Karşıyaka çarşı girişinde KHK’li kamu emekçileri 241.hafta da oturma eylemini yaptı. Haksız, hukuksuz, ihraçlara karşı direnen kamu emekçileri ve katılımcı demokrasi güçleri depremin yıkıma yol açtığı kentlerdeki insanların sesini ve dayanışmanın gücünü dile getirdi.
KESK İzmir Şubeler Platformu adına yapılan açıklama şöyle;
“Basına ve kamuoyuna
6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen iki büyük deprem ülkemizde 10 ilde ve Suriye’de büyük bir yıkıma
ve can kaybına neden olmuştur. Öncelikle deprem nedeni ile yaşamını yitiren yurttaşlarımızın ve Suriye
halklarının yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Ülkemizin deprem kuşağında yer
almasına rağmen bugüne kadar depreme yönelik hazırlık yapılmamasının bedelini onbinlerce yurttaşımız
hayatı ile ödemiştir. Zamanında hareket edilmemesi nedeni ile insanlar adeta ölüme terk edilmiştir.
Milyonlar sevdiklerini ve toplumsal hafızalarını oluşturan büyüdükleri şehirleri terk etmek zorunda
kalmıştır. Bu yıkım bu acı yüzyılın felaketi ile değil iktidarın ihmali ve rant hırsı nedeniyle oluşmuş;
yaratmış olduğu yıkım bizleri derin bir acı ile yüzyüze bırakmıştır.
Depremin yıkıma yol açtığı tüm kentlerde feryatlar yükselmekte; enkaz kaldırma, barınma, haberleşme,
su, ısınma, aydınlanma, yiyecek ve giyecek gibi en önemli ihtiyaçlarının karşılanmadığı görülmüştür.
İktidar tüm olanaklarını seferber etmek yerine OHAL ilan etmiş, yapılan yardımların deprem bölgesindeki
vatandaşlara ulaşmasını engellemiştir. Depremin hemen ardından belediyeler, gönüllü yardım kuruluşları,
sendikalar, emek ve meslek örgütleri ve siyasi partiler yardım kampanyalarını örgütlemiş, deprem
bölgesine devletten önce ulaşarak çalışmalara katılmıştır. Devlet tarafından destek alamayan deprem
bölgesindeki halk, emekçilerin olağanüstü dayanışması, fedakarlığı ile hayatta kalmaya çalışıyor.
15 Temmuz darbesi sonrası KHK ile onbinlerce kamu çalışanını ihraç ederek sivil ölüme mahkum eden
iktidar, imar affı ve denetimsiz yapılaşmaya izin vererek yine halkı ölüme, açlığa, soğuğa mahkum
etmiştir. Yüzbinlerce vatandaş yaşam mücadelesi verirken sadece kendi iktidarının bekasının derdine
düşmüştür. Bilim insanlarının bölgeye yönelik yıllardır dile getirdikleri deprem tespitlerini duymazdan
gelen iktidar, şimdide sağlıkçıların salgın tehlikesi söylemlerine kulak tıkamaktadır.
Bazı çevreler depremi fırsat bilerek mülteci ve göçmenlere yönelik bireysel ve kitlesel saldırılar ve linç
girişimlerinde bulunmaktadır. Bu saldırılardan mülteci ve göçmenlere nefret politikaları üreten ve nefret
söylemlerinde bulunanlar sorumludur. Depreme müdahale ve yaraların sarılmasına yönelik
sorumluluklarını yerine getirmek yerine düşman aramak bilinçli sergilenen bir tutumdur. Bu halk, her
türlü ayrıştırmaya rağmen büyük bir dayanışma ile yaralarını sarmaya devam edecektir.
Yüksek Öğretim Kurulu tarafından, 2022-2023 eğitim öğretim yılı bahar döneminin uzaktan öğretim
yoluyla tamamlanmasına karar verildiği bildirilmiştir. Yüksek öğretim öğrencileri üniversitelerine dönmeyi
beklerken yüz yüze eğitim hakları engellenmiştir. Duyuru ile birlikte , Kredi Yurtlar Kurumu’nda barınan
öğrenciler yurtlarından tahliye edilmiş ve bu yurtların depremzedelere tahsis edileceği açıklanmıştır.
Yurtlardan tahliye edilen öğrenciler arasında depremzede öğrenciler de bulunmaktadır ve bu öğrencilerin
çoğunun yurtlarından çıkıp dönecekleri evi dahi bulunmamaktadır. Uzaktan öğretime devam edecek
öğrencilerin kaçının internet erişimi ve bilgisayar imkanı olduğu bilinmemektedir. Alınan karar depremin
sonuçlarını ortadan kaldırmaya hizmet etmemektedir. Sosyal bir hukuk devletinde, kamu idaresinin, bir
doğal afetin sonuçlarını azaltmak için temel hak ve özgürlükler arasında tanımlanmış ve ancak kanunla
sınırlanabilecek eğitim hakkını sınırlandırılması veya sekteye uğratması kabul edilemez bir durumdur.
MEB’in deprem bölgesinde okullara yönelik hasar tespit çalışması yapmalı ve bir an önce eğitim
başlamalıdır. Çünkü okullar çocuklar ve gençler için sosyalleşme alanıdır. Yaşanan her felakette feda
edilen ilk şeyin eğitim olmasına izin vermeyeceğiz.
Konfederasyonumuz KESK, bağlı sendikaları ve üyeleri ilk günden itibaren şimdi dayanışma zamanı
diyerek hızla yardım toplamaya başlamış, kriz masaları ile bu yardımları deprem bölgesindeki halkımıza
ulaştırmaya çalışmıştır. Bizler dayanışmayı büyüterek birbirimize merhem olmaya devam edeceğiz. Aynı
zamanda kamu hizmetleri çökme noktasına gelmişse ve müteahhitler bu kadar pervasızca ve
kontrolsüzce binalar dikerek, bu binalar on binlerce insanımıza mezar olmuşsa bu sistemi kuranlar
hesabını vereceklerdir. Haksız hukuksuz işlerinden ihraç edilen KHK’lı arkadaşlarımız için bu alanları terk
etmediğimiz gibi halk düşmanı politikalara karşıda da bu alanlarda sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.
KESK İZMİR ŞUBELER PLATFORMU “
