İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde “Bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm için Denizlerin yolunda birleşelim” pankartı açılarak Denizler anıldı. Denizlerin ışığıyla faşizme, sermayeye ve tek adam diktatörlüğüne karşı özgür ve demokratik bir ülke için mücadele çağrısı yapıldı. Katılımcılar, “Yusuf Hüseyin Deniz sürüyor sürecek mücadelemiz”, “Faşizme ölüm halka hürriyet”, “Emperyalistler, işbirlikçiler 6.filoyu unutmayın”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm”, sloganları atıldı. Emek ve Demokrasi Güçleri bileşenleri, HDP Milletvekili Murat Çepni ve Yeşil sol parti milletvekili aday adayları da anmaya katıldı.
Emek ve Demokrasi Güçleri adına Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı İbrahim Uğur Toprak açıklamayı okudu. Açıklama sonrası söz alan Emek Partisi Gençliği de Denizlerden Erdallara emperyalizme ve faşizme karşı emeğin saflarında mücadele ettiklerini açıkladı.
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına okunan açıklama şöyle;
“Bugün 6 Mayıs. Deniz, Yusuf, ve Hüseyin’in elli bir yıl önce idam sehpasına götürüldüğü gün. Tam 51 yıl önce bugün, emperyalizme, eşitsizliklere, ayrımcılığa, sömürüye, kapitalist tahakküme ve savaşa karşı, tam bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesi veren 3 devrimci, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’a verilen idam cezası uygulandı. Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in mücadeleye atıldığı yıllar, tüm dünyada sol, sosyalist ve devrimci mücadelenin yükseldiği yıllardı ve giderek yükselen devrimci dalgayı, 3 fidan nezdinde yeşeren umudu, yok etmekti amaç. Ancak Denizler, hiçbir koşul altında mücadele kararlılığını kaybetmediler. Cesaretleri, azimleri ve kararlılıkları, sürüklenmeye çalıştığımız şu karanlık günlerde kurtuluşumuza ışık tutuyor. Denizleri anmak, umutsuzluğa kapılmadan, hiçbir koşula baş eğmeden kendi istek ve özlemlerimize sahip çıkmaktan geçiyor.
Mücadele hâlâ 6. Filo’ya secde edenlerle, onları denize dökenler arasında. Mücadele hâlâ sermayenin tahakkümünü sürdürmek için devrimci gençlerin üzerine salınan dinci-gerici ve sivil faşist çetelerle; tam bağımsız, eşit ve özgür bir ülke isteyen devrimciler arasında. Mücadelemiz o gün sermayenin ve darbecilerin safında, devrimcilere saldıran grupların parçası olup bugün ülkeyi daha da koyu bir karanlığa sürükleyen iktidar mensuplarına, onların taşıdığı zihniyete karşıdır.
Bu halk kendisine giydirilmek istenen gerici, faşist gömleği reddederek ülke tarihinin en onurlu, en haklı direnişini, Gezi’yi yaratmıştır, Gezi’nin değerlerinden, ruhundan asla taviz vermeden Gezi’ye yönelik intikam davasına karşı dayanışmasını ortaya koymuştur.
İşsizliğe, yoksulluğa, eşitsizliklere, sömürüye, doğanın ve kamu kaynaklarının yağma ve talanına, ama asıl önemlisi tüm bu sorunları yaratan emperyalist, kapitalist sisteme karşı, yollar yürümekle aşınmaz diyenlere karşı yürüye yürüye başka bir yolu açtı, Denizler, Mahirler, İbrahimler.
Bugün onların bize bıraktığı miras, nitelikli, ücretsiz ve yaygın kamu hizmeti mücadelesinde yaşıyor. Üniversite öğrencilerinin ve eğitim emekçilerinin bilimsel, özerk-demokratik üniversite mücadelesinde; sağlık emekçilerinin halk için sağlık mücadelesinde; ötekileştirilenlerin, kadınların, gençlerin, engellilerin eşitlik, özgürlük ve insanca yaşam, kamu kurumlarımızda işinin ehli liyakatli yöneticilerin olduğu, nitelikli kamusal hizmet mücadelelerinde yaşıyor.
Bugün onların mirası, HES’lere, nükleer santrallere karşı gelecek kuşaklar için verilen mücadelede; kentsel dönüşümle evinden, yurdundan edilmek istenenlerin öfkesinde; yağmalanmak istenen kentlerimize, su havzalarına, ortak yaşam alanlarımıza, yok edilmek istenen ortak belleğimize sahip çıkma mücadelesinde yaşıyor.
Bugün faşizmi ve tek adam diktatörlüğünün inşasını durdurmak, bu ablukayı dağıtmak zorundayız. Türkiye karanlık bir süreçten geçiyor. Karanlık ne kadar yoğunsa, aydınlık da o kadar yakın olacaktır bizim için. 14 Mayıs’ ta 6 Mayıs’ ın 3 fidanların ışığıyla, bu karanlık günleri bitirip daha demokratik, daha özgür ve barışçıl bir ülkede yaşayacağız ve onlara sözümüzü tutacağız; özgürlüklerin, demokrasinin egemen olduğu bir ülkeyi hep birlikte kuracağız!
Üç fidan halkın bağrında, bağımsız ve demokratik bir Türkiye mücadelesinde yaşamaya devam ediyor ve anıları mücadelemize ışık tutuyor.
Üç fidanı; Deniz’i, Yusuf’u, Hüseyin’i saygıyla anıyoruz.”
