Gaziantep İli Başpınar Sanayi’deki 3 fabrikada patronların yüzde 30’luk sefalet zammına karşı yaklaşık iki bin işçi greve ve direnişe başladı. Gaziantep Valiliği 15 gün süreyle ildeki her türlü etkinlik ve eylemi yasakladı. İşçiler patronların sefalet ücreti dayatmasına karşı direnişlerine devam ederken birçok kentte işçilerle dayanışma açıklamaları yapıldı.
“En bilgin aynalara
en renkli şekilleri aksettiren onlardır.
Asırda onlar yendi, onlar yenildi.
Çok söz edildi onlara dair
ve onlar için:
zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri yoktur,
denildi.”
Gaziantep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde çalışan işçilerin yüzde 30’luk sefalet zammını kabul etmeyerek taleplerini dile getirmek istemesi üzerine valiliğin teyakkuza geçerek ildeki tüm gösteri, toplantı ve eylemleri 15 gün süre ile yasaklaması egemenlerin işçi sınıfının en ufak hak ve özgürlük arayışına dahi tahammülü olmadığını bir kez daha göstermiştir
İşçiler anayasa, uluslararası hukuk ve yerel kanunlarca korunan haklarını kullanmak istemektedir.
İşçilerin hak taleplerini şehirde adeta sıkıyönetim ilan ederek sönümlendirmek isteyenler anayasaya, kanunlara, en temel demokratik değerlere aykırı bir uygulama içerisindedirler.
2911 S.K. toplantıların kamu düzenini ciddi şekilde bozma riskinin varlığı durumunda yasaklanabileceğini hüküm altına almıştır. Endişelenmeyin, haklarını arayanlar işçilerdir; yani kamunun en önemli bileşenlerinden birisidir ve zam oranını kabul etmediklerini söylemeleri kamu düzenini bozmayacaktır. Aynı şekilde Anayasanın 34. Maddesi toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin ancak açık ve yakın bir tehlike durumunda yasaklanabileceğini belirtmektedir. İşçilerin birleşmesi, sözünü söylemesi, taleplerini dile getirmesi nasıl, ne tür bir açık ve yakın bir tehlike yaratmaktadır?
Korkmayın. İşçiden, emekçiden korkmayın. Onlar sömürüyü ortadan kaldırarak herkese insanlığını geri kazandıracak bir sınıftır. İşçilerin sendikalaşmasından, birleşmesinden, sözünü söylemesinden, hak ve özgürlüklerini savunmasından korkmayın. Onlar bu ülkeyi yaşanabilir bir yer haline getirecek yegane sınıftır. Korkmayın. İşçilerin sınıfsız, sömürüsüz, insanca bir dünya yaratma ideasından korkmayın. Savaşsız, sınırsız, adil, herkesten yeteneğine göre herkese ihtiyacı kadar bir yaşamdan korkmayın. Bu yaşamı kuracak biricik sınıftan bu kadar korkmayın.
Egemenler ekonomik taleplerle başlayan işçi eylemlerinin siyasi bir yöne evrilmesi endişesi taşıyor olabilir. Ancak insanlar evlerine, çocuklarına ekmek götürmek istemektedir. Bu temelde yürüttükleri mücadele de meşru, haklı ve hukuka uygundur. Hukuku çiğneyenler ise emekçileri sefalet ücretlerine mahkum etmek isteyenlerdir. Hukuku çiğneyenler işçi eylemlerinde, asgari ücret toplantılarında patronlarla birlikte hareket edenlerdir.
Ülkedeki hukuksuzluklar bununla sınırlı değil ne yazık ki. Bir kez daha en demokratik haklardan olan seçme seçilme hakkı gasp edilmiş, İçişleri Bakanlığı, Van Büyükşehir Belediye Başkanı Abdullah Zeydan’ı görevden uzaklaştırılarak yerine Van Valisi Ozan Balcı’yı kayyum olarak atamıştır. Kararının tebliğinden sonra belediye binasının etrafında iradelerine sahip çıkan vatandaşlara müdahale edilmiş aralarında gazetecilerinde bulunduğu 127 kişi gözaltına alınmıştır.
Biliyoruz ki, kayyum politikası ülkede demokrasiden, barıştan, emekten yana olan herkese verilmiş bir gözdağıdır. Kimsenin kendini halkın iradesi ve yargının yerine koyma hakkı yoktur. Bu durum rejimin temel bir özelliği haline gelse de demokrasiye yapılan darbeleri kabul etmedik, etmeyeceğiz.
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri olarak Gaziantep Valiliğinin hukuka aykırı yasaklamalarını sona erdirmesini, işçilerin söz söyleme özgürlüğü önündeki tüm engellerin kaldırılmasını talep ediyoruz. Bununla birlikte bir kez daha çağrıda bulunuyoruz; halk iradesine vurulan kayyım darbesinden derhal vazgeçilmelidir. Hukuk dışı yollarla baskı ve zor yöntemleriyle halkın iradesinin gasp edilmesine son verilmelidir. Gözaltılar derhal serbest bırakılmalı Seçilmiş Belediye Başkanları görevine iade edilmelidir.
