Karşıyaka Emek ve Demokrasi Güçleri, Suriye’de HTŞ’nin Alevi topluluğuna yönelik saldırı ve katliamlarını protesto etmek amacıyla Karşıyaka İZBAN İstasyonu önünde bir araya geldi. “Suriye’deki Alevi soykırımını durdurun – Halklara, inançlara özgürlük” yazılı pankartın arkasında toplanan kitle, yoğun yağmur altında Karşıyaka Çarşı girişine doğru yürüyüş gerçekleştirdi.
Yürüyüş boyunca Alevilere yönelik saldırılara tepki gösteren , dünya halklarını Suriye’deki Alevi toplumu ile dayanışmaya ve katliamlar karşısında ortak tutum almaya çağırdı.
Karşıyaka İzban önünde başlayan eylem, atılan sloganlar eşliğinde çarşı girişine kadar sürdü. Eylemciler “Ey “Katliama sessizlik ihanettir”, “İnsanlık mazlumun darına tanıklık et, vahşete dur de”, “Ne Esad diktatörlüğü ne de HTŞ şeriatçılığı. Aleviler Suriye’nin demokratikleşmesinden yana” yazılı dövizler taşındı. Katılımcılar, “Suriye’de Aleviler yalnız değildir”, “Halklara inançlara özgürlük”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Katliama kayır halklara özgürlük”, “Kahrolsun ABD işbirlikçi AKP”, “Katil HTŞ işbirlikçi AKP” sloganlarını attı. Çarşı girişinde basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasını Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) İzmir Şubesi Eşbaşkanı Fırat Dikmen okudu.
Açıklamanın tam metni şöyle:
“Basına ve Kamuoyuna
Suriye’de Alevilere yönelik geçtiğimiz yıl Aralık ayında başlayan katliam saldırıları, aradan geçen bir yıla rağmen soykırım boyutlarında hala devam etmekte. Son süreçte bağımsız kuruluşların verdiği bilgiler ve sosyal medyaya yansıyan görüntüler, Alevi toplumunu hedef alan organize saldırıların sürdüğünü ve bu saldırıları kınamak adına sokağa çıkan halka karşı ise silahların kullanıldığını göstermektedir.
8 Aralık 2024’te Suriye’de ‘rejim değişikliği’ olarak adlandırılan bir mizansen gerçekleşmiş ve cihatçı-selefi terör örgütlerinin kırıntılarından oluşturulmuş olan HTŞ iktidara taşınmıştı. O günden bugüne geçen bir sene boyunca toplu katliamlar, suikastlar, Alevi kadınların kaçırılması ve tecavüz edilmesi, baskı ve tehditler, yerleşim yerlerinin ganimet mantığıyla talanı ve göçerttirme yönelimleri gibi birçok noktada gelişen saldırılar hiç durmadı. Sonuç olarak binlerce Alevinin katledildiği ve hala katledilmeye devam ettiği ağır bir tabloyla karşı karşıyayız.
Bu ağır tablo asla bir ihlal olarak değerlendirilip geçiştirilemez; açık bir insanlık suçudur ve hiçbir gerekçe ile meşrulaştırılamaz.
Bu insanlık vahşetini en sert biçimde lanetliyoruz.
Alevi toplumunun hedef alınması, bölgeyi kaosa sürüklemeyi amaçlayan dinci ve faşizan bir siyasetin ürünüdür. Suriye’de yaşayan Hristiyan halklar, Kürtler ve HTŞ destekçisi olmayan Araplarda bu politikaların hedefi olmaktadır.
Küresel güçlerin dizaynı ile iktidara taşınan HTŞ ve güncelde meşruiyet turlarına çıkan lideri Şara, Alevi toplumuna ve halklara yönelik geliştirilen katliamları “kontrol dışı güçler” gibi belirsiz ve kendi sorumluluklarını gizlemeye dönük ifadelerle izah etmeye çalışmaktadır.
Ancak çok iyi bilmekteyiz ki selefi anlayışa sahip bu yapı, bir yıldır devam eden katliam saldırılarından birinci derecede sorumlu ve bizzat sanıktır!
Suriye’de uzun yıllardır süren kaosu sözümona bu cihadist yapılarla bitireceklerine ve devamında Suriye’yi demokratikleştireceklerine dair propaganda yapan güçler iyi bilmelidir ki; katliam saldırıları bir an önce durdurulmazsa akan her Alevinin, her Dürzinin ve her Kürdün kanı kendi ellerine de bulaşmaktadır!
Suriye’de uzun yıllardır süren savaş süreci; dinci, milliyetçi ve cinsiyetçi politikalarla değil, demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü politikalarla dindirilebilir.
Uluslararası örgütler ve insan hakları kurumlarını, katliam saldırılarının araştırılması, sorumluların tespiti ve sivillerin korunması için zaman kaybetmeksizin harekete geçmelerini bekliyoruz.
Bu vesileyle tüm dünya halklarını da Suriye’de yaşayan Alevi toplumu ile dayanışmaya, katliam karşısında birlikte olmaya ve ses çıkarmaya çağırıyoruz!
Alevilere yönelik katliam saldırıları bir an önce durdurulmalıdır!
Alevilerin, Kürtlerin ve Hristiyan halkların kültürel varlıkları güvence altına alınmalı sosyal ve siyasal talepleri tanınmalıdır!
Karşıyaka Emek ve Demokrasi Platformu”
