Karşıyaka’da Barış İçin Açıklama: “Toplumun Beklentileri Dikkate Alınmalı”

 

İzmir’de, Karşıyaka Emek ve Demokrasi Platformu, “Barış için buluşuyoruz” şiarıyla İzban önünde basın açıklaması düzenledi. Barışa çağrı yapan açıklama, polis ablukasında gerçekleştirildi.

Uzun süredir toplumun farklı kesimlerini dinleyen Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na çağrı yapan Zeliha Danyeli, “Toplumun beklentileri dikkate alınmalı” diyerek barış sürecinde herkesin sesine kulak verilmesi gerektiğini vurguladı.

Açıklama, ırkçı bir grubun saldırı tehdidi üzerine polis tarafından sıkı güvenlik önlemleriyle yapıldı. Katılımcılar, “Dağlar, insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa şimdi en güzel şiir barıştır” pankartıyla ve çok dilli “Barış” dövizleriyle buluştu. Katılımcılar, sık sık “Bijî aşitî, yaşasın barış”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Savaşa hayır barış hemen şimdi” ve “Demokratik toplum, demokratik çözüm” sloganları attı.

Barışa ve demokrasiye olan güçlü taleplerin bir araya getirildiği açıklamada, toplumun geniş kesimlerinden gelen seslerin önemine dikkat çekildi.

Emek Ve Demokrasi Güçleri adına açıklamayı Zeliha Danyeli okudu.

Açıklamanın tam metni şöyle:

“Emperyalist Savaş Politikalarına Karşı Emek, Barış ve Demokrasi Mücadelesini sahipleniyoruz!

Finans ve sanayi kapitalin neo liberal politikalar eliyle sınırsız sömürüyü derinleştirmeleri yeni çatışmaların ve savaşların da önünü açıyor. Savaşın olduğu coğrafyalarda insanlığın tüm kazanımları yok edilirken 21. yüzyılın ilk çeyreğinde kadınlar ve kız çocukları köle pazarlarında satılmakta, tecavüz, işkence, mal varlıklarına el koyma, talan ve doğa katliamları işgalci güçlerce yaygınlaştırılmaktadır. Savaşın çıkmasında hiçbir rolü olmayan coğrafyanın emekçi yoksul halkları zorla yerlerinden edilerek sürgün yollarında tarifsiz acılar yaşamakta, sığındıkları ülkelerde insanlık dışı şartlar nedeniyle yaşayan ölüler haline gelmektedirler.

İsrail Filistin ateşkesi ve kısmi anlaşma imzalanması sonrasında kent ablukası kısmen kaldırılsa da başta gıda olmak üzere insani yardımların ulaşmasını İsrail’in engellemeleri zaman zaman devam etmektedir. Basına düşen haberlerden de anlaşıldığı üzere İsrail anlaşmalara uymamakta saldırılara devam etmektedir. Ateşkesin barışa evrilmesi ve eşitlik, özgürlük temelinde anlaşmaların yapılması gerekmektedir. İnsanlık dışı davranış ve saldırıların müsebbipleri yargılanmalıdır. Bölge halkları kendi kaderlerini tayin edebilmeli, halkların başına kapitalist devletlerden kayyum atanmamalıdır.

Suriye’de demokrasi, barış, eşit yurttaşlık, laiklik, kadın ve çocuk hakları, ekoloji mücadelesi veren tüm toplumsal güçlerin reddini temsil eden bir rejimin uygulayıcısı olan HTŞ eliyle Alevilere, Dürzilere karşı gerçekleştirilen savaş suçlarına karşı da aynı kesimlerin ve ideolojik birliktelik yaşayanların ses çıkarmaması katliamların kanıksanmasına ve duyarsızlaşmaya yol açmaktadır.  Şundan eminiz ki, bu kanlı rejime ve katliamlarına dolaylı dolaysız destek veren, sessiz kalan tüm güçler tarih önünde hesap verecektir.

Bugünlerde Suriye ve başka ülkelere asker gönderme tezkeresi meclise getirilecek, biz Karşıyaka Emek ve Demokrasi bileşenleri olarak tezkerenin uzatılmamasını, Suriye yönetiminin ihtiyaçları değil Suriye’de yaşayan halkların ihtiyaçlarının gözetilmesi gerektiğini savunuyoruz.

Savaşa karşı barış ve demokrasi taleplerinin yükseltildiği bu günlerde; geldiğimiz siyasi ve ekonomik zeminde ülkemizde, ölüm, kan ve gözyaşı dışında bir sonuç üretmeyen savaş/şiddet odaklı bu politikalarda ısrarın bedelini emekçiler ve ezilenler olarak ülkenin %99’u ödemektedir. Ekmeğimize, geleceğimize, aşımıza, ormanımıza, suyumuza göz dikenler ile halkların bir arada yaşama iradesini hedef alanlar geriye kalan %1’lik sömürü odaklarıdır. Savaştan nemalananlar ile emekçileri açlık ve yoksulluğa mahkûm edenler aynı çıkar çevreleridir.

10 yıldır devam eden KHK zulmü, insanların işlerini kaybetmesine, yaşamlarını yitirmelerine, olağanüstü koşullarının devam etmesine neden olmaktadır. KHK’li arkadaşların vatandaşlık hakları askıya alınmıştır. Bizler bu olağanüstü uygulamalarının hemen terk edilmesini KHK’lilerin tüm haklarının verilmesini istiyoruz.

Başta Ortadoğu olmak üzere, savaş ve militarizmin;  emperyalizmin tüm yıkıcı işgaline karşı, ancak tüm ezilen halkların ve emekçilerin kendi demokratik düzenlerin, bu coğrafyalarda kalıcı barışı sağlayacağını biliyoruz. Dolayısıyla barış ve demokrasi talebi emek ve demokrasi güçleri için ekmek ve su kadar temel ihtiyacı haline gelmiştir.

Karşıyaka Emek ve Demokrasi Platformu olarak savaşa karşı, barışın ve demokrasinin örgütlü sesi olmanın sorumluluğunu taşıyoruz. Bugün bu tarihsel kavşakta, Kürt meselesinin çözümsüzlüğünden kaynaklı yüreğimizde derin acılar bırakan çatışmalı dönemin tekrarlanmaması adına, devam eden sürecin emek, barış ve demokrasi lehine, halkların kardeşliğini ve bir arada yaşam zeminini güçlendirecek şekilde kalıcı barışla sonuçlanması için çaba göstermeye, süreci sahiplenmeye devam edeceğiz. Uzun bir süredir toplumun farklı kesimlerini dinleyen Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu beklentileri dikkate almalı, yeni yasama yılının açılması ile birlikte mecliste demokrasi ve barışa yönelik somut yasalar görüşülmeye başlanılmalıdır. Biz, kalıcı bir barışın halkların doğrudan katılımı ve sürecin sadece parlamentoya sıkıştırılmayan, demokratik kitle ve emek-meslek örgütlerinin de sözünü kurabildiği bir demokratik işleyişle; toplumla birlikte açık ve şeffaf şekilde paylaşılarak ilerlemesini önemsiyoruz.

Adaletin, eşitliğin, özgürlüğün, laikliğin, dayanışmanın, insanca bir yaşamın kalıcı hale getirildiği bir dünya ve ülke kuruncaya kadar barış mücadelesinden bir an olsun vazgeçmeyeceğiz.”

K

 

 

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.