Demokratik Alevi Dernekleri İzmir Şubesi, İzmir Dersim Kültür Ve Dayanışma Derneği:  Suriye’de katliam var. Soykırım var ölüm var Durdurun!

 

Karşıyaka Çarşı girişinde Demokratik Alevi Dernekleri İzmir Şubesi, İzmir Dersim Kültür Ve Dayanışma Derneği  “Suriye’de katliam var. Soykırım var ölüm var Durdurun!” pankartı açarak  basın açıklaması yaptı.  Açıklamanın tam metni şöyle:

“Basına Ve Kamuoyuna
Bilindiği gibi, Ortadoğu emperyalist merkezler ve bölgesel hegomon güçler tarafından başlatılmış ve sürdürülmekte olan üçüncü paylaşım savaşının merkezi durumundadır. Emperyalistlerin ve pay kapma hırsıyla dahil olan bölge devletlerinin çıkarları temelinde yürütülmekte olan bu savaş, her etnisite ve inanç kimliğinden mazlumlara sadece yıkım ve ölüm getirmiştir.
Hak tanımayan, varlığını gasp ve talan üzerinden sürdüren, bunun için insan kanı dökerek doğayı yıkıma uğratmakta tereddüt etmeyen muktedirler her an nice zulüm yaratmaktadırlar. Enerji ve su kaynaklarına el konulması, ticaret yollarının denetlenmesi gibi nedenlerle başlatılıp sürdürülen bu savaşla yıkıma uğratılan coğrafyalardan biri de Suriye olmuştur.
Tüm insanlık için geçerli olduğu gibi, demokratik birlik üzerine inşa edilmiş demokratik bir ülke Suriye halklarının da hakkıdır. Suriye halklarının baskıcı BAAS rejimine itiraz ve demokrasi talebi de en başından beri meşru bir haktı. Fakat Suriye’ye küresel güçler ve bölgesel işbirlikçileri eliyle müdahale edilmiş, dünyanın dört bir yanından devşirilen katil sürüleri Suriye halklarının üzerine salınmış, ülke kan deryasına çevrilmiştir. Böylece hem Suriye halklarının demokratik bir zihniyet ve zemin üzerinden yükseltilmesi mümkün olan ortak mücadelesinin önü kesilmiş, hem de karşılıklı insanlık suçlarıyla halklar biri birlerine düşmanlaştırılarak tahakküme daha açık duruma düşürülmüşlerdir.
HTŞ’ nin yolu açılarak Şam’a oturtulmasının ardından, başta Aleviler olmak üzere Suriye halklarına karşı yeni insanlık suçları işlenmeye başlanmıştır. Suriye halklarını boğazlaştıran, BAAS rejimini devirerek HTŞ’yi yeni iktidar gücü olarak kurgulayan küresel ve bölgesel güçler, biri birleriyle rekabet ve çıkar hesapları nedeniyle bu katliamları görmezden gelmekte ya da onaylamaktadırlar.
BAAS rejiminin Alevilerce kurulup yönetildiği yalanı, en başından beri, Müslüman Kardeşlerin toplumsal taban yaratmayı ve Sünni Müslümanları manipüle etmeyi amaçlayan bir propagandası olmuştur. Bir yalan üzerinden bir algı yaratımı ve yönetimi gerçekleştirilmiştir. BAAS rejiminin temel kadrolarının ezici çoğunluğu, iddiaların aksine Alevi değil Sünni inançlı Suriyelilerden teşkil edilmişti. Hep dışlanan ve tehdit altında olan Aleviler ise, ideolojik ve politik motivasyonunu Alevi düşmanlığı üzerine inşa etmiş bir muhalefet karşısında, güvenlik kaygısı ve seçeneksizlik nedeniyle rejime sadece yakın durmak zorunda kalmıştır.
HTŞ ve diğer Selefi örgütler sayısız insanlık suçu işlemiş yapılardır ve bu suçları işlemeye devam etmektedirler. Nasıl ki rejim içinde ki kimi Sünni inançlı yöneticilerin fiilleri tüm Sünnilere mal edilemezse, rejim içinde ki kimi Alevilerin fiilleri de Alevilere mal edilemez. Militan kadrolarının çoğu Suriyeli olmayan bu örgütler sadece Suriyeli Alevilere ve diğer azınlık halklara değil, seküler bir yaşamdan yana olan Suriyeli Sünni halklara da düşmanlık etmektedirler.
Son yapılan katliam özel olarak planlanmış ve seçilerek yapılmıştır. Dr. Rasha Al-Ali’yi
HTŞ ve Yandaş canilerin katledildiğini biliyoruz.
Humus Üniversitesi Arapça Dili Bölümü’nde öğretmen;
Arap Yazarlar Birliği üyesi, şair Dr. Rasha Al-Ali; bir bilim insanı olduğu için, Alevi olduğu için, kadın olduğu için, şair olduğu için öldürüldü…
Rasha Al-Aii’yi katledenler Kadınları katlettiler, Alevi Toplumunu katlettiler, bilimi ve sanatı katlettiler, şiiri ve edebiyatı katlettiler…
Uluslar arası topluma sesleniyor, HTŞ gibi terör örgütlerinin Suriye halklarının temsilcisi olarak meşrulaştırılmaması, gerek HTŞ’nin, gerekse rejimin işlediği suçların uluslararası bir mahkemede yargılanması ve Suriye halklarının demokratik, çoğulcu bir rejime kavuşması için çaba gösterilmesi çağrısında bulunuyoruz.
Demokratik bir Suriye’nin öncelikle Suriye halkları için bir hak olduğu bilinci ve demokratik bir Suriye’nin gerek bölge barışı gerekse ülkemiz için açık önemi nedeniyle, Türkiye’nin de etki ve olanaklarını demokratik bir Suriye inşası için seferber etmesi gerektiğine inanmaktayız.
Mesele ülkeyi yeniden inşa etmekse ‘kör intikam’ ve ‘mezhepçi temizlik’ ile Suriye yolunu bulamaz. Colani’nin yabancı heyetlere verdiği sözlerin sahada karşılığı yok. Bu şekilde çoğulcu bir sistem kurmak bir yana Suriye’nin dağılmış yakalarını bir araya getiremezler. HTŞ’ye kefil olanların üç maymunu oynaması vaziyeti kurtarmıyor. Sadece Alevilere değil bütün Suriye’ye kötülük ediliyor, ülkenin geleceği karartılıyor…
Demokratik Türkiye için Kürt siyasetiyle başlatılan diyalog sürecine halklarımızın rızalı-ikrarlı birliği ve ortak geleceğimiz için yaşamsal önem atfetmekteyiz. Bu diyalog sürecinin kalıcı barış ve huzurla sonuçlanması aynı zamanda bölgesel barışla ve tüm Kürtlerle barışmakla mümkün olacaktır. Bu nedenle demokratik Suriye bağlamında Rojava ile de barışmak Tüm halklarımızın ve Türkiye’nin de yararına olacağı gibi Suriye barışına dahi ciddi katkı sunacaktır.
Suriye’nin geleceği, halklarımızın, bölgenin ve ülkemizin geleceğiyle sıkı sıkıya bağlı olduğundan barış mücadelesini yükseltmemiz, halkların rızalı-ikrarlı birliğini esas almamız bir zorunluluktur. Suriye’de ki Alevi katliamlarına dur, otoriter rejim inşasına hayır demek için halklarımızı mücadeleye, uluslar arası toplumu da acil müdahaleye davet ediyor, Alevi katliamlarını lanetliyoruz.
Demokratik Alevi Dernekleri İzmir Şubesi
İzmir Dersim Kültür Ve Dayanışma Derneği”

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.