Katil ABD ve İsrail yenilecek! Direnen halklar kazanacak!

 

İzmir-Alsancak’ta ÖSYM binası önünde toplanan  siyasi partiler ve kurumlar   ” Katil ABD ve İsrail yenilecek! Direnen halklar kazanacak”  pankartı açarak,  Kıbrıs şehitleri Caddesi üzerinden Türkan Saylan Kültür Merkezi önüne yürüdü. Türkan  Saylan Kültür merkezi önünde basın açıklaması yapıldı. Yürüyüş boyunca,  “Emperyalistler yenilecek. Direnen Halklar kazanacak”, “Katil ABD Bölgemizden defol”, “İncirlik Üssü kapatılsın”, “Katil İsrail işbirlikçi AKP”, “Nehirden denize özgür Filistin”, “Katil ABD Ortadoğu’dan defol” , “Kürecik Üssü kapatılsın “, “Yaşasın devrim ve sosyalizm”   sloganları atıldı.

 

Basın açıklamasının tam metni şöyle:

“BASINA ve KAMUOYUNA

Ortadoğu bir kez daha emperyalist saldırganlığın pençesinde. İsrail, Gazze’de bir halkı sistematik biçimde katlediyor; üstelik bunu tüm dünyanın gözleri önünde, emperyalist statükonun açık desteğiyle ve hiçbir sınır tanımadan sürdürüyor. On binlerce sivilin katledildiği, çocukların bombalarla ya da açlıkla can verdiği Gazze, bir halkın üzerinde işlenen en korkunç suçların sahnesine dönüşmüş durumda. Emperyalist vahşet Gazze’de en çıplak şekilde kendisini teşhir ederken sözde uygar devletlerin büyük çoğunluğu açıkça İsrail’e destek veriyor. Bu tablo, demokrasi ve insan hakları söylemlerinin ne kadar ikiyüzlü ve emperyalistlerce araçsallaştırılmış olduğunu kanıtlamaktadır.

Siyonist canavar Netanyahu amacına ulaşmış ve emperyalist saldırılarını Ortadoğu geneline yaymıştır. ABD ve İsrail’in İran’da gerçekleştirdiği son saldırılar, yalnızca İran’ı değil, tüm bölge halklarını tehdit etmektedir. Bu saldırıların gerekçesi olarak öne sürülen “nükleer silah geliştirme” iddiası, emperyalizmin yalanlarla dolu sicilinde yeni bir sayfadan başkası değildir. Aynı yalanlarla Irak işgal edildi, Libya bitmeyen iç savaşlara sürüklendi, Suriye kanlı boğazlaşmaların sonunda işbirlikçi selefi bir diktatörlüğe teslim edildi. 

Bu noktada sormak gerekir: İran’ın olası nükleer faaliyetleri bu kadar “tehlikeliyse”, İsrail’in halihazırda yüzlerce nükleer başlığa sahip olması ve bunları hiçbir uluslararası denetime açmaması neden tartışma konusu yapılmıyor? İsrail, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşmasına taraf bile değildir. Bu çıplak gerçeğe rağmen, “dünya kamuoyu” diye anılan emperyalist güçler İsrail’e tek bir kınama bile yöneltmemekte, aksine İsrail’i ve katliamlarını silah ve istihbaratla desteklemektedir. Bu açık ikiyüzlülük, demokrasiyi savunmak ya da nükleer silah geliştirmeyi engellemek bahanelerinin arkasına saklanan gerçek niyetin emperyalist yağma olduğunu gözler önüne seriyor.

ABD ve İsrail’in amacı yalnızca İran’ın nükleer altyapısını hedef almak değil; İran’ı rejim değişikliğine zorlamak, ardından ülkenin zengin kaynaklarını yağmalamak ve Ortadoğu’da kendi çıkarları doğrultusunda dizayn edilmiş “dikensiz bir gül bahçesi” yaratmaktır. İsrail Ortadoğu’nun kabadayısı olarak bölge ülkelerine boyun eğdirmekle yetinmeyecektir. İsrail, bölge ülkelerinin bir daha toparlanamayacak şekilde sefil duruma düşmesini; sanayi altyapısından, askeri kapasiteden ve toplumsal bütünlükten yoksun, iç savaşlar ve kronik istikrarsızlıklarla tükenmiş halde kalmasını istemektedir. Bugün Suriye’deki Colani rejimi işbirlikçi tutumuna rağmen İsrail’den yüz bulamamaktadır. Siyonizmin İran politikası da bundan başkası değildir. 

İran’daki mevcut rejimi değiştirmek yalnızca İran’ın işçileri, gençleri, kadınları ve ezilen halklarının meşru hakkıdır.  Dışarıdan gelen her türlü emperyalist müdahale, daha önce Irak’ta, Somali’de, Libya’da, Afganistan’da ve Suriye’de olduğu gibi sadece kaos, mezhep savaşı ve etnik boğazlaşma getirir.

Bugün emperyalist saldırganlığa karşı durmak, sadece İran halklarının değil, tüm bölge halklarının ve dünya işçi sınıfının ortak görevidir. Türkiye’deki Kürecik Radar Üssü, İsrail’i korumak için ABD tarafından kurulmuş bir kalkan işlevi görmektedir. İncirlik Üssü, emperyalist savaşların Ortadoğu’daki lojistik merkezidir. Bu üsler açıkça emperyalizmin hizmetindedir ve derhal kapatılmalıdır.

İran halklarının kurtuluşu ne ABD’den, ne İsrail’den, ne de emperyalistlerin desteklediği sözde muhaliflerden gelecektir. Tüm bölgede gerçek kurtuluş ancak Ortadoğulu işçilerin, emekçilerin, gençlerin ve kadınların enternasyonalist mücadelesiyle mümkündür. İranlı, Filistinli, Türk, Kürt, Arap, Lübnanlı, Suriyeli emekçilerin ortak cephesi olmadan bu coğrafya ne barışa ne özgürlüğe kavuşabilir.

Kahrolsun Emperyalizm! 

Katil ABD Ortadoğu’dan DEFOL!

Emperyalistler, İşbirlikçiler İran’dan Gazze’den Defolun!
Yaşasın Halkların Kardeşliği!

İncirlik ve Kürecik Üsleri Kapatılsın!

Yaşasın Devrim ve Sosyalizm!

 

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.