İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri: Hasta Tutsaklara Özgürlük

İzmir’de “Hasta Tutsaklara Özgürlük” Çağrısı
Emek ve Demokrasi Güçleri, ağır hasta tutsakların serbest bırakılmasını istedi; “Tahliye edilmeyenler ölüme terk ediliyor”

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, cezaevlerindeki hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek amacıyla bir araya gelerek, ÖSYM önünden Türkan Saylan Kültür Merkezi önüne yürüdü ve basın açıklaması yaptı. Evrensel gazetesine yönelik saldırıyı da kınayan grup, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık ile Emine Ayşe Barim’in sağlık raporlarına rağmen tahliye edilmemesini “ölüme terk” olarak nitelendirdi.

 

“Cezaevinde kalamazlar”
İlk sözü alan İzmir Tabip Odası Başkanı Yüce Ayhan, tutukluların sağlık hakkına devletin birinci derecede sorumlu olduğunu vurguladı. Ayhan, “Bilimsel kurumlar tarafından hazırlanan raporlar, Mehmet Murat Çalık’ın tekrarlama riski yüksek iki hastalık öyküsü, ciddi kilo kaybı, sınır değerde laboratuvar sonuçları, kolesterol yüksekliği ve insülin direncini ortaya koyuyor. Bu tablo, cezaevi koşullarında kalamayacağını net şekilde gösteriyor” dedi.
Ayhan, Emine Ayşe Barim’in ise bayılma atakları ve ani ölüm riski taşıyan kalp rahatsızlığı bulunduğunu, derhal tahliye edilmesi gerektiğini belirtti.

“Hukuksuzluk ve ölüme terk”
Sefa Yılmaz ise sağlık raporlarında “hayati tehlike” değerlendirmesi yapılmadığını söyleyerek tepki gösterdi. Yılmaz, “Burada hukuksuzluk var, hak ihlali var. İnsanlar göz göre göre ölüme terk ediliyor” dedi. Tahliye kararı veren hakimlerin başka mahkemelere atanarak etkisizleştirilmesini de eleştiren Yılmaz, “Türkiye bugün faşizmin zirve noktasını yaşıyor” ifadelerini kullandı.

“Cezaevleri korkulan insanların yaşam alanı oldu”
Yılmaz, cezaevlerinde gazetecilerin, sanatçıların ve yurtseverlerin bulunduğunu belirterek, “Bu ülke dört yanı parmaklıklarla çevrili bir cezaevine dönüştü. Bizim hayallerimiz, umutlarımız var. Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” dedi.

“Özgürce karar almasını istemedikleri hakimleri ya da savcıları görevlendirmeyen, görevli savcı ve hakimleri görevli oldukları yerden alıp başka yere gönderen, verdikleri talimatlarla yargıyı töhmet altında bırakan bu anlayış, faşizmdir. Bugün Türkiye faşizmin en dip noktasını yaşamaktadır. Düşünen, konuşan kim olursa olsun muktedirin gözünde suçludur ve gözaltına alınması, tutuklanması an meselesidir. Bu yüzden bugün cezaevlerine baktığımızda gazetecileri, sanatçıları, devrimcileri görürsünüz. Ancak onlar gibi düşünen, onlar gibi talan eden, çalan, kadına şiddet uygulayan kimseyi göremezsiniz. Kimse merak etmesin bizim umutlarımız, hayallerimiz var. Bunları ne tutsaklıkları ne de işkenceleri sonlandıramayacak. Sonunda özgürlük mücadelesi verenler kazanacak” diye konuştu.

Açıklamanın sonunda, hasta tutsakların derhal serbest bırakılması ve yargı bağımsızlığının sağlanması çağrısı yapıldı.

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.