İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı idam edilişlerinin 52. yıl dönümünde Türkan saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması yaptı ve Gündoğdu Meydanı’na yürüyerek denize çiçek bıraktı. İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri “6 Mayıs’ı unutmadık! Denizlerin mücadelesinde birleşelim” pankartı açtı ve “Yusuf Hüseyin Deniz sürüyor sürecek mücadelemiz”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm”, ” emperyalistler işbirlikçiler 6. Filoyu unutmayın”, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Her yer Taksim her yer direniş”, “Taksimde düşene dövüşene bin selam”, “Nehirden denize özgür Filistin”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “faşizme ölüm halka hürriyet sloganları atıldı.
Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz ve Emek Partisi Genel Başkan yardımcısı Selma Gürkan’ın da katıldığı anmada KESK Dönem Sözcüsü Nihat Filiz basın açıklamasını okudu. Açıklama şöyle:
“6 Mayıs 1972’de asılarak idam edilen Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ı anıyoruz. 12 Mart askeri darbesi koşullarında, emir-komuta zinciriyle gerçekleşen yargılamada, Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi tarafından hukuk adeta katledilerek, “Tam Bağımsız Türkiye” mücadelesinin yiğit evlatları, üç fidanımız hakkında idam cezaları verildi. Emperyalizme ve faşizme karşı mücadele eden öğrenci gençliğe, işçi ve emekçilere, ezilen halklara gözdağı verilmek istendi. Bu idamlar, devlet eliyle işlenen siyasi cinayetlerdir. Sinan Cemgil ve arkadaşları Nurhak’ta, Mahir Çayan ve arkadaşları Kızıldere’de, İbrahim Kaypakkaya işkencede, Deniz Gezmiş ve arkadaşları Ankara Ulucanlar Cezaevinde öldürülmüş; bir dönemin devrimci gençlik önderleri fiziken ortadan kaldırılarak mücadele ettikleri değerler yok edilmek istenmiştir.
Deniz Gezmiş ve 68 gençlik önderleri, emperyalist saldırganlığa ve sömürüye karşı işçi, köylü ve emekçilerin, ezilen halkların eşitlik ve özgürlük mücadelesinin simgeleşmiş isimleridir. 1968 gençlik hareketi akademik özgürlükler için, bilimsel ve demokratik eğitim için Üniversitelerde boykotlar, işgaller, yürüyüşler, forumlar gerçekleştirmiştir. İşçilerin grev ve direnişlerine, sendikal örgütlenme mücadelesine, köylülerin emperyalist sömürüye karşı mücadelelerine destek vermişlerdir. Emperyalizme karşı ezilen halkların bağımsızlık mücadelesini desteklemiş, Türkiye’nin ABD ve NATO’nun ileri karakolu haline getirilmesine karşı çıkarak, Amerikan 6. filosunu ve askeri üslerini protesto etmişlerdir. Filistin halkının özgürlük mücadelesine katılmış, İsrail devletini koruyan Kürecik radar üssüne dikkat çekmişlerdir. Zap köprüsünü inşa ederek Kürt ve Türk halkının kardeşliği, eşitliği, ortak geleceği için hem fiziki hem de simgesel anlamda çok önemli bir temel inşa etmişlerdir.
1790 aydın, yazar, sanatçı, akademisyen, hukukçu Meclis’in, idam kararlarının uygulamamasını ve idam cezasının yasalardan kaldırmasını istedi. Fransa Sendikalar Konfederasyonu, bir çok ülkeden işçi sendikaları, siyasi partiler, insan hakları örgütleri idamlara karşı harekete geçtiler. Ancak, Meclis’te 273 kabul oyuyla idam cezaları kabul edildi. Adlarına şiirler yazılan, türküler, ağıtlar yakılan üç devrimci gencin idam edilmesi için el kaldıranlar, halk düşmanları olarak tarihteki yerlerini almışlardır.
Deniz Gezmiş ‘in, Hüseyin İnan ‘ın, Yusuf Aslan’ın, 6 Mayıs 1972 günü sabaha karşı Ankara Ulucanlar Cezaevi avlusunda, idam sehpasında tereddüt göstermeden ölüme yürürken haykırdıkları son sözleri, “Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye, Yaşasın İşçiler, Köylüler, Yaşasın Devrimciler! Kahrolsun Faşizm, Kahrolsun emperyalizm.” olmuş, bu sözler, ulaştığı yüreklerde yankılanarak, kuşaklar boyunca aktarılarak bugüne taşınmıştır.
Üç fidanın ışığı, bugün de yolumuzu aydınlatıyor, sömürüye, baskıya, faşizme ve her türlü gericiliğe karşı demokrasi, eşitlik, özgürlük taleplerinde Deniz’lerin mücadelesi ilham vermeye devam ediyor.
Yaşasın Türkiye Halklarının Özgürlük ve Demokrasi Mücadelesi!
Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye!”