İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, İzmir Tabip Odası binası önünde, Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanı ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın evinin aranarak gözaltına alınmasını protesto etti, derhal serbest bırakılmasını istedi ve basın açıklaması yaptı. Katılımcılar sık sık “Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz”, “Şebnem Korur Fincancı derhal serbest bırakılsın”, “Kimyasal silah suçtur susmayacağız”, “Faşizme karşı omuz omuza” sloganlarını attı. Basın açıklamasını İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak okudu.
Açıklama şöyle;
“İktidar bloğunun Cumhuriyetin anayasal kurumlarına yönelik baskı ve yıldırmalarına bir yenisi eklendi.
Toplum sağlığına dair hassasiyetiyle he zaman bilimin ve iyi hekimlik değerlerinin odağından süzülen düşünce ve önerilerini kamuoyu ile paylaşmış, bu nedenle sık sık iktidar bloğunun tepkilerine maruz bırakılmış olan Türk Tabipler Birliği bir kez daha baskı ve yıldırmalarla karşı karşıya.
Soruşturma açılacağını bile bile yurtdışından dönmüş, çağrıldığı takdirde ifade vermeye gidebilecek ve adresi belli olan Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı’nın gözaltına alınması hukuksuz ve hakkaniyetten uzak bir uygulamadır.
Türk Tabipleri Birliği 6023 Sayılı Kanun ile anayasal güvence altında bulunan ve kamuoyu önünde açık demokratik seçimlerle oluşturulmuş bir yapıdır. İktidarın sağlıkta reform adını verdiği deformasyonun karşısında yer alan, toplumsal sorunlarda hekimlik meslek etiği ilkeleriyle insan haklarına saygı temelinde tutum gösteren TTB’ne yönelen baskılar aslında tüm meslek örgütlerine, toplumsal muhalefetin tüm bileşenlerine yöneltilmek istenen bir tavrın yansımasıdır.
Türkiye’nin bir seçim sürecine evrildiği bu günlerde Türk Tabipler Birliği’ne yönelen baskıları Tabip Odalarının, diğer meslek birliklerinin ve sendikaların sesini kesme, susturma gayretinin bir parçası olarak değerlendiriyoruz. Hukuka ve insan haklarına aykırı uygulamalarla toplumu zapturapt altına alma çabalarının boşa çıkacağına inanıyoruz.
Baskılar ve yıldırmalar karşısında tek ses, tek yürek olarak mücadelemizi sürdüreceğiz.”
