Emperyalist ve gerici savaşlara hayır. İşgale ve katliama hayır!


ABD emperyalizmi ve NATO’nun  Doğu Avrupa’da  yayılma politikası ile Rusya’nın  nüfuz alanı içerisinde bulunan Ukrayna’nın doğusunda  bağımsızlıklarını ilan eden Donetsk Halk Cumhuriyeti ile Lugansk Halk Cumhuriyeti’nde   suikastlar ve patlamalara eşlik eden provakatif kışkırtıcı örtülü savaş politikaları  tırmanarak halkların iradesini ve çıkarlarını yok sayan , bir çatışmaya evrildi. Rusya’nın askeri güçleri Ukrayna’ya savaş ilan etti.  ABD ve batı ülkelerinin savaş yığınakları, karşılıklı silahlanma ve provakatif politikalar ile  savaş tırmanarak fiilen çatışmaya dönüştü..Bazı bölgeler fiilen işgal edildi ve savaş tüm hızıyla sürüyor.

Emperyalist Rusya haftalardır  savaş tamtamları içinde Ukrayna hükümetini yıkmak ve çevre ülkelerde yayılma politikası gereği olarak  saldırı savaşını başlattı. Emperyalist Rus savaş makinesi bu kez mazlum Ukrayna halkına karşı harekete geçirildi. ABD ve batılı emperyalistler Rusya’ya karşı yaptırımlarını açıkladı. İngiltere, Almanya ve Fransa  gibi Batılı emperyalist ülkeler  ABD ile birlikte Rusya’ya karşı etki ve nüfuz alanı savaşını sürdürüyorlar. Her alanda ekonomik, siyasi, ideolojik savaş hazırlıkları ve Rusya’ya  ekonomik abluka politikası  kıyasıya sürüyor. Dünyanın jandarması, emperyalist NATO ittifakı, Ukrayna’yı korumak kollamak  söylemleriyle  savaş çığlıkları atıyor.

Rus oligarklarının Ukrayna’ya  karşı başlattığı savaş politikaları,  Doğu Avrupa ülkelerini  yayılma alanı olarak gören batılı emperyalist  devletler ve onların işbirlikçisi  Zelenski  Hükümetini devirerek, tutuklayarak ya da anlaşma masasına oturtarak  nüfuz alanını genişletmek istemektedir.  Savaşın Ukrayna ile sınırlı kalmayarak, emperyalistler arası bir savaş durumuna gelmesi ve bütün bir coğrafyayı etkileyecek daha geniş boyutlar kazanması da olası.  Emperyalistler arası savaş politikalarının, kapitalist haydutların Doğu Avrupayı ve bölgemizi  ne denli tehlikeli bir savaş atmosferine soktukları görülmektedir.  Putin savaş bildirgesinde; “Her şeye rağmen 2021 aralık ayında ABD ve müttefikleriyle Avrupa’da güvenliğinin temininin ilkeleri ve NATO’nun genişlememesi üzerine, bir kez daha müzakere girişiminde bulunduk. Hepsi boşuna.  ABD’nin tutumu değişmiyor. Rusya ile, bizim için kilit önem taşıyan meselede, müzakere etmeyi zorunluluk kabul etmiyor, kendi amaçlarını kovalıyor, kaygılarımızı ihmal ediyorlar.”  söylemiyle Batı ile Rusya arasındaki yayılma savaşlarının çerçevesini de açıklıyor. Ukrayna’ya karşı yürütülmekte olan savaşın stratejik hedefi doğu Avrupa’da Rus  emperyalizminin nüfuz alanını genişletmek ve pekiştirmek, Ukrayna halkını  köleleştirmek ve hakimiyetini sürdürebilmek için  batılı emperyalistlerin Ukrayna’daki işbirlikçilerinin etkisini kırmak,  Doğu Avrupa’da mevzi kazanmaya çalışmaktır.

Rus emperyalizminin savaş politikası bu bölgede hakimiyet  kurma ve etkisini artırma mücadelesidir. Rusya’nın askeri saldırıları karşısında ABD emperyalizminin,  Doğu Avrupa ülkelerinde silah mevzilerini güçlendirme ve hazırlık yaptığı gözlenmektedir ve bu hedefle ekonomik yaptırım politikalarını devreye sokmuştur. Emperyalistler arasındaki hegemonya, etki mücadelesi hızla savaş politikalarına dönüşme potansiyelini taşımaktadır. ABD emperyalizmi, Rusya’nın saldırısına karşı çıkma maskesini taşımakta ve buna uygun açıklamalar yapmaktadır. Oysa ABD de  batılı emperyalistler de  halklara “özgürlük” ve “bağımsızlık” değil, hegemonya ve sömürü taşımaktadırlar. Kapitalizmin tarihi, halkların ve milletlerin, sömürü, katliam ve talanının  tarihidir. Tekelci kapitalizm (emperyalizm)  dünya halkları üzerindeki egemenliğini korumak ve sömürüsünü devam ettirebilmek için,  işbirlikçi gerici-faşist rejimler aracılığıyla her türlü zor politikalarını uygulamaktadır. Afganistan, Irak, Suriye,  Libya ve diğer yoksul ülkelerdeki katliamlar, bombalamalar ve insanlık dışı şiddet politikaları henüz bölge halkları ve milletlerinin hafızalarında tazedir ve asla Irak, Afganistan halkların  belleklerinden silinmeyecektir. Açlık, yoksulluk, içindeki  Afganistan’ı  geçmişte işgal eden ne Rus emperyalizmi ne de  İslami paramiliter çeteleri  örgütleyerek destekleyen ve  Afganistanı   gerici Taliban rejimine teslim eden ABD ile AB emperyalizmininin Ukrayna’daki politik manevraları,  kapitalist emperyalizmin kirli ve özgürlük düşmanı talancı yüzünü örtmeyecektir.

ABD ve batı emperyalizminin Vietnam’da,  Endonezya’da, Irak’ta, Afganistanda milyonlarca insanı katletmesi Afrika’yı ve Balkanlar’ı yeni nüfuz bölgeleri yaratmak üzere kanlı boğazlaşmalar içine itmeleri hala belleklerimizde. Filistin halkının kırılmasına destek veren, İsrail siyonizmini destekleyen  batılı emperyalistler,  kendi ekonomik ticari çıkarları için Ukrayna’ya özgürlük değil ancak kölelik getirir, onların Rus oligarklarından  farkları yoktur.  Emperyalizm özü, sömürü, soygun, sınırsız  şiddet ve gericiliktir. Tekelci kapitalizmin  karakteri siyasi gericilik ve onun yoğunlaşmış biçimi de faşizmdir. Emperyalist politikacıların sözde açıklamaları yalan üzerine kuruludur, gerçekleri gizlemeye yöneliktir. Halkların ezilen tüm katmanlarıyla örgütlenmesinden, mücadeleden ve tam bağımsızlık için, devrim için ileri atılmaktan başka bir kurtuluş yolu  yoktur. İşçi sınıfı ve emekçilerin iktidarı emperyalist savaşları nihayete erdirecek tek güçtür.

Rusya’nın Ukrayna’ya asker göndermesi, bombalaması ve işgal etmesini lanetliyoruz. Rusya, Ukrayna sınırları içindeki bütün askerlerini derhal çekmelidir. NATO, ABD ve İngiltere Ukrayna’yı ve bölgedeki diğer ülkeleri en ağır silahlarla donatmaktadır. ABD ve Nato güçleri Ukrayna sınır bölgelerindeki askerlerini çekmelidir. NATO, Doğu Avrupa’ya yaptığı askeri yığınak derhal durdurulmalı, bölgedeki bütün askerlerini ve silahları geri çekmelidir. ABD, Avrupa’daki bütün askeri üslerini kapatmalı, askerlerini ve silahlarını geri çekmelidir. Rusya, Ukrayna’daki bütün askeri gücünü derhal çekmeli, yayılmacı politikalarından vazgeçmelidir. Müdahale ve işgal sonucu  verdiği zarar tazmin edilmeli halkların özgür iradesine saygı gösterilmelidir.

Zelenski iktidarı da Ukrayna halkının etnik demografik özgünlüklerini tanıyarak, halkın iradesinin özgür koşullarda belirlenerek, tekçi, baskıcı politikalarından  ve  etnisite, milliyet ayrımcı politikalarından vaz geçmelidir.

Emperyalist savaşa karşı halklar, ulusal, etnik farklılıklar ne olursa olsun, eşitlik temelinde kardeşliğin, ezen iktidarlara karşı birlikte ortak mücadelenin örneğini oluşturmalı, ortak düşmanlarına karşı kararlılıkla dik durmalıdır. Savaşa karşı halklar mücadeleyi yükseltmeden bir avuç kan emici uluslararası tekelerin sömürü ve talanından kurtulamaz.  Savaşa karşı mücadeleyi yükseltmek halkların birliğini dayanışmasını gerçekleştirmenin zamanıdır. . Ağır bir ekonomik kriz içinde açlık ve yoksullukla boğuşan Türkiye işçi sınıfını, emekçileri ve gençliği emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı dünya ve bölge halklarıyla omuz omuza savaşa karşı  mücadele etme göreviyle karşı karşıyadır ve savaşa karşı etkin bir mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz,

Savaşa hayır!

Kahrolsun emperyalizm!

Kahrolsun emperyalist savaş!

Bütün ülkelerin işçileri ve ezilen halklar, birleşiniz!

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.