İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde “Kartalkaya Katliamının Sorumlusu Sermaye Düzenidir. Birleşelim Hesap Soralım” pankartı açarak, Bolu Kartalkaya’da yaşanan ve 78 kişinin hayatını kaybettiği otel yangınına ilişkin açıklama yaptı. Açıklamayı KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Deniz Çetin okudu.
Açıklamanın tam metni şöyle:
“SORUMLULAR HESAP VERMİYOR, İHMAL VE DENETİMSİZLİK ÖLDÜRÜYOR!
21 Ocak gecesi Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde bulunan bir tesiste çıkan yangında açıklandığı kadarıyla şu ana kadar 36’sı çocuk toplam 78 yurttaşımız yaşamını yitirmiş çok sayıda yurttaşımız da yaralanmıştır. İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri olarak bu elim olayda hayatını kaybedenlerin ailelerine ve yakınlarına başsağlığı diliyor, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Öncelikle ahşap malzemeden yapılı yanıcı madde ile döşenmiş, yangın merdiveninin olup olmadığının bile tartışmalı halde olduğu, en son ne zaman, kim tarafından denetlendiği belli olmayan bir yapıda göz göre göre yaşananların facia kader değil, katliam olduğunu belirtiyor; maden ocaklarında, yurtlarda, orman yangınlarında, işçi cinayetlerinde ve depremlerin sonucunda sayısız defa tanık olduğumuz üzere ilk iş olarak yayın yasağı getirilmesinin ve devletin tüm yetkililerin sorumluluktan kaçmaya çalışmasının gerçeklerin üzerini kapatmaya yönelik olduğunun altını çiziyoruz.
Yaşanan can kayıplarının sorumlularının başta siyasal iktidarın rant ve talana dayalı neoliberal politikaları ile cezasızlık ve kuralsızlık politikası olduğu ortadayken, devlet kurumlarının, organlarının nasıl da işlevsizleştirildiği, nitelikten uzaklaştırıldığı, kamu hizmetlerinin piyasaya açılmasının nasıl ölümcül sonuçlar doğurduğunu yangın sonrasında en acı haliyle görüyoruz. Bu tür felaketler ne bir kaderdir ne de bir tesadüf. Bunlar, kâr hırsıyla hareket eden sermaye sınıfının ve onu denetlemekten bilerek kaçınan siyasal iktidarın yarattığı yapısal bir sorun, kapitalist sistemin kanlı yüzüdür.
Öyle ki; kamuoyuna ihmallere ilişkin bilgi vermekle görevli resmi makamlar, iktidar partisinin kabine toplantısı bitmeden bir açıklama dahi yapamamış, İçişleri Bakanlığı ancak akşam saatlerinde yangının söndürüldüğünü ve kimlik tespitinin sürdüğünü açıklamıştır. Bu noktada gerçek sorumluların denetim görevini yapmayan kurum ve kuruluşlar ile yurttaşların can güvenliğini hiçe sayan, kar hırsıyla güvenlik tedbirlerini almaktan imtina eden sermaye sahipleri olduğu, devleti şirket gibi yönetmekle övünenlerin, devletin denetim görevini şirketlere devredenlerin, ne kadar sorumluluktan kaçmaya çalışsalar da bu ihmaller zincirinin ana halkasını oluşturduğu bir kez daha açığa çıkmıştır.
Yangın güvenliğine ilişkin tüm sistemlerin düzenli bakımlarının ve periyodik kontrollerin yapılmasının görev ve sorumluluğu otel sahibinde olduğu kadar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndadır.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan Acil Durum Planı Hazırlama Rehberinde; otellerde risk değerlendirmesi yapılarak acil durum planı hazırlanması zorunlu olduğu ve müşteri, ziyaretçi ve başka işyerlerinden çalışmak üzere işyerine gelen çalışanlar gibi işyerinde bulunan diğer kişilerin acil durumlar konusunda bilgilendirilmesi gerektiği belirtilmektedir. Bu hususun uygun şekilde yerine getirilmediği veya hiç yapılmadığı aşikardır.
Çünkü çalışanları hariç 237 kişinin konakladığı Grand Kartal Hotel’in otel kapasitesinin 161 oda 350 yataklı ve 26 yaşında olduğu bilinmektedir. Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğe göre otel “mevcut bina” sınıfındadır ve mevzuata göre söz konusu 350 yataklı mevcut bina sınıfındaki otel için yangın çıktığında yayılımı engelleyen ve söndüren Otomatik Yağmurlama (Sprinkler) sistemi zorunluluğu bulunmaktadır. Otelin internet sitesindeki fotoğraflarda en geç 2008 yılında yapılması gereken otomatik yağmurlama sisteminin yapılmadığı görülmektedir. Bu sistemin yapılmaması nedeniyle yangın hızlıca yayılmış ve can kayıpları yaşanmıştır.
TMMOB uzun yıllardır uzman mühendisler tarafından çizilmesi gereken projelerin yönetmeliğe uygun olup olmadığının; uygulamanın da projeye göre yapılıp yapılmadığının disiplinli bir şekilde denetlenmesi gerektiğini ve yapılmış olan sistemlerin periyodik olarak kamusal düzlemde denetlenmesi gerekliliğini ifade etmesine rağmen bugün yaşadığımız bu acı tablo gösteriyor ki, Mühendis odalarının denetleme yetkisini bertaraf edenler, kulağını bilimin ve tekniğin gerçeklerine kapatıp, sermayenin ihtiyaçlarına cevap vermekten başka bir şey yapmamıştır.
Bu gibi trajedilerden ders çıkarılması, yeni faciaların önlenmesi açısından hayati önem taşımaktadır. Kamu kurumları, işletmeler ve denetim mekanizmaları bütünlüklü bir şekilde insan hayatını koruma sorumluluğunu üstlenmelidir. Bu sorumluluğun yerine getirilmesi, yalnızca yasal değil, ahlaki bir zorunluluktur. Kamusal denetimin şeffaf bir şekilde yürütülmesi ve tüm süreçlerin kamuoyuyla paylaşılması, yaşam hakkı ve güvenin yeniden tesis edilmesi açısından hayati önemdedir.
Güvenli bir yaşam hakkı, her bir yurttaşın en temel hakkıdır. Bu hak, sorumluluk sahibi tüm kurumlar tarafından korunmalıdır.
Yaşam hakkının öncelikli olduğu, kamusal güvenliğin esas alındığı bir düzeni hep birlikte inşa edebiliriz. Bugün mücadele etmek, gelecekte benzer acıların yaşanmasını önlemenin en önemli yoludur.
Yaşanan felaket, yalnızca bir tesiste değil, bu düzenin her bir köşesinde süregelen çürümüşlüğün bir ürünüdür. Bu çürümüşlüğü değiştirmek, örgütlü mücadeleyle mümkündür.
Benzer faciaların yaşanmaması için çağrımızdır:
• Kamu denetim mekanizmalarının güçlendirilmeli,
• İşletmelerde güvenlik standartları arttırılmalı,
• Acil durum önlemleri düzenli olarak denetlenmeli ve uygulamaya konulmalı,
• Güvenlik tedbirlerine ilişkin farkındalık çalışmaları arttırılmalıdır.
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri olarak tekrardan hayatını kaybedenlerin ailelerine ve yakınlarına başsağlığı diliyor, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Tüm ülkemizi yasa boğan bu acı olayın takipçisi olacağımızı, tüm sorumlular yargı önünde gerekli cezayı alana kadar mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz!”