Dünya İşçi Sınıfının Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayısta Alanlarda Buluşalım

1 Mayıs Marşı

Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır
Ancak bu böyle gitmez sömürü devam etmez
Yepyeni bir hayat gelir bizde ve her yerde

1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı
Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı

Yepyeni bir güneş doğar dağların doruklarından
Mutlu bir hayat filizlenir kavganın ufuklarından
Yurdumun mutlu günleri mutlak gelen gündedir

1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı
Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı

Vermeyin insana izin kanması ve susması için
Hakkını alması için kitleyi bilinçlendirin
Bizlerin ellerindedir gelen ışıklı günler

1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı
Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı

Ulusların gürleyen sesi yeri göğü sarsıyor
Halkların nasırlı yumruğu balyoz gibi patlıyor
Devrimin şanlı dalgası dünyamızı kaplıyor

Gün gelir gün gelir zorbalar kalmaz gider
Devrimin şanlı yolunda kül gibi savrulur gider.

Cihan Alptekin

Cihan Alptekin 30 Mart 1972 Kızıldere

Unutmadık Unutmayacağız!

”Düşlerin sonsuza koştuğu yerde

Sabrın çiceklerini açtığı yerde

Asla kapanmaz yaşanan defter

Son sözü hep direnenler söyler”

CLARA ZETKİN

Sevgili Dostlar,
8 Mart haftasında yapmayı hedeflediğimiz ancak gereçekleştiremediğimiz bir etkinliğimiz var:
CLARA ZETKİN’i tanımak. Dünya emekçi kadınlar gününü bizlere armağan eden komünist, devrimci bir kadının portresi.
Konuşmacı:Zuhal Dargı Göktepe
24 Mart Cumartesi Saat: 16.oo

 

Enerji Politikaları Ve Türkiye

Beyza Üstün’ü dinlemek her zaman bulunur fırsat değildir. Konferansı kaçırmamanız dileğiyle.

??Şu anda Türkiye?nin her yerinde ve her alanda ticarileştirme saldırısı söz konusu. Büyük kentlerde mahallelerde insanlar suya erişememeye başladı. Kontürlü sayaçlarla ön ödeme uygulamalarına geçildi. Halk bunun zorluklarını yaşamaya başladı, daha da yaşayacak. Yörelerde derelerin şirketlere devriyle hem nehir tipi hem baraj tipi hidroelektrik santrallerin yapımı hızlıca sürüyor. Bunun için yasa da tanımıyorlar. Yürütmenin durdurulduğu yerlerde dahi çalışmalar devam ediyor.

Orta Vadeli Plan?ı okuyanlar çok iyi bilirler, nükleer santral çalışmalarına yol verildi. İhaleler için harekete geçtiler. Orta Vadeli Plan?da hem nükleer santral projelerini hem de rüzgar enerjisi su, enerjisi gibi kendi ifadeleriyle ?yenilenebilir? dedikleri teknikleri de içeren çalışmaları yoğunlaştırdılar. 10 Ekim?de de Resmi Gazete?de yayınladılar. Termik de bunlardan bir tanesi.

Bunun yanı sıra ormanlara ve madenlerin olduğu alanlara yönelik bir saldırı var. Bunların tarım alanı olması, zeytinlik olması, ormanlık olması fark etmiyor. Aynı şekilde yeraltındaki rezervlerin gün ışığına çıkarılması için yasada yaptıkları değişikliklerle saldırılarını hızlıca yaşama geçiriyorlar…” Beyza Üstün

Newroz

“Yenigün” anlamına gelen NEWROZ yeniliktir, hareketlilik ve canlılıktır kışın tembellliğin,monotonluğunun ve donukluğunun silkinişidir. Newroz toplumsal anlamda haksızlığa başkaldırıdır, uyanıştır.

Zalim Dehak?a karşı, demirci Kawa?nın başkaldırısının üzerinden 2616 yıl geçmiştir ama direniş özünü kaybetmemiştir. Her 21 Mart günü coşkuyla özgürlük, adalet, eşitlik ve kardeşlik isteyenlerin alanlara çıktığı günün tarihidir NEWROZ!

Kürtler ve Ortadoğu halklarınca kutlanan Newroz, halkların özgürlüğe olan özlemini, sevdasını ve inancını da taşır yüzyıllardır , tarihteki soykırımlara, katliamlara karşın..!  Halepçe katliamlarında yok etme politikalarına rağmen bugüne dek içeriği zenginleşerek, güncel taleplerle birleşip gelen Newroz’un giderek yüzbinlerle, milyonlarla kutlanması önemini göstermektedir. Bu başkaldırı ve zalimleri yakan ateş son yıllarda daha fazla dağı, daha fazla meydanı ve daha fazla alanı aydınlatıyor.

Yeni zalimler, yeni Dehaklar ateşi söndüremeyecek, ama özgürlük ateşi yeni Dehak’ları da yakıp daha da gürleşecek ve din, dil, ırk, ulus, cins farklılığı gözetmeksizin tüm emekçilerin, ezilenlerin birlikte kavgasının yolunu aydınlatacaktır.

Newroz mücadelede birliğe, dostluğa kardeşliğe basamak olsun. Newroz piroz be!

ANMA

13 mart 1982 tarihinde İzmir Buca Cezaevinde idam edilen üç devrimci işçi;

İbrahim Etem Çoşkun, Necati Vardar ve Seyit Konuku saygıyla anıyoruz.

Bir inancın yüceliğinde buldum seni
Bir kavganın güzelliğinde sevdim.
Bin kez budadılar körpe dallarımızı
Bin kez kırdılar.
Yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz
Bin kez korkuya boğdular zamanı
Bin kez ölümlediler
Yine doğumdayız işte, yine sevinçteyiz.
Bitmedi daha sürüyor o kavga
Ve sürecek
Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!

EKMEK VE GÜL

Yürüyoruz yürüyoruz, günün aydınlığında

Donuk fabrika bacalarına, yoksul mutfaklara

Çarpıyor sesimiz ve birden parlayan

Bir ışık gibi ulaşıyor insanlara

“Ekmek ve gül! Ekmek ve gül!”

Yürüyoruz yürüyoruz, erkekler için de yürüyoruz

Çünkü hâlâ bizim oğullarımızdır onlar

Ve biz hâlâ analık ederiz onlara

En zorlu iş, en ağır emek

Ve çalışmak doğuştan mezara dek

Ve böyle sürüp gitsin istemiyoruz

Yaşamak için ekmek

Ruhumuz için gül istiyoruz!

Yürüyoruz yürüyoruz kol kola

Saflarımızda ölüp gitmiş arkadaşlarımız

Ve türkümüzde onların kederli “Ekmek!” çığlıkları

Çünkü bir köle gibi çalıştırıldı onlar

Sanattan, güzellikten, sevgiden yoksun

Biz de bugün hâlâ onların özlemini haykırıyoruz

İş ve ekmek istiyoruz

Ama gül de istiyoruz

Yürüyoruz yürüyoruz, yan yana, güzel günler adına

Kadınız, insanız, insanlığı ayağa kaldırıyoruz

Paydos bundan böyle köleliğe, aylaklığa

Herkes çalışsın, bölüşülsün kardeşçe, yaşamın sundukları

İşte bunun için yükseliyor yüreklerimizden

Bu ekmek ve gül türküleri

Ve yineliyoruz hep bir ağızdan

“Ekmek ve gül! Ekmek ve gül!”

James OPPENHEIM

Çeviri:  Metin DEMİRTAŞ

ALİAĞA’DA TERMİK SANTRAL YAPIMINA KARŞI MÜCADELE YÜKSELİYOR.

İzmir’in Aliağa İlçesi Horozgediğinde yapımı planlanan 7 termik santralden ikisine Aliağa Belediye Başkanı CHP’li Turgut Oğuz?un kömüre dayalı termik santrale inşaat ruhsatı vermesi ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu?nun, açıklama yaparak termik santrale ruhsat verilmesini savunmasının ardından, ?1 Milyon İzmirli Termik Santrale Karşı?? Platformu Aliağa İlçesinde santrale karşı seslerini bir kez daha duyurdu.

Demokrasi Meydanında toplanan Egecep,TMMOB İzmir İl Koordinasyonu, İmece-Der,Yeşiller partisi, EDP, Foçep, Petrol-İş sendikası, Aliağa Emek ve Demokrasi platformu, Menemen Çevre ve Kültür Platformu, Bakırçay Havzası Belediyeler Birliği?nden Dikili Belediye başkanı Osman Özgüven, Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ, CHP eski Grub Başkan Vekili Kemal Anadol, CHP eski Milletvekili Hakkı Ülkü, Foça eski Belediye Başkanı Nihat Dirim Dikili, Aliağa, Menemen Kent Konseyi yöneticileri ve çok sayıda çevreci katıldı.

İzmir kent Konseyleri Birliği imzası ile basın açıklaması metni dağıtan Aliağa Kent Konseyi yöneticilerinin dağıttıkları metinde ?? ithal kömüre dayalı termik santrallere hayır diyoruz?? içeriğine tepki gösteren çevreciler, her türden kömürlü termik santrallere karşı çıkmalıyız diyerek, metnin utangaç bir şekilde termik santrali savunduğu ve ??Aliağa Belediyesi tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığ?ının resen onay verme yetkisinin baskısı altında ?? inşaat ruhsatı vermesine dile getiren metnin Aliağa Belediye Başkanını akladığını belirttiler. Bu gelişmeler üzerine metni inceleyen Bakırçay Havzası Belediye Başkanları kendilerini temsilen Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven?i görevlendirdi.

Bakırçay Belediyeler Birliği adına Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven, basın açıklaması yaptı. Bakırçay Belediyeler Birliği olarak Aliağa bölgesinde termik santrallerin yapımına karşı kararları olduğunu açıklayan Özgüven, “Bir gece içinde ruhsat nasıl verildi, hangi şartlarla verildi, neden verildi? Bunu bilemeyiz. Bunu şimdi ruhsatı verenlere sormak lazım. Ayrıca bize dediler ki meslek odaları bu ruhsatları inceledi. Bu ruhsatlarda verilmemesi gereken bir yığın teknik olgu var, hem de olumsuz olgular. Aliağa Belediyesi ise ruhsatı verdi. Bu yetmedi, ne yazık ki belediye başkanlarımızı da ciddi bir baskı altına alan bir başka belediye başkanımız ‘Evet, noktasına kadar doğru vermiştir. Bakanlık böyle istiyor’ demiştir. Şimdi soruyorum; bu yasaları çıkaran kimler? Bir idam yasası çıkarıldı, insanlar idam ediliyordu. Şimdi yine bizi idam ediyorlar. Tamam mı diyeceğiz? Yani yasalar toplum aleyhine çıkarılmışsa ne kadar güzel mi çıkarmışsınız diyeceğiz. Tabii ki karşı çıkacağız. Bunları kim onaylarsa onaylasın ona karşı çıkacağız. Bunları alanlarda haykıracağız”

?? 22 yıl önce de Belediyeler Birliği vardı. Bugün de var. O gün devlet termik santral kurmak istedi. Biz kurdurmadık. Bugün özel sektörün kurmak istediği termik santrale izin vermemizi istiyorlar. Asla izin vermeyeceğiz. Biz Aliağa’da termik santral olmaması için gerekirse canımızı bile vermeliyiz. Biz ilerleyen yıllarda belki bu dünyada olmayacağız. Ama bu topraklarda torunlarımız yaşayacak. Bizim yaşamamamızı isteyenlere karşı. Bu mücadeleyi sonuna kadar sürdürmeliyiz. Ve hepimiz söz vermeliyiz.??dedi.

Özgüven, Bergama Belediye Başkanı CHP?li Mehmet Gönenç?in önemli işleri olduğundan dolayı basın açıklamasına katılamadığını ama bir destek mesajı gönderdiğini söyledi. CHP Milletvekili Prof.Dr. Birgül Ayman Güler?in kendisine gönderdiği, bölgede yapılan termik santrallere karşı olan ve mücadeleyi destekleyen mesajı da okudu. Özgüven ardından katılan herkese teşekkür etti. Özgüven katılımcıları ?1 Milyon İzmirli termik santrale Karşı?? Platformunun Petrol-İş Sendikasındaki basın açıklaması ve toplantısına çağırdı ve eylemi sona erdirdi. Özgüven?in konuşması sık sık, ‘Başkanlar şaşırdı, sabrımızı taşırdı’, ‘Aliağa ovası Dilova olmasın’ ve ‘Burası neresi? Sanayi bölgesi, ölümün adresi’ diye sloganlar attı.

??Termik Santrale Karşı 1 Milyon İzmirli ?? platformunun çağrısı üzerine Aliağa,Menemen,Foça ve İzmir demokrasi ve çevreci güçler ve Dikili Belediye Başkanının katılımı ile Petrol-İş Sendikası konferans salonunda basın toplantısı düzenledi..

Platform adına Kimya mühendisi Şenay Çağıran basın açıklamasını yaptı.

??Aliağa?da yapılması planlanan kömür yakıtlı 7 termik santralin yaşam alanlarımızı doğal dengeyi insan sağlığını ve tarım arazilerinin üretkenliğini yok edeceği kesin ve örnekleriyle açıktır. Santrallerin soğutma suyunun boşaltıldığı denizlerde de canlı yaşamını sonlandıracağı ve deniz eko sistemini geri dönülmez biçimde bozacağı da açıktır. İzmir yenilenebilir enerji kaynakları bakımından, güneş-rüzgar-jeo termal, zengin şanslı kentlerimizden biridir. Ancak siyasal iktidar ve bazı yerel yöneticilerin halkın iradesine ve termik santrallerin sonuçlarını bilmelerine karşın verdikleri ruhsat ve imzalar Aliağa?daki ekolojik yıkıma verilmiş vizelerdir. Bölge doğal gazlı termik santraller, demir çelik fabrikaları, rafineri,petro-kimya tesisleri, yüzlerce yan sanayi kuruluşu, gemi söküm tesisleri ile zaten fazlasıyla tahrip edilmiştir. Koşullar böyleyken Aliağa Belediyesinin santral inşaatına ruhsat vermesi, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanının verilen ruhsatı onaylanan açıklamaları, yaşama karşı,doğaya karşı katliamı geri dönülmez yıkımı onayan tarihsel bir hata olmuştur.1 Milyon İzmirli olarak bu suçu işleyenleri, ortak olanları, sessiz kalanları doğaya, yaşama karşı sorumlu davranmaya çağırıyoruz. Yaşamdan yana olan İzmirlileri 6 mayısta termik santral ateşini söndürmeye, yaşam için birleşmeye çağırıyoruz.??

Basın toplantısının ardından toplantıya katılan güçler, ??1 Milyon İzmirli Termik santrale Karşı?? platformunun örgütlenme, aydınlatma ve mücadele çizgisi üzerine düşüncelerini ifade ederek, 6 mayıs gününe kadarki mücadelenin planlamasını görüştüler. Katılımcıların önerilerinin ortak noktaları şunlardı;

* İzmir, Karşıyaka,Aliağa, Foça, Yenifoça, Menemen,Dikili,Bergama ve Belde ve Köylerinde kısaca Bakırçay havzasında 1 Milyon İzmirli Termik Santrale Karşı” platformunun örgütlenmesi, bu bağlamda emek,demokrasi ve çevre platformları ve esnaf,ziraat odaları katılımı ile yerel toplantılar yapılması; toplantı katılımcıları ile birlikte bildiri, bröşür ve afişlerin dağıtımının yapılması,sokağa çıkılması, imza masaları açılması.

*Sendikaları,meslek odaları,meslek örgütleri, ziraat,tarım örgütleri vb tüm kurum ve kuruluşları harekete geçirici çalışmalar yürütülmesi.

*Platformun bileşenlerinin kampanyayı destekleyici çalışmalarını yoğunlaştırmaları, olanaklarını seferber ederek aydınlatma faaliyeti ile, bildiriler ve broşürlerle, imza masaları, sokak, mahalle, ev ev çalışma yürütmeleri,

*İlçe,belde ve köylerde oluşmuş demokrasi,kültür ve çevre platformları ile ilişkileri geliştirerek bilgilendirme.

*Mahalle,köy muhtarlarına aydınlatıcı bilgi taşıma; yaşam mücadelesinin anlatma

*Gazete,Televizyon, muhabirleriyle açıklama toplantıları; İnternet Basını,Haber Sahifeleri, Sosyal siteler, Bloglar,web siteleri aracılığıyala bilgilendirme faaliyeti yürütülmesi.

*Bildiri,bröşür ve afişlerin dağıtımı ve örgütlenmesinin ivme kazanması

*İlçe,belde ve yerleşim alanlarında imza masaları, basın açıklamaları, toplantılar, yürüyüşler yapılması.

*6 Mayıs 2012 tarihine kadar salonlarda,alanlarda,sokaklarda,işyerlerinde,okullarda açıklama faaliyetleri, yürüyüşler yapılması,

* 6 Mayısta 1 Milyon İzmirli ile birleşmeyi ve termik santral yangınını söndürme ve yaşam için birleşme eylemini gerçekleştirme.

MAHMUT TAŞLIOĞLU

(01.01.1962-03.02.2012)

1.01.1962 yılında Kayseri’nin Sarız ilçesine bağlı Kırkısrak köyünde dünyaya geldi. Emekçi bir ailenin çocuğuydu. Dokuz kardeşin en küçüğüydü. Anne ve babasını onbeş yaşında kaybetti.  Amcasının yanında aile dayanışması ile büyüdü. Kırkısrak Köyü İlkokulunu bitirdi.

Genç yaşta devrimcilerle tanıştı. Emekçilerin kurtuluşunun devrim ve sosyalizm ile gerçekleşeceğini kavradı. Derin ve güçlü bir devrimci ruhla işçi sınıfının ve ezilenlerin davasına bağlandı. Enerjisini, gücünü işçi sınıfı ve emekçilerin örgütlenmesine ve siyasi demokrasi talepleri için mücadeleyi örmeye ve güçlendirmeye adadı. Proleter devrimci hareketin işçi militanlarındandı.

1980?li yıllardan sonra İzmir?de yaşamını sürdürdü.  Yaşamının her döneminde işçilik yaparak çalıştı. Patronlarla uzlaşmaz, uzun çalışma saatleri ve düşük ücretlere karşı işçi arkadaşlarını bilinçlendirmeye ve örgütlemeye çalışırdı. Asalak insanları sevmezdi. Onun için işsiz kaldığında ne iş bulursa çalışırdı. Düşüncelerini duru bir açıklık ve kesinlikte anlatırdı, en önemli özelliklerinden biri ikna kabiliyetinin yüksek olması ve doğru olduğunu düşündüğü bir şeyi en iyi yapmaya çalışmasıydı. Arkadaşları, dostları ona haksızlık yaptığında asla kin tutmazdı, işçilerin kini sermaye düzenine, faşizme karşıdır; sınıfa karşı sınıf tutumu olmalı derdi.

İzmir?de proleter devrimci harekete yönelik 1993 yılının aralık ayında yapılan operasyonda gözaltına alındı; ondört gün gözaltında kaldı. Sömürücü, zalim burjuva düzeninin  işkencecilerine teslim olmadı, direndi.

1990?lı yıllarda İzmir’de Tekstil sektöründe ??ayakçı??, ??makineci?? işçi olarak çalıştı. Tekstil işçilerinin sendikal örgütlüğünü gerçekleştirmek için fedakarca çalıştı.  Bora Tekstildeki sendikal çalışmada ve oradaki direnişte diğer işçi arkadaşlarıyla birlikte bir aydan fazla işyeri önünde sendikal haklar için mücadele edenlerdendi. Tekstil patronlarının kara listesine girdi. Tekstil sektöründe iş vermediler. Yaşamını boya badana işleri ve Bornova?da sokak kitapçılığı yapmakla kazandı.

2009 yılının aralık ayının ikinci haftasında Tekel işçilerinin özlük hakları ve ?4/C kaldırılsın? diye mücadeleye atıldıkları direniş günlerinde tekel işçilerinin mücadelesinin coşkulu bir  dayanışmacısı ve destekleyicisiydi. Direniş süreci içindeki yürüyüşlere katıldı. Ankara?da Tekel İşçilerinin direniş çadırlarında tekel emekçilerinin karlı kış günlerinin dayanışmacısı ve zorlukları aşmak için onlarla birlikte mücadele eden sınıf kardeşiydi. Direnişçilerin fotoğraflarını çekmiş ve facebook sahifesinede yerleştirerek tüm arkadaşlarını desteklemeye çağırmıştı.

Kitap okumayı çok severdi. Okuduklarını çevresine anlatır, analizler yapardı. Dostlarını okumaya teşvik ederdi. Onlara beğendiği kitapları önerirdi. Okumayı sevdiği kadar yazmayı duygularını, düşüncelerini kağıtlara aktarmayı severdi.

Şiir okumayı severdi. Kendisi de şiir yazardı. Çok güzel şiir okurdu. Bir roman çalışması vardı. İnandığı şey için en iyisini sonuna kadar yapmaya çalışırdı. Hep mükemmele ulaşmaya çalışır, bunun arayışı içinde olurdu. Proleter devrimci harekete ve yoldaşlarına sevgiyle coşkuyla bağlıydı.

Bir süredir rahatsızdı. Akciğer kanseriydi. Hastalığını dostlarından sakladı. Onları üzmek istememişti. Tedavi olmak için Ankara?ya yakınlarının yanına gitti, O?nu orada kaybettik.

Gülen gözleri ışıl ışıldı; öyle de gitti. Öyle sessiz, dirençli, bir gün mutlaka işçi sınıfı iktidara gelecek ve sosyalizmi kuracağız diyerek?İşçi sınıfının iktidar mücadelesinde yaşayacak, bizlerle yaşayacak.

04 Şubatta Ankara Karşıyaka mezarlığında toprağa verdik. Yoldaşlarının, dostlarının yakınlarının katılımıyla.. Anısını ve mücadelesini geleceğe taşıyacağız.

Ali Rıza Demirli

Ali Rıza Demirli dostumuzu yitirdik.

Ali Rıza İzmir-Balçova Ata Caddesi girişindeki sağdan ilk sokak içerisindeki Eyüp Sabri Camisinden 01.02.2012 çarşamba günü saat 15,00 de alınarak son yolculuğuna uğurlanacaktır. Dostlarımızın katılımını dileriz.

ALİ RIZA DEMİRLİ

(15.08.1965-01.02.2012)

Ali Rıza Demirli Kars ilinde 15.08.1965 tarihinde doğdu. Kars İsmet Paşa İlkokulu?nu bitirdi. Kars Ortaokulu 2. Sınıftan sonra ailesinin İzmir Balçova İlçesine yerleşmesi ile Balçova Ortaokulu?na devam etti. Eşrefpaşa Lisesi?ni bitirdi.

Ortaöğrenim döneminde devrimcilerle tanıştı. Balçova Yurtsever Devrimci Gençlik Derneği faaliyetlerine katıldı. Semtinde ve okuduğu Balçova Lisesinde Haftalık Halkın Kurtuluşu gazetesinin dağıtımını yapardı.

İzmir?de Tariş işçilerinin direnişi ile diğer fabrika ve işletmelerde ve semtlerde başlayan dayanışma eylemleri ve genel grev sürecini bastırmak için sıkıyönetim ilan edilmişti.

Proleter devrimci hareketin işten atmalara, siyasi cinayetlere, işkencelere, sıkıyönetime ve faşizme karşı mücadelesi sürecinde semtteki protesto gösterilerinin katılımcısıydı ve Balçova Lisesindeki siyasi boykotu örgütleyen devrimcilerdendi. Balçova Lisesi boykotu sürecinde gözaltına alındı. Balçova Lisesi idaresinin disiplin cezası sonucu Eşrefpaşa Lisesine devam etmek zorunda kaldı. Başarılı bir öğrenciydi. Sonraki yıllar Karadeniz Teknik Üniversitesi İnşaat fakültesinde okudu.

28 Aralık 1987 tarihinde Türkiye Devrimci Komünist Partisi?ne yönelik yapılan operasyonda gözaltına alındı. Dava sonucunda beş yıl ceza aldı. Buca merkez ve Urla Cezaevlerinde kaldı. Cezaevi yaşamından sonra bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesini sürdürdü.

İzmir-Konak?ta yapılan 1992 yılındaki İşçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele günü 1 Mayıs?ta parti bayrağının açılması ve parti sloganlarının atılmasıyla polis saldırısı sonucu  gözaltına alınan onlarca gençten birisiydi.

1994-1996 yılları sürecinde İzmir Evrensel Kültür Merkezi?nin gelişimine emek verdi, yöneticiliğini yaptı.

Sonraki yıllarda inşaat,  yapı, taahhüt işleri ile uğraştı.

İki yılı aşkın süredir kanser tedavisi görüyordu. Hastalığına karşı dirençli bir tutum almasına ve hastalığı yenme uğraşısı ve azmine karşın hastalığı O?nu yaşamdan ayırdı.

Ali Rıza Balçova Ata Caddesi girişindeki sağdan ilk sokak içerisindeki Eyüp Sabri Camisinden saat 15,00 de alınarak son yolculuğuna uğurlanacaktır. Dostlarımızın katılımını dileriz.