Bayrampaşa’da Kürtçe Müzik Dinleyen Aileye Polis Şiddeti: Hamile Kadın Erken Doğum Yaptı.
İzmir’de kurumlar Demokratik siyaset, kültürel çoğulculuk ve birlikte yaşama iradesi için mücadele çağrısı yaptı.
İstanbul Bayrampaşa’da, araçlarında Kürtçe müzik dinleyen bir aile, görevli olmayan polislerin video çekimine itiraz edince gözaltına alındı. Gözaltı sırasında bir çocuk, yaşlı bir kadın ve 7 aylık hamile bir kadının da aralarında bulunduğu yurttaşlara ağır şekilde şiddet uygulandığı belirtildi.
Hamile kadın fenalaşarak hastaneye kaldırıldı ve acil sezaryenle doğum yaptı. Kafasında darbe tespit edilen bebek kuvöze alınırken, anne yoğun bakımda tedavi altına alındı. Aile bireylerinin vücutlarında da çok sayıda darp izi bulundu.
Olay, kamuoyunda büyük tepki topladı. Demokratik kurumlar ve hak savunucuları, Kürtçe müzik dinledikleri için işkenceye uğrayan aileye yönelik şiddetin derhal soruşturulmasını ve sorumluların açığa alınmasını talep etti.
Bayrampaşa’da yaşanan polis şiddetine karşı İzmir’de kurumlar bir araya geldi ve Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması yaparak olayı protesto etti. Demokratik siyaset, kültürel çoğulculuk ve birlikte yaşama iradesi için mücadele çağrısı yapıldı. Katılımcılar, ” Yaşasın halkların eşitliği”, “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek”, “İşkenceci polis hesap verecek”, “Susma haykır ana dil haktır”, “Susma haykır halklar kardeştir” sloganlarını attı.
Basın açıklaması metnini KESK Dönem Sözcüsü Bülent Karakaş okudu. Açıklamanın tam metni şöyle:
“BASINA VE KAMUOYUNA
Kürtçeye Yönelik Saldırı, Halkların Birlikte Yaşama İradesine Yöneliktir!Barışın ve Demokratik Toplumun Düşmanı Irkçılığa Sessiz Kalmayacağız!
13 Temmuz 2025 Pazartesi akşamı İstanbul Bayrampaşa’da yaşananlar; bu ülkede halkların eşitliğine, kültürel haklara ve en temelde barış içinde bir arada yaşama umuduna yönelmiş vahim bir saldırının ifadesidir.
Piknikten dönerken araçlarında Kürtçe müzik açtıkları için, görevli olmayan polis memurlarının kendilerini videoya almasına itiraz eden aynı aileden 10 kişi, polis tarafından darp edilerek gözaltına alınmıştır. Aralarında bir çocuk, yaşlı bir kadın ve 7 aylık hamile bir kadının da bulunduğu yurttaşlar ağır bir şekilde şiddete maruz kalmıştır. Aynı akşam çocuk kimlik tespitiyle serbest bırakılmış, bir kişi ifadesi sonrası salıverilmiş, hamile kadın ise fenalaşması üzerine hastaneye sevk edilmiştir. Gözaltındaki diğer 7 kişi 14 Temmuz günü Çağlayan Adliyesi’ne getirilmiş, 4 kişi adli kontrol talebiyle, 3 kişi ise tutuklama talebiyle sevk edildikleri Sulh Ceza Hakimliği’nden adli kontrol kararıyla serbest bırakılmıştır.
Basına yansıyan görüntülerden de anlaşıldığı üzere, gözaltına alma sınırları aşılmış, polis tarafından işkence yapılarak müdahale gerçekleştirilmiştir. Bu müdahale sonucu 7 aylık hamile kadın acil olarak sezaryene alınmış ve iki ay erken doğum yapmak zorunda kalmıştır. Kafasında darbe tespit edilen bebek kuvöze alınmış, anneyse yoğun bakımda tutulmaktadır. Polislerce gözaltına alınan diğer aile bireylerinin de vücutlarında çok sayıda darp izine rastlanmıştır.
Bu olay; sıradan bir “orantısız güç kullanımı” değildir. Bu olay, halkların diliyle, kültürüyle, müziğiyle, hafızasıyla kurduğu yaşamı hedef alan organize şiddetin bir parçasıdır. Kürtçe müzik dinlemenin “suç” sayıldığı bir yerde, barış içinde bir arada yaşamın, demokratik bir toplumun ve ortak geleceğin zemini saldırı altındadır.
Bizler bu saldırıyı yalnızca bir ailenin yaşadığı bireysel mağduriyet olarak görmüyoruz.
Bu olay; bu ülkenin en temel meselelerinden biri olan Kürt meselesinin inkâr ve zorla bastırma politikalarıyla çözülemeyeceğinin acı bir göstergesidir.
Bu olay; demokratik siyasetin, kültürel çoğulculuğun ve birlikte yaşama iradesinin sistematik olarak kriminalize edilmesidir.
Barış bir temenni değil, halkların eşit haklara sahip olduğu bir yaşam biçimidir.
Demokratik toplum ise çok dillilik, çokkültürlülük ve kimliklerin eşitliği ile mümkündür.
Bugün sırf Kürtçe konuştukları için yapılan bu saldırıya karşı tepkisizlik,
yarın başka bir halkın inancının ve yaşam tarzının hedef alınmasının önünü açacaktır. Bu nedenle buradaki şiddete karşı sessiz kalmak, bu suça ortak olmaktır.
Biz bu saldırıyı şiddetle kınıyor; şu çağrıyı yapıyoruz:
- Bu olay derhal tüm boyutlarıyla araştırılmalı, şiddet uygulayan ve emri veren tüm kamu görevlileri açığa alınmalıdır.
- Barış ve bir arada yaşama iradesini hedef alan bu saldırı karşısında; tüm demokratik kurumlar, siyasi partiler, meslek örgütleri ve yurttaşlar birlikte ses çıkarmalıdır.
- Bu ülkenin barışçıl, eşitlikçi ve demokratik geleceğini savunan herkes, anadilinde yaşam hakkının, kültürel hakların ve halkların birlikte yaşama iradesinin yanında durmalıdır.
Unutulmamalıdır ki; Kürt halkının dili, müziği ve kültürü bu ülkenin zenginliğidir.
Kürtçeye saldırı, barışa saldırıdır. Halkların kardeşliğine yönelmiş her tehdit, ortak geleceğimize kast etmektir.
Bu nedenle bizler; adalet isteyen, eşitlik isteyen, onurlu bir barış isteyen tüm kişi ve kurumları bu ırkçı saldırıya karşı ortak tutum almaya, açıklama yapmaya ve mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.
Barış için, eşitlik için ve halkların kardeşliği için susma!
Kürtçeye ve kültürel haklara sahip çık!
Demokratik gelecek için birlikte mücadele et!
Türkiye ve Ortadoğu başta olmak üzere savaşsız ve sömürüsüz bir dünya ümidiyle herkesi sevgi ve saygı ile selamlıyoruz…
Yaşasın Halkların Eşitliği!
Yaşasın Barış!
Bijî Aşîtî!
KESK İzmir şubeler platformu
HALKLARIN DEMOKRATİK KONGRESİ
TEVGERA JINAN AZAD (TJA)
DEMOKRATİK ALEVİ DERNEĞİ
İMECE-DER
SOSYALİST DEMOKRASİ HAREKETİ
SOSYALİST MÜCADELE İNSİYATİFİ
EMEKÇİ HAREKET PARTİSİ
PARTİZAN
TOPLUMSAL ÖZGÜRLÜK PARTİSİ
SOSYALİST EMEKÇİLER PARTİSİ
ODAK
DEMOKRATİK BÖLGELER PARTİSİ
TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ (TİP)
ESP
YEŞİL SOL PARTİ
HALKLARIN EŞİTLİK VE DEMOKRASİ PARTİSİ (DEM)
KALDIRAÇ
SODAP
EMEP
PİR SULTAN ABDAL DERNEĞİ”
