İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri; Akbelen ve İkizköy yalnız değildir. Sermaye elini doğamızdan çek

Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Akbelen ormanında Yeniköy, Kemerköy ve Yatağan termik santrallerine kömür sağlamak için ormanlık alanları, zeytinlikleri ve yaşam alanlarını talan eden sermayeye karşı iki yıldır nöbet tutan İkizköy’lülere ve çevrecilere jandarmanın biber gazı ile müdahalesi ve gözaltılar yaşanması ve ağaçların kesilmeye başlanması üzerine İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri sokağa çıktı ve açıklama yaptı. “Akbelen’e Dokunma” pankartı arkasında toplanan Emek ve Demokrasi Güçleri, açıklama sırasında “Akbelen köylüsü yalnız değildir”, “Sermaye elini doğamızdan çek” sloganlarını attı.

Açıklamayı İzmir Çevre Mühendisleri Odası’ndan Helin İnay Kınay okudu. Açıklama şöyle;

“AKBELEN ORMANI AKBELEN KÖYLÜSÜNÜNDÜR
AĞAÇ KESİMLERİNİ DURDURUN!
İki yıldır Muğla Milas’ta Akbelen Ormanını yok edecek kömür madeni genişlemesine karşı tüm varlığı ile mücadele eden İkizköylüler bu sabaha jandarma ve kesim ekipleri ile uyandı.

Muğla’da yaşam alanları, ormanlar, tarım alanları, köyler Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy Termik Santrallerinin kömür madenleri 40 yıldır talan ediliyor. Cehennem çukuruna dönen bölgede yaşam yok ediliyor.
Ormanlarımıza, yaşam alanlarımıza yönelik bu saldırıyı kınıyoruz!

Sadece bu bölgede yer alan 3 farklı termik santral için bugüne kadar binlerce dönüm ormanlık alan yok edildi. Termik santraller için açılan kömür madenleri nedeniyle bu bölgede 12 yerleşim alanımız ortadan kaldırdı. Maden alanlarında artık ürün ekilemiyor, ağaç dikilemiyor, arıcılık yapılamıyor, hayvan güdülemiyor, bir tutam ot bile yetiştirilemiyor.

Ülkenin yer altı ve yerüstü kaynaklarını emperyalist tekellere peşkeşle kalınmıyor. Aynı zamanda ormanlar yok ediliyor, ekoloji bozuluyor, köylülüğün var oluş nedenleri yaşam alanları yok ediliyor. Akbelen Ormanı Akbelenlilerindir halkındır.

Maden şirketleri ormanlarımızı, topraklarımızı, zeytinliklerimizi, köylerimizi avuç avuç söküp alıyor elimizden. Bahçelerimizin yanında kadar maden alanı oldu. Şimdi ise bahçelerimizi, evlerimizi, köyümüzü elimizden almaya çalışıyorlar.

Yeniköy ve Kemerköy Termik Santrallarına kömür sağlamak için sürekli genişleyen, 15 km boyunca uzanan maden ocakları Milas- İkizköy’e dayandı, en eski mahallesi olan Işıkdere’yi yutan maden ocakları, Akbelen Ormanı’na göz dikti. Asıl görevi ormanları koruman ve geliştirmek olan Tarım ve Orman Bakanlığı, 28 Kasım 2011 tarihinde dönemin bakanı Bekir Pakdemirli’nin imzası ile Akbelen Ormanının kömür ocağı haline getirilmesine izin verdi.
Kamulaştırma kararları ile topraklarından edilen, Işıkdere’yi terk etmek zorunda kalan İkizköylüler, Termikçi/Kömürcü şirketin doymak bilmeyen saldırısı karşısında, “yeter artık” deyip 4 yıldan beri yaşama hakları için mücadele ediyorlar.

Akbelen Ormanının ağaçlarının kesilmesine karşı bedenleriyle karşı koyan, kesimi durduran köylüler, ormanın yok edilmesi girişimlerini önlemek için 17 Temmuz 2021 tarihinde ekoloji hareketlerine, yaşam savunucularına çağrı yaparak, Akbelen Ormanı girişine çadırlarını kurarak ormanı korumak için bekçilik yapmaya başladılar.
Yaşamı tehdit eden kapitalist-endüstriyel yağmacılığa, talana karşı direnişin, dayanışmanın simgesi halini alan Akbelen Ormanı Nöbeti 2. Yılın geride bıraktı. Bu nöbette İkizköylülüler darp edildi, yargılandı, cezalandırıldı. Ancak yaşamı ve ormanının savunmaktan vazgeçmedi.

Bölgede madenini genişlemesi ve ağaç kesimlerine karşı verilen hukuki mücadele devam ediyor. Bilirkişi Raporları Madenin yarattığı geri dönüşü olmayan zararlar, Akbelen ormanının kaybedilmesi halinde yaşanacak ekolojik kırım ortaya kondu. Ancak mahkeme tarafından atanana yeni bilirkişilerin mesleklerine ihanet edercesine hazırladığı rapor ve onay süreci ile izinler yeniden yasal hale getirildi. Bir taraftan İtirazlar ve hukuki mücadele devam ederken, Hukukun kanunların, devletin korumakla sorumlu olduğu kurumların korumadığı Akbelen Ormanını köylüler ve yaşam savunucuları 24 saat tuttukları nöbetle korumaya devam ediyor.

Bu sabaha karşı 05,30 da Jandarma, kolluk kuvvetleri ile alana ağaç kesimi gerçekleştirilmesi için müdahale ve kesimler başladı. Hukukun, adaletin, kamu yararının yok sayıldığı bir ülkede yine sabaha karşı kendi vatandaşına karşı duran devlet eli ile ağaç kesimleri başladı.

Ormanını koruyan İkizköylülere Toma ile biber gazı ile müdahale ve gözaltılar yapıldı. Kimden neyi koruyorsunuz. Kimi koruyorsunuz. Anayasanın 169. Maddesi Bütün Ormanların Gözetimi Devlete Aittir” diyor. Ormanı koruması gerekenler ormanı koruyan köylülere saldırırarak aynı zamanda anayasal suç işlemektedir.
Buradan bir kez daha sesleniyoruz. Ağaç kesimlerini durdurun.

Bizler madenlerin, aç gözlü şirketlerin ormanlarımızı, tarlalarımızı, köylerimizi, insanlarımızı yuttuğu, tükettiği bir ülke istemiyoruz. Ne yazık ki ülkemizde egemen olan madencilik anlayışı, madenin bulunduğu tüm arazinin harap edildiği, geride ise tümüyle verimsizleştirilmiş ve kirletilmiş bir toprağın bırakıldığı bir anlayışla sürdürülmektedir. Bu anlayış nedeniyle Cerrattepe’den Fatsa’ya, Kaz Dağlarından Akbelen’e kadar her yerde verimli ormanlık alanlarımız, tabiat zenginliklerimiz yok edilmektedir. Bu anlayış, sadece madenciliği değil, yaşamı da sürdürülemez hale getirmektedir. Bu madencilik anlayışı, bir üretim faaliyeti değil, bir sömürü faaliyetidir. Madenleri olduğu gibi, doğayı ve halkı da sömürmektedir.

Kömüre vereceğimiz, madencilere vereceğimiz tek bir dönüm arazimiz, tek bir çakıl taşımız bile yok!
Akbelen Yalnız Değildir. İkizköylüler Yalnız değildir. Akbelen Ormanı ; Biz ülkenin her köşesinde emek demokrasi yaşam mücadelesi yürüten herkesin mücadelesidir.

Ülkemizin yeraltı ve yer üstü kaynaklarının peşkeşine izin vermeyeceğiz
Akbelen Ormanını, Yaşamımızı, geleceğimizi vermeyeceğiz…Yaşamı Savunacağız…

İZMİR EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ”

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.