Feminist kadınları Leman Kafe önünden saat 20.00 de yapmak istediği yürüyüşe polis barikat kurarak engel oldu. Ancak birbirine ulaşmaya çalışan iki grup sonuçta bir araya gelmeyi başardı. Bu sırada polis saldırısı sonucu iki genç kadının gözaltına alındığı bilgisi geldi.
Saat 19.45 sularında İzmir Kadın Platformu adına yapılan açıklama şöyle:
“Bugün 8 Mart, tüm dünyada emekçi kadınların kapitalist sömürüye, eşitsizliklere, mahkum edildikleri korkunç çalışma ve yaşama koşullarına karşı mücadele günü.
Bugün 8 Mart ve dünyanın her yerinde olduğu gibi İzmir’de eşitlik, özgürlük, insanca bir yaşam taleplerimizle sokaklardayız.
İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın geri çekilmesine, kadınların vahşice katledilmesine, haklarımıza yönelik gerici saldırılara, krizin tüm yükünün üzerimize boca edilmesine, yoksulluğa, esnek, güvencesiz, kölece çalışmaya karşı isyanımızla buradayız.
HER GÜN 8 MART HER YER MÜCADELE
Ekonomik kriz gittikçe derinleşiyor, kriz derinleştikçe yoksulluk, işsizlik, güvencesizlik artıyor. İşten çıkarmalarda kadınlar ilk sırada yer alıyor. Artan zamlar, yükselen faturalar ve sefalet ücretleriyle karşı karşıya kalan kadınlar bir dar boğazın içinde yaşamaya çalışıyor. Ekonomik özgürlükten yoksun kalan kadınlar olarak bir başkasına, daha da bağımlı kılınıyoruz. Her kriz döneminde olduğu gibi içinde yaşadığımız bu krizde de yaşlı, çocuk, hasta bakımı gibi bakım yükümlülükleri, evlerin angarya işleri ve hatta ev ekonomisi artan bir yükle tek başımıza bizim sırtımıza yükleniyor. Kamu kaynakları savaşa, silahlanmaya, yandaşa, asıl olarak da sermayeye peşkeş çekilirken kadınların talepleri görmezden geliniyor.
Temel ihtiyaçlarımıza yapılan zamlardan bıktık usandık. Doğum kontrol yöntemleri ve ürünleri; ped, tampon gibi hijyen ihtiyaçları temin edebilmek imkansız hâle geldi. Sağlık hakkına erişemiyoruz. Çeşitli kanser türlerini önleyici etkisi bilinen HPV aşısını olamıyoruz çünkü devlet karşılamıyor. Ama aynı devlet lüks yattan yüzde 1 KDV alırken, pedden yüzde 18 KDV kesiyor, yandaşlara milyarlarca lira aktarıyor.
Biz kadınlar emeğimiz ve haklarımız için direnmekten, “krizin faturasını kadınlar ödemeyecek” demekten vazgeçmiyoruz. Tüm kadınlar için güvenceli iş, insanca ve eşit ücret, ev içi emekte eşitlikçi bölüşüm, tüm çocuklar için nitelikli, güvenli devlet kreşleri, bakım, temizlik, beslenme gibi zorunlu ihtiyaçlar için kamusal politikalar geliştirilmesini talep ediyoruz. Temel ihtiyaçlarımızın ücretsiz karşılanmasını, HPV aşısının herkese ücretsiz uygulanmasını istiyoruz.
KRİZİN YÜKÜ PATRONLARA
Evde, iş yerlerinde, sokakta, kampüste tacize, tecavüze, mobbinge uğruyoruz. Her gün bir kız kardeşimiz daha vahşice katlediliyor. Hiçbirimiz kendini güvende hissetmiyor. Hayatını savunan kadınlar en ağır cezalarla cezalandırılırken katiller aramızda dolaşmaya devam ediyor. Şüpheli kadın cinayetleri aydınlatılmıyor. LGBTİQ+’lar her gün bizzat iktidar tarafından gerici saldırılarla hedef haline getiriliyor. Bunun sonucunda şiddete maruz kalıyor, katlediliyor ya da intihara sürükleniyor. İzmir’de geçtiğimiz ay 3 trans bu nefret politikaları yüzünden katledildi. Buradan bir kez daha dile getiriyoruz, ayrımcı politikalarınıza karşı kadınlar ve LGBTİQ+’lar olarak dayanışmayı ve mücadeleyi büyütmekte kararlıyız. Katillerden hesabı hep birlikte soracağız.
NEFRETE İNAT YAŞASIN HAYAT
KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR
Bundan sadece birkaç hafta önce bir kadının sahne kıyafeti açık bulunarak laiklik karşıtı gerici açıklamalar yapanlara, bir başka kadın sanatçıyı “dil koparma” yla tehdit edenlere sesleniyoruz. Bizler tüm saldırılarınıza rağmen makbul kadın olmadık. Susmadık, korkmadık, itaat etmedik. En güçlü sesimizle bir kez daha haykıralım:
SUSMUYORUZ KORKMUYORUZ İTAAT ETMİYORUZ!
Bugün katlettiğiniz kadınlar için de yan yanayız. Hakkında hala bir cinayet davası bile açılmamış olan Aleyna Çakır için buradayız. Ümit Can Uygun’dan ve onun sırtını dayadığı iktidardan hesap sormak için buradayız. İpek Er’e tecavüz edip, intihar etmesine sebep olan Musa Orhan tutuklansın demek için buradayız. Gülistan Doku’yu bulun, Nadira Kadirova, Yeldana Kaharman’ın şüpheli ölümlerini aydınlatın demek için buradayız. Çilem Doğan’ın hayatı için buradayız. Katledilen tüm kadınların isimlerini aklımızda, kalbimizde taşıyoruz. Bu yüzden öfkemiz hiç bitmeyecek. Kadın cinayetleri tamamen son bulana kadar, failleri koruyanlar, aklayanlar hesap verene dek sürecek. Cezasızlıkla faillere cesaret veren düzeninize boyun eğmeyeceğiz. Kanı elinizde olan bütün kadınların hesabını mutlaka soracağız.
KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR
ERKEK ADALET DEĞİL GERÇEK ADALET
İstanbul Sözleşmesi’ni bir gecede fesheden AKP iktidarı; bu sefer de yoksulluk nafakasına yani kadınların medeni haklarına göz dikti. Uydurulmuş bir mağduriyetle evlilik boyunca çalışma hakkından yoksun bırakılan, boşanmayla da yoksulluğa sürüklenen kadınların boşanma hakkını kullanması fiilen engellenmeye çalışılıyor. Bugünlerde tartışmaya açılan aile arabuluculuğu tasarısı da boşanma önüne fiili engeller çıkarmak konusunda atılan somut adımlardan biri. Ne yapmak istediğinizin farkındayız. Mücadeleyle kazandığımız haklardan vazgeçmiyoruz. Şiddetin arabuluculuğu olmaz, izin vermeyeceğiz. Nafaka hakkına, boşanma hakkına dokunmayı aklınızdan bile geçirmeyin diyoruz.
NAFAKA HAKKI GASP EDİLEMEZ
AKP iktidarı sadece haklarımıza göz dikmiyor, sindirme politikalarının bir parçası olarak eşitlik, özgürlük barış için mücadele eden kadınlara da saldırıyor. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz dediğimiz için arkadaşlarımız yargılanıyor. İktidar politikalarını eleştirdiği için gazeteciler, siyasetçiler mesnetsizce tutuklanıyor, cezaevlerinde işkenceye maruz kalıyor. Cezaevinde demans teşhisi konulan ve geçtiğimiz günlerde ATK’ye sevk edilen eski HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk da bunlardan biri. Tüm hasta mahpusların tahliyesi sağlanana, düşüncesinden dolayı yargılanan tüm gazeteciler, kadın hakları savunucuları serbest bırakılana, haklarındaki davalar düşürülene kadar mücadelemiz sürecek. Birbirimizi yaşatmak için, faşizme, erkek/devlet şiddetine karşı yan yana, omuz omuza olacağız.
JİN JİYAN AZADİ
AKP iktidarının ırkçı politikaları, nefret söylemleri sonucu HDP İzmir İl binasına yönelik saldırıda katledilen Deniz Poyraz’ın davasının Kayseri’ye taşınmak istenmesi kabul edilemez. Bu katliama yol verenler, hedef gösterenler, mahkeme salonunda katil Onur Gencer’e omuz verenler, bilsinler ki ne yaparlarsa yapsınlar bizler mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Bilinsin ki faşizan uygulamalarınız, sindirme politikalarınız biz kadınları bir adım geri attırmayacak, dayanışmamızdan, mücadelemizden, haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmeyeceğiz.
DENİZ’E SÖZÜMÜZ BARIŞ OLACAK
DENİZ POYRAZ ÖLÜMSÜZDÜR
Emperyalist savaşlar dünyanın her yerinde kadınları yerinden ediyor. Göçmen kadınlar savaştan kaçarken göç yollarında tacize, tecavüze uğruyor, vardıkları topraklarda daha fazla yoksulluk, ayrımcılık, şiddetle karşı karşıya kalıyor. Savaş başlar başlamaz, Ukraynalı kadınlar hakkında ortalığa saçılan cinsiyetçi söylemlerinde gösterdiği gibi bu savaş kadınlara daha fazla sömürü, yoksulluk, ayrımcılık ve ölümden başka bir şey getirmeyecek. Biz kadınlar emperyalist savaşa karşı barış talebimizle sokaklardayız.
SAVAŞA HAYIR BARIŞ HEMEN ŞİMDİ
YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI
Farplas, Alpin Çorap, Oppo, Migros Depo, Pas South işçileri, pandemiyle mücadelede en ön safta yer alan sağlık emekçileri başta olmak üzere memleketin dört bir yanında “eşit işe eşit ücret” diyen, “insanca yaşamak istiyoruz” diye harekete geçen, sendikal hakları için direnen, ek zam talepleri ile iş bırakan, grev alanlarının direnci olan emekçi kadınlarız,
Şiddete karşı mücadele eden, yaşamına sahip çıkan, kadınların ve çocukların geleceğinin çalınmasına izin vermeyen tek adam rejiminin karşısında on binler olup sokakları dolduran, İstanbul Sözleşmesi’nden, haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz diyerek karanlığın üstüne el ele tutuşup yürüyen genç kadınlarız.
Yalnız 8 Mart’larda değil, her gün kadın dayanışmasını ve mücadelesini yükseltecek, yoksulluğu bize reva görenlere karşı, sömürü ve şiddete karşı eşit, özgür bir yaşamı birlikte kazanacağız.
Tekrar ediyoruz;
- Yapılan zamların geri alınması, ücretlere ek zam yapılması için
- Kadın istihdamında tek seçenekmiş gibi sunulan esnek-güvencesiz-kayıt dışı ve taşeron çalıştırmaya son verilmesi için!
- Eşit işe eşit ücret, sendikal hak ve özgürlükler için
- Bütçede, eğitimde ve her türlü yasa ve uygulamada toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanması için
- Her mahalleye ve işyerlerine 7/24 açık, ana dilde hizmet veren kreş ve bakım evleri açılması için
- İşyerinde şiddeti, ayrımcılığı ve mobbingi önleyen İLO 190 sayılı yasanın uygulanması için
- Korunma ve sığınma talep edenler öncelikli olmak üzere her kadın ve LGBTİ+’lara iş ve sosyal güvence sağlanması için
- İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı yasa başta olmak üzere kadına yönelik her türlü şiddeti önleyen ve kadınları koruyan yasal düzenlemelerin uygulanması için
- Nafaka hakkı için, istismar ve şiddet davalarında cezasızlığın son bulması için
- Temel ihtiyaç ürünleri ve hizmetlerinin ücretsiz sağlanması için, doğum kontrol yöntemleri ve ürünleri; ped, tampon gibi hijyen ihtiyaçlarının ücretsiz sağlanması için,
- Ücretsiz ve koşulsuz HPV aşısı için, fiili “kürtaj yasaklarını” kaldırmak için
İsyanı büyütüyor, mücadeleyi örgütlüyoruz.
YAŞASIN 8 MART MÜCADELEMİZ
İZMİR KADIN PLATFORMU -08.03

Kaktüsler Emekçi Kadınlar Günü’nde