İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, Suruç ve tüm katliamların gerçekten aydınlatılması için sokakta olmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz!

 

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri,  Suruç Katliamı davasının  bir kişiye ceza verilerek  kapatılıp  unutturulmak istenmesine karşı  sokağa çıktı;  Suruç ve tüm katliamların gerçekten aydınlatılması için sokakta olmaya ve mücadeleye devam edeceklerini açıkladı.

Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde toplanan İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri,  “Suruç katliamı dosyası kapatılamaz” pankartı arkasında toplandı .  Katılımcılar “Suruç’un davası mahkemeye sığmaz”,  “Ellerimiz katillerin yakasında”,   “Hiçbir düş yarım kalmayacak”,  dövizlerini  taşıdı.   Açıklama sırasında  “Katıl İŞİD işbirlikçi AKP”,  “Savaşa hayır barış hemen şimdi” , “Hiçbir düş yarım kalmayacak”,  “Unutmak yok affetmek yok”,  “Katillerden hesabı gençlik soracak”,  sloganları atıldı.

Açıklamayı Emek ve Demokrasi Güçleri adına Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Veysel Beyazadam  yaptı.

Açıklama şöyle;

“Basına ve Kamuoyuna;

İnsanlık tarihi boyunca savaşların, yıkımların, baskıların ve zulümlerin örneğini çokça gördük ne yazık ki! Bu kötücül senaryoların baş aktörleri tarihin karanlık sayfalarında adlarıyla birlikte tarihin çöplüğünde yok olup gittiler. Bunun yanında yaşamı önceleyen, insanlığın evrensel değerlerine katkıda bulunan birçok figür de geldi yeryüzüne. Bu isimler ki sadece bulundukları çağda değil insan nesli boyunca yaşamı var etmeleriyle anılacaklar her daim.

Yakın tarihimizde yaşam adına, erdem adına, var etme adına bedenini ortaya koyan o güzel insanların en önemli örneklerinden oldu Suruç’un düş yolcuları. 20 Temmuz 2015’te Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun çağrısıyla “Beraber Savunduk Beraber İnşa Edeceğiz” şiarıyla örgütlediği, yıkılmış bir kent olan Kobanê’yi inşa çalışmasına katılmak için Amara Kültür Merkezi’nde buluşan yüzlerce sosyaliste barbar İŞİD çeteleri tarafından yapılan katliamın davası 22 Ekim’deki duruşma ile sonuçlandırıldı. Savaşın yıkımına karşı barışı, çocukların ölümüne karşı var etmeyi, gözyaşına karşı çocuk kahkahalarını sağlamaya çalışan o güzel yürekli gençler katledildi karanlık eller tarafından.

Suruç’la başlayan katliamlar 10 Ekim Ankara Gar katliamı, Antep katliamı ile devam etti ve sayısız katliam gerçekleştirildi. Suruç davası gibi Antep davası da kapatıldı.

Suruç katliamının suç ortağı olanlar, katliamın ardından 18 ay boyunca dosyaya gizlilik kararı uyguladı. Aileler, yaralılar, avukatlar ve sosyalistlerin mücadelesi sonucu 21 ay sonra sanıksız başlayan Suruç katliamı davasında, dosyanın tek tutuklu sanığı ve aynı zamanda Ankara Gar katliamının da sanığı olan Yakup Şahin bir kez olsun mahkeme salonuna getirilmeyerek adeta korundu. Yaşamını yitirenlerin yakınları bir kez olsun yüzüne haykırmak isterdi oysa celladın zavallılığını. Dava Urfa’nın Hilvan ilçesine alınarak gözlerden uzak bir yargılama süreci sürdürülmeye çalışıldı. Aileler ve avukatların tüm talepleri yargılama süresince reddedildi, katiller ve işbirlikçileri korundu bir bakıma.

Dün mahkeme salonunda adalet isteyen aileler ve yaralıların dinlenmesini engellemeye çalışanlar, avukatlarla aralarına barikat çekenler, Yakup Şahin’e “Bu tartışmaları dinlemek istemiyorum.Karar vereceğiniz zaman beni bağlayın.” deme cesaretini verdi.

Katliamın tek tutuklu sanığı olan Yakup Şahin hakkında ‘tasarlayarak öldürme’ suçundan 34 kez ağırlaştırılmış müebbet, aynı maddeden 70 kez 27 yıl hapis cezası verildi. Böylelikle katliam münferit bir olaya bağlanıp katliamın ardındaki gerçek, karartıldı.

33 düş yolcusunu katleden katliamcı IŞİD çetesini ve işbirlikçilerini aklama çabasını sürdüren mahkeme, hakikatin açığa çıkması için mücadele verenler hakkında suç duyurusunda bulundu.

Yerel mahkemesinden Anayasa Mahkemesi’ne, polis fezlekelerinden istihbarat şebekelerine tüm kurumlarıyla Suruç davası kapatılarak unutturulmak istendi. AYM’nin yakın zamanda almış olduğu karar bunun en yalın örneğidir. Katliamın gerçekleşeceğini bildiği halde hiçbir önlem almayan dönemin Suruç Emniyet Müdürü hakkında verilen para cezası kararına itiraz ederek AYM’ye başvuran Suruç aileleri ve tanıklarının başvurusu reddedilip SGDF ve Suruç’ta katledilen 33 düş yolcusu sorumlu ilan edilerek hedef gösterildi.

2015’den bugüne dek katliamın aydınlatılması için adalet mücadelesi yürütüldü. Sayısız gözaltı ve tutuklama saldırısına rağmen Suruç aileleri, yaralıları, tanıkları, avukatları ve devrimci-demokratik güçler “Suruç için adalet herkes için adalet!” mücadelesini yürüttü ve yürütmeye devam ediyor.

Bu kararın bizler için bir hükmü yoktur. İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri olarak Suruç ve tüm katliamların gerçekten aydınlatılması için sokakta olmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz!

Savaşların ve ölümlerin olmadığı bir coğrafya yaratma mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz!

Karanlık odakları tüm çabalarıyla teşhir edip demokratik, barışçı, özgürlükçü bir yaşamı savunmaya devam edeceğiz!

Bulunduğumuz her yerden her daim haykırmaya devam edeceğiz: SURUÇ İÇİN ADALET HERKES İÇİN ADALET!

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri”

 

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.