BAHRİ KIRKIMCI

 

BAHRİ KIRKIMCI

 (28 Kasım 1957 – 16 Temmuz 2025)

Bahri Kırkımcı, 28 Kasım 1957 tarihinde Manyas’ta dünyaya geldi. Annesi ev hanımıydı, babası ise Bahri çok küçük yaşlardayken hayata veda etti. Bu erken kayıp, onun yaşamında derin bir izler bıraktı. Ablası ve öğretmen olan eşi Bahri’yi yanlarına aldı; önce tayinle Kars’a, ardından Balıkesir’e taşındılar. Bahri, ilkokul ve ortaokulu Manyas’ta bitirdikten sonra liseye Kars’ta başladı, Balıkesir Koray Lisesi’nde ise eğitimini tamamladı. Çocukluğu ve ilk gençliğini böylesi bir paylaşım ve dayanışma ortamında geçirdi.

Genç yaşlardan itibaren sorgulayan, adaletsizliğe boyun eğmeyen bir kişiliğe sahipti. Dayanışmacı ruhu ve bitmek bilmeyen enerjisi, onu kısa sürede arkadaş çevresinde ön plana çıkardı.

Gençlik Yılları ve Mücadele

1975-1976 öğretim yılında Balıkesir İşletmecilik ve Turizm Yüksek Okulu (BİTYO) açıldığında, Bahri de bu yeni okulun ilk öğrencileri arasında yer aldı. Okulun açılması gecikmeli olmuş, kayıtlar kasım ayına kadar sarkmıştı. Bahri, burada hemşehrileri Dursun, Bahri ve Erdinç ile tanıştı. Bu küçük Manyaslılar grubu, kısa sürede Balıkesir devrimci gençlik mücadelesinde adından söz ettirecek bir yoldaşlığa dönüştü.

Onların buluşma noktası, Cengiz Topel’deki Siteler Konutları No: 5’ti. Burası yalnızca bir ev değil, aynı zamanda bir koordinasyon merkezi, dayanışma yuvası ve devrimci mücadelenin kalbiydi. Yazılamalar, afişleme çalışmaları, eylem hazırlıkları buradan yönetilir; gece yarısı “No: 5’teyiz” demek, mücadele saflarında yerini almak için yeterliydi.

Bahri, bu yıllarda Halkın Kurtuluşu hareketini benimsedi. Deniz Gezmiş’e olan hayranlığı, onu korkusuz bir militan haline getirdi. Ne kadar kalabalık olurlarsa olsunlar, faşistlere karşı gözünü budaktan sakınmaz, en ön safta yer alırdı. 1976’da küçük kantinde yaşanan ve devrimcilerin üstün geldiği anti faşist mücadele Bahri’nin kararlılığını, gözü pekliğini gösterdiği bir alan oldu.

İlk Yakalanma ve Cezaevi

1976 baharında Balıkesir’ de devrimci gençlik için unutulmaz bir eylem planlandı. 6 Mayıs 1972’de idam edilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan ile 18 Mayıs 1973’te işkencede katledilen İbrahim Kaypakkaya anısına Balıkesir’in dört bir yanına afişler yapıştırılacaktı. Bu, Balıkesir’deki ilk afişleme eylemiydi ve yasadışıydı; afişlerde “THKO” (Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu) imzası vardı.

Gece yarısı iki grup halinde Siteler’den yola çıkan devrimciler, şehrin merkezinden Milli Kuvvetler ve Anafartalar Caddesi’ne, Kasaplar Mahallesi’nden BİTYO ve Balıkesir Lisesi civarına kadar tüm noktaları afişlerle donattılar. Ancak sabaha karşı polislerin yoğun devriyeleri başladı. Afişleme görevini başarıyla tamamlayan gruptan Bahri ve birkaç arkadaşı yakalandı.

Balıkesir’de başlayan süreç, İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne (DGM) uzandı. Bahri, ilk kez cezaeviyle tanışıyordu.  Tutuklanan arkadaşlar dört ay  Buca Cezaevi’nde kaldı; yıl sonu sınavlarına giremedi. Buna rağmen hiçbir arkadaşının adını vermedi, üzerine atılan hiçbir suçu kabul etmedi. Mücadelesi kararlılığıyla daha da güçlendi,  mahpushaneyi devrimci eğitimini tamamlayacağı bir okula dönüştürdü.

Tahliye ve Mücadeleye Dönüş

Uzun süren yargılamaların ardından tahliye edildiğinde, yeniden Balıkesir’e döndü. Ne gözaltılar ne cezaevi, ne de baskılar Bahri’yi yıldırmıştı. Siteler’ deki dostlarıyla birlikte kaldığı yerden mücadeleye devam etti. Onun korkusuzluğu, arkadaşlarına güven verdi; faşistler karşılarında bilinci daha da gelişmiş, direngen, cesur bir Bahri bulmuşlardı.

Bahri Kırkımcı, devrimci gençliğin unutulmaz bir neferi olarak her zaman ön safta yer aldı.

Veda

Bahri Kırkımcı, 16 Temmuz 2025 günü hayata gözlerini yumdu. Onu tanıyan herkes, yalnızca bir yoldaşını değil, mücadele azmini ve yoldaş sıcaklığını da kaybetti.

Arkadaşlarının sözleriyle:

“Bahri, Balıkesir devrimci gençlik mücadelesinde ilk afişleme eylemine katılıp ilk cezaevine giren arkadaşlarımızdandı. Gözü kara, dürüst ve vefalıydı. Onun desteği unutulmayacak. Rahat uyu dostum.”

İşte Bahri Kırkımcı, bir devrimci, bir yoldaş, bir dosttu. Banka Emeklisiydi. Yaşadığı sürece içten samimi, insancıl kimliğiyle ardında bıraktığı iz, onu tanıyan herkesin hafızasında ve mücadele edenlerin yüreğinde yaşamaya devam edecek.

1 yorum

    • Noyan Çepeloğlu on 6 Ağustos 2025 at 17:28
    • Cevapla

    😔😔😔🙏

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.