İzmir Kadın Platformu Türkan saylan Kültür Merkezi önünde kadın katliamlarına karşı açıklama yaptı. Kadınlar; “Yaşasın kadın dayanışması”, “Erkek adalet değil gerçek adalet”, “Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz”, ” Kadın cinayetleri politiktir.”, “Kutsal aileniz batsın kadınlar yaşasın”, “Sözleşme bizimdir vazgeçmiyoruz.”, “Yasta değil isyandayız”, “Katledilen kadınlar isyanımızdır” sloganlarını attı.
Yapılan açıklama şöyle:
BASINA VE KAMUOYUNA
Kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri her geçen gün katlanarak artıyor. Kadınlar artık yalnızca evlerde değil, sokakta, işyerinde, okulda, parkta katlediliyor.
İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın çekilmesinden Medeni Kanunun tartışmaya açılmasına, miras hakkının hedefe konmasından 6284 sayılı yasanın değiştirilmek istenmesine; AKP’nin kadın düşmanı politikaları kadınların yaşamlarına mal oluyor.
Evlilik yaşının düşürülmek istenmesinden, boşanmaların engellenmesi, arabulucu uygulamalarına, nafaka hakkının gasp edilmek istenmesinden çok eşliliğin meşrulaştırılmasına, çocuk istismarının aklanmasına, kadınların eşitlik haklarına yönelik saldırılara, Diyanetinden, medyasına, tarikat şeyhinden bakanına gerici söylemler kadınların katledilmesinin zeminini yaratıyor. Kamusal hizmetler tasfiye edilirken ev içi bakım yükleri altında ezilen kadınlar şiddet dolu hayatlara mahkum ediliyor. Kadınların ve LGBTİ’lerin yaşam hakları; AKP ve gerici ittifakın seçim kampanyalarında, mitinglerinde kazanılmış haklarımız hedefe konuluyor.
Gerici, cinsiyetçi, erkek egemen politika ve söylemlerle şiddet sıradanlaştırılırken, şiddet faillerine cezasızlık politikası ve iyi hal indirimleriyle kadına yönelik erkek şiddeti ve kadın katliamları körükleniyor.
İçeriği “Kadın erkek eşit değildir”, “kadının yeri evidir”, “kutsal aile” “aile hukukunun yeniden düzenlenmesi” sözleriyle somutlanan aile şuaralarıyla kadınların eşitlik ve özgürlük hakları hedefe konuyor. Tarikat ve cemaatler palazlandırılırken, eşitsizlik doğrudan Diyanet ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından örgütleniyor.
Tüm bu politikalar hayatlarımızı kuşatan şiddete dönüşüyor. Derinleşen yoksulluk erkek-devlet şiddeti ile yönetilmeye çalışılıyor. Kadın ve nefret cinayetleri artıyor. AKP’nin iktidara geldiği günden bu yana 8 bine yakın kadın katledildi. 2023 yılında 315 kadın öldürüldü, 248 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulundu. 2024’ün başından beri 85 kadın erkekler tarafından katledildi. İzmir’de ayrı yaşadığı erkek tarafından katledilen Özlem Çankaya’da dahil bu ülkede 24 saatte 8 kadın öldürüldü.
Sadece evlerde değil sokaklarda öldürülüyor kadınlar. 8 Mart gecesi Konak’taki parkta oturan anne kız tacize karşı durduğu için hiç tanımadıkları biri tarafından bıçaklı saldırıya uğradı ve İlayda Alkan katledildi. Oya Tarhan ise yaşam savaşı veriyor.
Defalarca karakola başvurmasına, elektronik kelepçe talep etmesine rağmen boşanmak istediği erkek tarafından akademisyen Derya Uzelli, annesi Dilek Uzelli ve küçük kızı Linda saldırıya uğradı. Silahlar, uzun namlulu tüfekler kuşanmış katil Yusuf Yılmaz, Derya Uzelli’nin annesini ve kızını katletti, kendisinin üzerine 30 kurşun boca etti. Katilin yakınları Derya Uzelli’yi hedefe koydu ahlaksızca.
Karabağlar’da Zahide Yurtkal koruma kararı olmasına rağmen, boşanma aşamasında olduğu Tamer Yurtkal tarafından silahla vurularak öldürüldü. Kızı ise yaralandı. Defalarca alınan koruma kararlarına rağmen korunmadığı için öldürülen Ezgi Zerkin’in katili hala sokaklarda dolaşıyor.
Migros deposunda kötü çalışma koşulları ve işten atmalara karşı direnen DGD-SEN üyesi Gülhan Albayrak işe gitmek için çıktığı evinin önünde defalarca şikayetçi olduğu eski sevgilisi tarafından katledildi.
Bu katliamların sorumluları
“Türkiye yüzyılı” diye kent kent meydan meydan gezerken, o gittikleri kentlerin evlerinde, sokaklarında kadınlar öldürülüyor. Seçim beyannamelerinde ise kadının adı sadece aile içinde geçiyor.
Aile diye diye kadınları şiddet gördükleri evlere mahkum eden gerici politikalar yüzünden kadınlar ölümle burun buruna yaşıyor. Güvenceli bir işe sahip olmadığı, çocuğunu gönderecek kamu kreşlerini kapattıkları için o çok kutsadıkları aile içinde şiddete mahkum ediliyor.
Kadınları şiddetten koruyacak mekanizmalar işlemediği için, şiddet gördüklerinde başvurabilecekleri yeterli sayıda sığınma evi, danışma merkezleri bulunmadığı için, şiddet failleri salıverildiği için öldürülüyor.
Müjde diye sundukları esnek çalışmayla ya ölümü ya zulümü reva gören bu düzene de, ayrımcı politikalarınıza da, gerici ittifakınıza da iktidarınızı sürdürmek için kadınları tahakküm altına alan erkek egemen politikalarınıza da yol vermeyeceğiz.
Bu katliamlardan siz sorumlusunuz!
Öldürülen her bir kız kardeşimiz için sokakları, meydanları doldurmaya devam edeceğiz. Hiçbir kadın yalnız ve güçsüz hissetmeyene kadar örgütlü mücadeleyi sürdüreceğiz. Aileye kul, sermayeye köle olmayacağız.
Katledilen kız kardeşlerimizin hesabını soracağız!
Buradan bütün kadınlara sesleniyoruz; Eşit özgür insanca bir hayatı kurmak bizim ellerimizde! Bunun için işyerinde, mahallede, okulda bulunduğumuz her yerde örgütlenelim mücadele edelim! Emeğimize, bedenimize, yaşamımıza kast eden bu düzene karşı bir kişi daha eksilmemek için birbirimizden hayatlarımızda, haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz.
İzmir Kadın Platformu”