FETHİ KAÇGIN

FETHİ KAÇGIN (1953-2023)

1953 yılında  tarımla geçinen bir ailenin ferdi olarak Bergama ilçesi Ovacık köyünde dünyaya gelir.

İlk orta ve lise eğitimini Bergama’da tamamlar. Üniversite için İzmir’e gelir ve Buca Eğitim Fakültesi Matematik Bölümünü kazanmıştır.

Bu arada 68  rüzgarının estiği yılladır. THKO ve Denizlerin mücadelesinden ve darağacındaki kararlı ve baş eğmez tutumlarında  etkilenmiştir.

1977 yılında artık bir “HALKIN KURTULUŞU” militanıdır. Bu yıllarda Yeşilyurt’ta devrimci mücadelenin örgütlenmesinde yolu GÜRSEL ALP le kesişir. Hem lise (Eşrefpaşa Lisesi) hem semt mücadelesinin en önünde yer alır. Çok iyi bir örgütçü , propagandacı ve ajitatör olması onun en büyük özelliklerindendir. Bir yandan bir yakınının marangoz atölyesinde çalışırken diğer yandan devrimci teorinin kavranması için sürekli okuyup tartışıyordu. Belki  onu diğerlerinden farklı kılan temel özelliği teoriyi tartışarak özümsemek ve onu kitlelere en uygun bir dille kavratmak.

Bu nitelikleri onu kısa sürede semt örgütlenmesinin geliştirilmesinde büyük katkıları olur . O dönem belediye olan Yeşilyurt belediye işçilerinin örgütlenmesinde büyük çabası vardır. Bu çaba belediye işçilerinin iş bırakarak  belediye binasına yürümesi ve taleplerinin karşılanması ile sonuçlanır. Yine aynı dönemde bugün ki “Vatan mahallesi” o dönem “ARAP DERESİ” mahallesinde yaşanan su kesintilerine kadınların tepkisinin örgütlenmesinde ve kadınların SU eyleminde  de Fethi hoca vardır.

İnşaat işçilerinin örgütlenmesi süreci hem semt örgütlenmesinde hem de Halkın kurtuluşunun örgütlenmesinde büyük bir sıçramadır. O dönem inşaat işçileri olabildiğince dağınık, hemşericiliğin  ve feodal ilişkilerin baskın kimseye güvenmeyen, örgütlenme deneyimi hiç olmayan, güvencesiz, sigortasız çalışmanın normal olduğu koşullarda sendikal örgütlenme çalışması yapmanın zorluğunu bugün bile anlamakta zorlanıyoruz. Ama bugün aramızda olmayan başta revizyonistlerce katledilen KAMİL SAĞIR, MUSA AKGÜN VE GÜRSEL ALP’ in ve diğer yoldaşların olağanüstü çaba ve gayretiyle aylar sonra bir sonuca varmıştı. Çalışma nihayet sendikanın kuruluşuna evrilmişti. Sendikanın kuruluşu Yeşilyurt’ta yapılacak bir etkinlikle kendini kamuoyuna deklere edecekti. Olmadı devlet boş durmuyordu takipteydi ve bir bahane uydurup etkinliği basıp tüm katılımcıları gözaltına alacaktı. 12 Eylülün taşları yavaş yavaş döşeniyordu.

Fethi hoca bu arda hem çalışıp hem okuluna dışardan hazırlanarak mücadelesini sürdürüyordu. Artık devletin olduğu kadar revizyonislerin de hedefiydi. Sık sık semtte yazılama ve benzeri bahanelerle toplu olarak semtimize gelip ortamı provake ediyorlar Halkın Kurtuluşçulara saldırıyorlardı. Bu saldırılardan birinde Fethi hoca şans eseri kurtulacaktı. Ogün tüm yoldaşların kararlı ve mücadeleci tavrı sonucu revizyonistler semtimizde sökülüp atılacaktı.

12 Eylülün hemen öncesi şehri terk etmek zorunda kalmıştı çember daralıyordu. Bu arada TDKP KURULUŞUNU ilan etmiş ve kuruluşu semtimizde de coşkuyla kutlanmıştı. Okulu bitirip Öğretmen olmuştu. İlk görev yeri Ankara’nın kalecik ilçesinde bir ilk okuldu.

12 Eylül faşist cunta darbe yapmıştı. Ülkenin ve devrimci yapıların kaderi değişiyordu. Uzun sürecek bir KIŞ BAŞLAMIŞTI. Tüm bunlara rağmen Fethi hoca örgütten ve örgütlü mücadeleden bir an bile kopmadı, kopamazdı. Bir an olsun yaşama, DEVRİME VE SOSYALİZME olan inancını yoldaşlarına olan bağlılığını yitirmedi. Bu onun yaşama bağlılık felsefesiydi; partili yaşam örgütlü mücadele…

Bu zor yıllarda hayata tutunmak için var gücüyle çalışmaktadır. Ankara’dan ayrılmak zorunda kalır. Kısa bir süre Adapazarı’nda kalır, oradan Konya’ya yerleşir. YDGD li eski yoldaşlarını bulur. Artık pazarlamacıdır. Örgütsel bilgi ve becerilerini burada da kullanır. İnsanları ikna etmede üstüne yoktur. Konya da İzmir den tanıştığı yoldaşlarıyla buluşup işi Mersin de yapmayı kararlaştırırlar. Dört yıl kadar Mersin de kalır, sonra tekrar İzmir döner.

90’yıllarda bir süreliğine İstanbul’da parti faaliyeti içinde yer alır. DS nin dağıtımı esnasında yakalanır. İşkencecilere boyun eğmez, sır vermez. Tutuklanır bir süre sağmalcılarda ceza evinde kalır. Tahliye olduktan  sonra partili mücadeleye Manisa’da katılır. 90’lı yılların ikinci yarısında Açık Parti çalışmalarına katılır. Bu süreçte bazı yoldaşlarıyla tekstil işçilerinin örgütlenmesi çalışmalarına katılır.

2000 binli yıllarda yeniden Öğretmenliğe başlar. Bu görev yeri Van-Erciş’tir. Üç yıl sonra tayinle İzmir’e gelir. Bu yıllarda İMECE ‘nin çalışmalarına katılır. Öğrencilere verilecek burs için çevresini harekete geçirmekten imtina etmez.

****

70 yıl yaşanmış bir ömür. bir devrimci olarak bu 70 yıla acıları, sevinçleri, mutlulukları, ayrılıkları yeniden tutkuyla sevmeyi, dostluğu dayanışmayı ve insandan umudu kesmemeyi sığdırabilmeyi başarmıştır. yukarıda anlattıklarım fetih hocanın yaşam öyküsünün  kronolojik bir dökümünü yapmak değildir. ki bu hocaya haksızlık olur. bunlar tanık olduklarımın kısa bir dökümüdür. bazı olaylar ve tarihler karışmış olabilir. anlatılmak istenen bir devrimcinin devrim ve sosyalizm mücadelesine ve partili mücadeleye olan bağlılığıdır. eleştiri ve öz eleştirinin devrimci mücadelenin ve partinin en önemli, etkili değiştirici ve dönüştürücü silahı olduğunu bu mücadele içinde öğrenmişti. Haksızlığa asla boyun eğmez, yanlış anlayış ve tutumlarla uzlaşmaz, mücadele ederdi. Eleştirel yaklaşım onun olmazsa olmazıydı. Kimseye hoş görünme anlayışı yoktu o nedenle sözünü sakınmazdı. Bu nedenle zor bir insan olduğu, anlaşılmaz olduğu kanısına varılır çoğu zaman. oysa onun kitabında kolay da olsa bir sorun mutlaka onu başka yaklaşımla  ve ciddiyetle ele almak. Hazır, kolaycı cevapları hiç olmadı. Ömrünün son yıllarında bile  partili mücadelede ısrar etmiş fakat gereken ilgi ve samimi bir yaklaşımı bulamamıştı. Bu nedenle kırgındı , dargındı. Anlaşılamamak ya da anlamazdan, görmezden gelme yaklaşımlarından yorulmuştu.

SEVGİ  VE SAYGIYLA  ANIYORUZ…

Not: Yoldaşımızın yaşam öyküsünü Yüksel Alp yazdı.

 

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.