İzmir’de Disk üyesi binlerce işçi iş bıraktı alanlara çıktı. Emeğimizden, haklarımızdan, geleceğimizden vazgeçiyoruz, İşçiler zamlara, hayat pahalılığına, işsizliğe karşı Hükümeti istifa ya çağırdı..Bu gelen işçinin ayak sesleri..

İzmir’de DİSK Genel-İş sendikası üyesi binlerce işçi  iş bırakarak Cumhuriyet Meydanı’nda buluştu. Birleşik Metal-İş Sendikası ve Diske bağlı Emekli-Sen Şubeleri  üyeleri de alandaydı. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan da  mitinge katıldı.  ‘Emeğimizden, haklarımızdan, geleceğimizden vazgeçiyoruz’ sloganıyla gerçekleşen dev mitingde binlerce emekçi zamları, hayat pahalılığını protesto etti. Hükümeti istifaya çağırdı.  Çerkezoğlu ve Çalışkan’ın yanı sıra DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni’ni, Grevde olan sağlık emekçileri ve İzmir Tabip Odası Temsilcisi Dr. Fatih Sürenkök ve İzmir Emek ve Demokrasi Güçlerinin de katıldığı mitingde emekçilerin acil talepleri dile getirildi.

Mitingde,  üzerinde ‘Zamma, zulme son’ yazılı tabut ve imam görünümündeki bir kişi ile kefen giyen iki kişi yer aldı. Zamları protesto eden emekçiler, ‘Hükümet istifa’ sloganı attı. Disk Genel-İş sendikası Şubeleri “Rakamlar yalan yoksulluk gerçek be hey Allah’ın kulu eti geçti duydun mu? Bıçak kemikte”, “Emeğimizi haklarımızı geleceğimizi ezdirmeyeceğiz, “Herkese iş ekmek, güvenceli bir gelecek”, “Ben önlüğümü çıkarıp duvara assam bile doktorum ama sen o koltuktan kalkıp gidince bir hiçsin”,  “Geçinemiyoruz, vergide adalet gelirde adalet istiyoruz”, “Bu düzen değişecek”, “Güvenceli çalışmak insanca yaşamak için taşerona son, Özgürlük ve demokrasi mücadelesinde emekli olunmaz, Geçinemiyoruz vergide gelirde adalet istiyoruz” pankartlarını, Birleşik Metal-İş üyesi işçiler ise “Metal işçileri isyanda! Bıçak kemikte geçinemiyoruz”, yazılı pankartını taşıdı.  “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek, Kadro hakkımız vazgeçmiyoruz, Krizin bedeli patronlara”, Rusya ve Ukrayna Savaşı’na dikkat çeken emekçiler tarafından  ‘Savaşa hayır’ sloganları da atıldı.

Alanda işçilere seslenen  Genel İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan, Emeğimizi ve haklarımızı ezdirmeyeceğiz diyerek sözlerine başladı ve  Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşa değinerek, “Dünya halkları ve emekçiler, tüm dünyada kovid ile savaşırken şimdi de emperyalist çıkarlar uğruna yürütülen bir savaş ve onun yarattığı bir kriz ile karşı karşıyayız. Bu savaşta silah tacirlerine gün doğarken, olan emekçilere, kadınlara ve çocuklara oluyor. Ukrayna da yaşanan savaş dünyayı etkiliyor, savaşlar ayrımcılığı eşitsizliği ve nefreti derinleştiriyor.  Her zaman savaşlara hayır diyoruz. Her zaman barışın yanında olmaya devam ediyoruz. Savaşın kazananı olmaz, barışın kaybedeni olmaz”

“Ekonominin yönetilemediğini yüksek enflasyonla görüyoruz. İnsanca yaşamak ve geçinmek istiyoruz.  Biz üretiyoruz ama çarşıyı pazarı işçi sınıfı için yangın yerine çevirdiler. Her gün zamlarla karşı karşıyayız. Emekçinin tenceresi artık kaynamaz oldu. Zamlar katlanılır gibi değil. İktidarın bugüne kadar sürdürdüğü dışa bağımlı politikaların ceremesini emekçiler çekiyor. Dar gelirlinin enflasyonu yüzde 100’ü aştı. Yüksek enflasyon ve fahiş fiyatlar nedeniyle işçi sınıfının ücretleri de günden güne eriyor. Sizin yarattığınız krizin bedelini bizler ödemek zorunda değiliz. İşçi sınıfı sömürülüyor. Ülkenin kaynakları bir avuç sermayeye peşkeş çekilmeye devam ediliyor. Kamu özel sektör ile oluşturulan iş birlikleriyle geleceğimiz ipotek altına alınıyor.  Bu iktidar ekmeğimizi emeğimizi geleceğimizi ve doğamızı yağmalamaya tüm hızıyla devam ediyor. Yaşanan tüm bu sorunların en önemli nedeni adaletin, hukukun ve demokrasinin olmamasıdır. Halkın, demokrasiye ekmek kadar su kadar ihtiyacı var.   Emek ve demokrasi mücadelesi birbirinden asla ayrı değildir. Demokrasiye ve kazanılmış haklara karşı tüm saldırılara karşı inadına eşitlik, inadına demokrasi diyoruz” diye konuştu.

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Bir taraftan 20 yıldır bu ülkeyi yöneten AKP iktidarının politikaları sonucu, bir taraftan pandemi, diğer taraftan sermaye odaklı politikalar nedeniyle bu sistemin çıkardığı savaşlar. Ama bu zorlu süreçte Türkiye işçi sınıfı DİSK’in çatısı altında yan yana gelerek direniyor.  Her sabah tencereyi nasıl kaynatacağım, faturaları nasıl ödeyeceğim diye büyük bir kaygıyla uyanıyoruz. Yaşadığımız bu işsizliğin, yoksulluğun yüksek enflasyonun hiçbiri kendiliğinden ortaya çıkmadı. Hiçbiri tesadüf değil. Bilerek isteyerek yaptılar ve yapmaya da devam ediyorlar. ‘Tüm yetkileri tek bir yerde toplayalım’ dediler, referandumda oy istediler, ‘her şeyin sorumlusu tek kişi olacak hesabı tek kişi verecek’ dediler. Ama bugün soyguna dönen faturaların sorumluluğunu almıyorlar. İşçilere, emekçilere hayat zehir olmuşken bunun sorumluluğunu alan yok. Sendikal haklarımız çiğneniyor ama ortada sorumlusu yok. Bugün Türkiye’de 8,5 milyon işsiz var. Daha da önemlisi bunların yarısının iş bulma ümidi yok. Çocuklarımızın gençlerimizin geleceği karartıldı. Bugün Türkiye’de üniversite mezunu gençlerin ancak yarısı istihdam edebiliyor. Onların da yarısını açlık sınırı altındaki asgari ücretle istihdam ediliyor. Kadınlar olarak her gün şiddete uğruyoruz. Bunun sorumlusu yok. Sorumluluğunu almadıkları gibi bir gece kararnamesiyle İstanbul Sözleşmesi’nden çıktılar. İstanbul söBugün burada olan binlerce işçi kardeşim yaşanan bu tablonun sorumlusunun kim olduğunu biliyor. İşçi sınıfı sorumluları bildiği gibi sorumlulardan hesap soruyor. Yaşadığımız bu yoksulluğun, açlığın, işsizliğin hesabını soruyoruz. Belediye işçisi kardeşlerimizi gerçek kadroya kavuşturmak ve bunun için bu mücadeleyi vermek bizim boynumuzun borcudur diyoruz. Hep birlikte buradan tüm Türkiye’ye gerçekleri söylüyoruz. Yaşadığımız kara tabloyu ortadan kaldırmak için mücadele veriyoruz. Gelirde adalet, vergide adalet diyerek bu mücadeleyi büyütüyoruz. Hayat pahalı emek ucuz, bu böyle gitmez. Bu topraklarda zalimin zulmüne son vereceğiz”

“Elektrik, su, doğalgaz ve internet faturalarına yapılan zamlar geri alınmalı, faturalar vergi ve kesintiden muaf tutulmalıdır. Tüm maaş ve ücretler en az asgari ücret artış oranı kadar artırılmalı, yılın daha başında enflasyon karşısında eriyen asgari ücret yeniden belirlenmelidir. En düşük emekli aylığı en az asgari ücret düzeyine çekilmeli, EYT’lilerin emeklilik hakları verilmelidir. Asgari ücretin üzerindeki vergi dilimi yüzde 10’a çekilmeli, dâr ve faiz gelirlerinin vergilendirildiği, çok kazananın çok vergi verdiği adil bir vergi politikası benimsenmelidir. Esnaf kuryelik/kendi hesabına çalışma/özel istihdam bürosu/taşeron adı altındaki tüm güvencesiz çalıştırma biçimlerine son verilmeli, herkese güvenceli istihdam sağlanmalıdır. İşçi sınıfının yaşadığı gelir kaybını telafi etmesinin en önemli yolu, sendika ve grev hakkıdır. Bu hakların kullanımın önündeki tüm yasal ve fiili engelleri kaldırılmalıdır.”

 

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.