İzmir İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi 30 Aralık Cuma Günü Bornova Viven Tower inşaatında yitirdiğimiz altı işçi cinayetiyle ilgili Viven Tower inşaatı karşısında protesto eylemi ve basın açıklaması düzenledi. İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri ve Emek ve Özgürlük ittifakı da protesto eylemine katıldı. İSİG Meclisi’nin açıklamasından sonra Emek ve Özgürlük ittifakı da bir açıklama yaptı. Açıklamalar sırasında “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek”, “İşçilerin katili sermayenin düzeni”, “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek”, “İşçiler ölüyor hükümet koruyor” sloganları atıldı. HDP Milletvekili Musa Piroğlu da basın açıklamasına katıldı. Piroğlu söz alarak, işçi cinayetlerinin sebebinin sermaye düzeni olduğunu, iş cinayetleri karşısında sendikaların ve meslek ve kitle örgütlerinin yeteri kadar ses çıkarmadığını güçlü ses çıkarmazsak bu iş cinayetlerinin süreceğini söyledi.
İSİG Meclisi’nin basın açıklamasını KESK Dönem Sözcüsü Mustafa Güven okudu.
Açıklama şöyle;
“KAZA DEĞİL CİNAYET !
2022 de en az 1800 işçi hayatını kaybederken İzmir’de de en az 90 işçi çalışırken iş cinayetlerine kurban gitti.
Öncelikle bu olayda hayatını kaybeden Yıldırım Sarı, Fesih Çiftçi, Baykal Gürbüz, Eraslan Akkaya, Ali Şükrü Duru ve Ümit Kara işçi kardeşlerimizin yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz, yaralı işçi arkadaşlarımıza acil şifalar diliyoruz.
2022 Yılında İzmir için Ezilme, patlama, yüksekten düşme, zehirlenme yani çok basit işçi sağlığı ve işçi güvenliği önlemlerinin alınmaması nedeniyle yaşanan ölümler desek kısaca özetlemiş oluruz. Ayrıca ülkemizde iş cinayetlerinin yaklaşık üçte biri inşaat işkolunda meydana gelmektedir.
Son yıllarda artan Gökdelen inşaatlarında işçi ölümlerine neden olan olaylar, yüksekten düşme, ezilme yani en basit işçi sağlığı ve işçi güvenliği tedbirleri ile engel olunabilen ölümler olduğunu görüyoruz. 30 Aralık Cuma Günü Bornova Viven Tower inşaatında MMO ve İMO’nun açıklamalarına göre kaza, kule vinç yükseltme sürecinde , yapılan bir dizi hatalı işlem sonucunda, gerekli önlemler alınmadığı için, vincin arka ağırlığı, şantiyede işçilerin yatakhane olarak kullandığı konteynerin üzerine düştüğü tespit edilmektedir. Üstelik işçilerin Kule vincin altında yaşam alanı olmaması gerektiği konusunda uyarmış olmasına rağmen işverenin gerekli tedbirleri almaktan imtina ettiği anlaşılmaktadır.
Planlanmamış vinç kurma ve sökme çalışmaları, bakım ve onarımları gerçekleştirilmemiş vinçlerin kullanımı, hali hazırda kullanılan vinçlerin periyodik bakımının yapılmaması v.b. giderilebilecek eksikliklerin işveren tarafından ısrarla göz ardı edilmesi, kendi çalışanları olan İSİG uzmanlarının uyarılarını dikkate alınmaması kamusal denetimin önemini bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Yaşanan olaydan asıl işverenin sorumlu olduğunu biliyoruz.
Özellikle inşaat işkolunda taşeronlaştırma, kamusal denetimin önemini bir kat daha artırmakta iken maalesef mevcut AKP iktidarı döneminde Çalışma Bakanlığı denetimleri yok denecek düzeye düşmüştür. İşçilerin çalışırken sağlığını tehlikeye atacak durumlarda başvuracakları, başvursalar dahi ciddiye alan ne işveren ne de kamusal bir mekanizma maalesef yoktur. Taşeronlaştırma, örgütsüzlük sendikasızlık kamusal denetimin de olmadığı koşullarda işçiyi patron karşısında yalnızlaştırmaktadır.
Sermaye daha fazla kar ve düşük maliyet için işçi sağlığı ve işçi güvenliği önlemlerini almamayı, devlet ise denetlememeyi tercih ediyor. İSİG Meclisi olarak sermayenin ve devletin yaşanan iş cinayetlerinin tek sorumlusu olduğunu, işçi kardeşlerimizi kendi çalışma koşullarını iyileştirebilecekleri, denetleyebilecekleri, hesap sorabilecekleri örgütlü sendikal mücadelede birleşmeye çağırıyoruz.”
Emek ve Özgürlük ittifakı’nın basın açıklaması şöyle;
“PATRONLARIN İŞÇİLERE YENİ YIL HEDİYESİ ÖLÜM OLDU
İzmir’de 2022’nin son günlerinde farklı iş kollarında yaşanan iş cinayetlerinde çok sayıda işçi yaşamını yitirdi. Çok sayıda işçi de yaralandı.
Ölenlerin ailelerine başsağlığı, yaralananlara acil şifalar diliyoruz.
Son bir haftada yaşananlara baktığımızda, Kılıçlar Demir-çelik fabrikasında döküm vinç operatörü vinçle kolon arasında kalarak yaşamını yitirdi.
İzmir Serbest Bölge’de Sultan Gıda adlı firmada çalışan 17 yaşındaki çocuk işçi işyerinde manevra yapan forkliftin altında kalarak hayatını kaybetti.
Esnek ve kuralsız çalışma ve uzun çalışma saatleri dayatması sonucunda, SOCAR Holding’e bağlı Petkim’de ACN fabrikasının bakımı sırasında kimyasal gazdan etkilenen 1 işçi hayatını kaybetti. 8 işçi yaralanarak hastanelere kaldırıldı.
Önünde bulunduğumuz Viven Tower’ da kule vincin yükseltilmesi sırasında kırılarak devrilmesi sonucu 6 işçi yaşamını yitirdi. 2 işçi yaralandı. Bu işçiler önceden işvereni uyarmış, konteynırlarının farklı bir yere taşınmasını talep etmişlerdi ve yine işçilerin hayatlarının hiçe sayıldığı, taleplerinin görmezlikten gelindiği bir işçi cinayeti ile sonuçlandı.
Bunların yanısıra atanamadığı için kuryelik yapan sosyal bilgiler öğretmeni Hasan
Cihan Aslan yaşamına son verdi.
Herkesin birbirine iyi bir yeni yıl dileğinde bulunduğu günlerde patronların kâr hırsı nedeniyle çalışırken canından olan işçiler yeni yıla giremedi.
Bir hafta içinde 9 işçi iş cinayetinde yaşamını yitirdi.
Denetimsizlik ve işçilerin uyarılarının dikkate alınmaması bir-kaç ay önce Amasra’da 42 madencinin ölümüne yol açtı.
En büyük iş cinayeti de yine bu topraklarda, aç gözlülük, aşırı kâr hırsı, “hadi hadi” çalıştırma sistemi nedeniyle yaşandı ve Soma’da 301 madenci katledildi.
Soma’dan sonra önlemlerin arttırılması beklenirken değişen bir şey olmadı.
Ciro ve kâr rekorları açıklayan şirket patronları aileleriyle yeni yıl hediyelerini, tatil planlarını konuşurken, üretimi gerçekleştiren binaları yükselten işçilere yine ölüm, ailelerinin payına ise yas tutmak düştü.
Kârından feragât etmemek için gerekli önlemleri almayan patronlar, onları denetlemeyen ve gerekli yaptırımları uygulamayan devlet, sorumluları bulup gerektiği gibi soruşturmayan ve cezalandırmayan yargı bu ölümlerin suç ortağıdır.
İş cinayetlerinin üzeri ailelere verilen kan paraları ile kapatılmaya çalışılmaktadır.
Özellikle Pandemi sonrası çalışma yaşamı giderek ağırlaşmış, çalışma süreleri uzatılmış, işçilerin kazanılmış hakları gasp edilmiştir.
Ekonomik koşullar nedeniyle işçiler 2. hatta 3. işlerde çalışır duruma gelmiştir.
Bizi açlık ve yoksullukla, ölümle terbiye etmeye çalışan, yasaklarla susturmaya çalışan AKP iktidarının 2023 hedefleri arasında işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri yok.
Artık yeter! İşçileri göz göre göre öldüren bu düzene dur diyelim.
İş cinayetleri son bulsun. Yaşanan iş cinayetlerinde ihmali olan tüm sorumlular yargılansın. İşçi sağlığı ve güvenliği tedbirleri derhal uygulansın!
Yaşanan iş cinayetlerinin takipçisi olacağımızı, sorumlularının peşini bırakmayacağımızı buradan ilan ediyoruz.
İş cinayetlerinde gerekli tedbirleri almayanlardan, göz yumanlardan, ödül gibi ceza verenlerden hesap sormak için örgütlenelim, mücadele edelim.
İş cinayetlerinin olmadığı eşit, özgür, insanca bir yaşamı birlikte kuracağız.
İZMİR EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI”
