10 Ekim Ankara Gar Katliamını Unutmadık, Unutturmayacağız. Sorumlularını Unutmayacağız, Affetmeyeceğiz..

10 Ekim Ankara Gar katliamının altıncı yılında  yitirdiklerimizin  anısına Alsancak Garı karşısındaki parkta  yaptırılan  ‘Hayat Çemberi’  anıtının açılışı yapıldı. 103 Can  anıldı..

Anmaya ve açılışa İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri ve  İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer,  Karşıyaka Belediye  Başkanı  Cemil Tugay, Konak Belediye Başkanı Abdül Batur,  Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ, Balçova Belediye Başkanı Fatma Çalkaya, Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz, Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı CHP İzmir Milletvekli Kani Beko, Mahir Polat, HDP milletvekili Serpil Kemalbay  ve  sosyalist partilerin temsilcileri katıldı.

10 Ekim Ankara Garı saldırısında hayatını kaybedenlerin anısına  oluşturulan  “Hayat Çemberi” adı verilen ve  Alsancak Gar’ı  karşısındaki parkta   İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından  yaptırılan  anıtın açılışında,   İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer,  “ Altı yıl önce, Türkiye’nin en büyük katliamlarından birini yaşadık.  Emek, Demokrasi  ve  Barış mitingi  terör eylemine dönüştü.  Barışın haykırıldığı esnada bu ses susturulmak istenmişti.   ‘Yaşam Çemberi’ ismi bu vefanın eseridir. Yitirdiğimiz canların emanetine koşulsuz şartsız sahip çıkarak onların hayalini gerçekleştireceğiz. Savaşa karşı barışı, baskıya karşı özgürlüğü ve sömürüye karşı emeği yılmadan ve korkmadan savunmaya devam edeceğiz” dedi.   Tunç  Soyer’in konuşmasından sonra  ‘Hayat  Çemberi’  anıt alanında bulunan yitirdiklerimizin fotoğraflarına  karanfiller bırakıldı, ardından yitirdiklerimiz için saygı duruşu yapıldı.

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına   açıklamayı Disk  Ege Bölge Temsilcisi  Memiş Sarı yaptı. Açıklama sırasında “Faşizme karşı omuz omuza”,   “Faşizme ölüm halka hürriyet”,  “Savaşa hayır barış hemen şimdi”,  “Karanlığa teslim olmayacağız”,  “10 Ekim’i unutma unutturma” , ” Gün gelecek devran dönecek katiller halka hesap verecek”, ” Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Savaşa hayır barış hemen şimdi”, “Faşizme ölüm tek yol devrim” , ” Katil Işid işbirlikçi AKP”, ” Onlara sözümüz barış olacak”  sloganları atıldı.

Açıklama metni şöyle;

“10 EKIM ICIN ADALET HERKES IÇIN ADALET

Değerli Basın Emekçileri, Değerli Aileler, Sevgili Dostlar;

7 Haziran 2015 Seçimleri sonrasında ülkeye egemen hale getirilmeye çalışılan şiddet ve korku iklimine karşı barışı, demokrasiyi ve emeğin haklarını savunmak için DİSK, KESK, TMMOB ve TTB olarak tüm yurttaşlarımızı “Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’ne katılmak üzere Ankara’ya davet etmiştik.

Yaptığımız çağrıya kulak veren on binlerce yurttaş emek, barış ve demokrasi özlemiyle Türkiye’nin dört bir yanından yola çıkmış ve Ankara Garı önünde buluşmuştu.

10 Ekim 2015 sabahında bu alanda yüreklerinde sevgi, gözlerinde gülümseme, dillerinde barış türküleri olan on binlerce kişi kardeşçe yan yana bulunuyordu. O karanlık dönemde hepimize umut veren bu coşkulu birliktelik saat 10’u 4 geçe birbiri ardına patlayan iki bomba ile kana bulandı.

IŞİD üyesi iki canlı bomba tarafından gerçekleştirilen kanlı saldırı sonucunda 104 arkadaşımız hayatını yitirdi. 500’ü aşkın yakın arkadaşımız yaralandı ve sakat kaldı.

Bombayı atan İŞİD Militanları görünse de katliamın gerçek azmettiricisinin bugünkü siyasal iktidar ve devlet güçlerinin olduğu o kadar açık ki !

Tıpkı Dersim, Çorum, Maraş, Sivas, Suruç katliamları gibi, her şey ortada Devlet üç maymunu oynuyor. O gün Ankara Garında buluşanlar, tüm bu katliamlar olmasın, savaşlar olmasın insanlar olmasın, bu ülkede artık insanlık filizlensin diyen Pir Sultanlar, Şeyh Bedrettinler, Deniz Gezmişler, Mahirler, İbrahim Kaypakkayalar, Demirci Kawalardı…

Türkiye tarihinin en büyük kitle katliamında kaybettiğimiz bütün arkadaşlarımızı saygı ve özlemle anıyoruz. Arkadaşlarımıza olan hasretimiz, her geçen gün daha da büyüyor.

 Değerli Basın Emekçileri, Sevgili Arkadaşlar,

Bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıllarda, tutuklu sanıklar yönünden 10 Ekim Davası karara bağlandı ve 9 kişi hakkında 101 kez ağırlaştırılmış müebbet cezası verildi. Ayrıca, Ana dosyadan tefrik edilen firari sanıkların yargılandığı dosya, Türkiye’de ilk defa İnsanlığa Karşı Suç kavramının yargıya konu edilmiş dosyası oldu. Bu yönüyle 10 Ekim Katliamı, Türkiye siyasi tarihi ve yargı tarihi bakımından da kamuoyunu ilklerle buluşturan bir konumdadır.

Halihazırda ceza dosyası kapsamında 16’sı firari, biri tutuklu 17 sanık yönünden yargılama devam etmekte olup davanın duruşması; 24 Kasım’da Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecektir.

Nitekim, 5 yıldır katıldığımız her duruşmada, katliamda ihmali olan kamu görevlilerinin ve sorumlulukları bulunan siyasetçilerin de yargılanması gerektiğini dile getirdik. Ne yazık ki, geçen bu süreçte mahkeme heyetinin değiştiğine, katılan ve mağdur olanların sanık olarak addedildiğine, “adalet” isteyenlerin mahkeme salonlarından çıkarılmak istendiğine tanıklık ettik. Mahkeme salonlarında denk gelmediğimiz adalet, kamuoyu vicdanında da tecelli etmiş değil!

Ceza dosyası kapsamında dosyaya katılanlar olarak bizlerin talepleri ile damla damla kazandırılan deliller ile artık hepimiz biliyoruz ki; bugün 6. Yıl anmasını yaptığımız, devasa acılara karşılık gelen bu katliam önlenebilirdi. İki seçim arasında, 2015 yılının karanlık bir dönemine tekabül eden 10 Ekim Ankara Katliamı siyasi bir cinayettir.

Yakın tarihimizin en karanlık döneminin aydınlığa kavuşması için siyasetçileri de ellerine vicdanlarına koymaya, gerçekleri açıklığa kavuşturmaya çağırıyoruz: Türkiye’nin barış umuduna darbe vuran, insanları sokağa çıkamaz hale getiren 7 Haziran ile 1 Kasım 2015 seçimleri arasında yaşanan olayların sorumlusu kimdir? Bizim çocuklarımız neden öldürüldü?

Bilinmelidir ki, insanlığa karşı işlenen bu suçların faillerini gizleyenler, bu suçların ortağıdır. İktidarını korumak için toplumu kaos ve şiddet sarmalına sürükleyenleri asla unutmayacağız. Kardeşlerimizin hayatlarından, bizlerin acılarından oy devşirenleri asla affetmeyeceğiz.

 Değerli Basın Emekçileri, Sevgili Arkadaşlar,

Bildiğiniz gibi, 10 Ekim katliamı, kendinden önce aydınlatılmamış 5 Haziran 2015 Diyarbakır ve 20 Temmuz 2015 Suruç katliamları gerçek anlamda araştırılsa ve failleri bulunsaydı hiç yaşanmayacaktı. Kamusal sorumluluğun katliamlardaki yerinin ortaya koyulabilmesi, “devletin hizmet kusuru” olduğunun bir mahkeme kararında geçebilmesi adına açmış olduğumuz tam yargı davalarının pek çoğunda artık Danıştay aşamasına gelinmiş bulunmaktadır. 2021 yılı Temmuz ayında Danıştay tarafından verilen, devletin bu katliamlardan dolayı “kusursuz” olduğu ve ölenlerin, yaralananların kusurlu ve borçlu çıkarıldığına dair kararı, katliamın 6. Yılında vicdanları yaralamaktadır. İlk derece mahkemelerde açık ve bariz kamusal kusura işaret edilirken üst mahkeme süreçlerinde devletin sosyal risk sorumluluğundan dahi bahsedilmemesi büyük bir çelişki ve sorundur. Elbette ki, verilen her yanlış ve hatalı karara karşı bu ülkenin iç hukuk yollarını tüketmek amacıyla her türlü hukuki başvuruyu yapmış bulunmaktayız.

Değerli Basın Emekçileri, Sevgili Arkadaşlar

Eşitlik, özgürlük, demokrasi ve barış mücadelesi yitirdiğimiz arkadaşlarımızın en büyük emanetidir. Bizler bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu doğrultuda kararlı mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.

Katliamın 6. yılında, bombaların patladığı bu acı dolu meydandan bir kez daha sesleniyoruz:

Kaybettiklerimizi unutmayacağız, unutturmayacağız!

Sorumlularını unutmayacağız, affetmeyeceğiz!

Yaşasın Emek, Barış ve Demokrasi Mücadelemiz.

İZMİR EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ”

10 Ekim  barış ve Dayanışma Derneği adına Mustafa Özdağ ,” 10 Ekim Ankara katliamının 6. yılında yitirdiğimiz canları unutmadık ve asla unutmayacağız.  Yitirdiklerimiz anısına yapılan bu anıtın için çaba harcayan herkese çok teşekkür ederiz.  Bu anıt toplumsal bir hafızanın cisimleşmiş halidir. katliamı lanetlemek ve katliamın yaralarını sarmaya çalışan yaralılarımız ve katliamın travmalarını aşmaya çalışan herkese bu anıt iyi gelecek..” dedi.

10 Ekim günü Ankara’da eşi Mesut Mak’ı kaybeden Evrim Mak  anıt için  başkan Tunç Soyer’e ve anıtın yapımında emeği geçen herkese teşekkür etti.  “Nereden bilecektik ki bizlere hain pusular kurulduğunu ve üzerimize bombalar yağacağını… En sevdiklerimizi; analarımızı, babalarımızı, evlatlarımızı, yoldaşlarımızı, arkadaşlarımızı ellerimizden alacaklarını… Nereden bilebilirdik barışın, demokrasinin ve emeğin birileri için ne kadar korkutucu bir şey olduğunu.. bilememişiz meğer. Kahpe saldırıları ve bombalarıyla sadece 104 canımızı almadılar. Aynı zamanda umudumuzu hayallerimizi geleceğimizi katlettiler. Amaçları sadece orada bir katliam yapmak değildi. Tüm ülkeye korku salmaktı. Ama bugün de görüyoruz ki asla başaramayacaklar bu istediklerini. Bizler asla korkmuyoruz, asla yılmayacağız. Bizler insanca yaşam için mücadele etmeye devam edeceğiz. Az önce dedim ya umutlarımızı yağmaladılar diye… Bugün bu anıt sayesinde bir arada olmayı, umudu ve barışı bu alanda yeşertmek için hep birlikte bir adım attık.” dedi.  Etkinlik, 10 Ekim Barış Derneği’nden yakınlarını yitirenlerin yaptığı konuşmalarla sürdü, mücadelede yitirdiğimiz tüm emek, demokrasi, barış “güvercinleri” için alkışlarla son buldu.

 

 

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.