İzmir-Karşıyaka çarşı girişinde Maraş Katliamı’nın 43. yıldönümünde Alevi dernekleri ve siyasi partiler, açıklama yaptı. Katılımcılar “Maraş Katliamı’nı unutmadık, unutmayacağız” pankartı arkasında toplanarak , “Maraş’ı unutma unutturma”, “Susma, sustukça sıra sana gelecek”, “Faşizme karşı omuz omuza” sloganlarını attı. Açıklamaya HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni de katıldı.
Açıklama şöyle;
“Bugün, 43. Yıldönümünde Maraşta katledilen canlarımızı anmak, katilleri lanetlemek ve adalet talebimizi yinelemek için bir kez daha alanlardayız. Cümle insan ve varlığı Hakk’ın hakikati olarak bilen, cümlesiyle rıza halini esas alan bir Yolun talipleri olan Aleviler, 19-24 Aralık 1978 de Maraşta bir kez daha katliama maruz kaldılar. Yüzlerce insanımız vahşice katledildi, binlercesi yaralandı, evleri ve işyerleri yağmalanarak yakıldı, onbinlercesi ise topraklarından göçe zorlandı.
Gerek Osmanlı gerekse Cumhuriyet döneminde bize reva görülen şey sistematik katliam, göçertme ve asimilasyon politikaları oldu hep. Maraşta yaşanılan da, süreklilik arz eden bu zihniyet ve politikaların sonuçlarından biriydi sadece.
Tarihsel-toplumsal hakikatine bağlı kalan tüm Alevi sürekleri, süreklilik arz eden saldırılarla karşı karşıya kaldıkları gibi mutlak bir kuşatma ve tecrite de tabi tutulmuşlardır. Emevi, Abbasi, Selçuklu, Osmanlılar devrinde olduğu gibi, bu kuşatma ve tecrit hali Cumhuriyet döneminde de devam etmiştir. Kapitalist hegomonya kendini ulus devlet biçiminde var etmiş, Avrupa merkezli olarak gelişen bu yeni tahakküm biçimi, İttihat ve Terakki Cemiyeti üzerinden bu topraklara taşınmıştır. Tek inanç kimliği, tek mezhep ve tek etnisiteyi esas alan ve “Türk-İslam sentezi” olarak kavramlaştırılan bir zihniyet üzerine inşa edilen Cumhuriyet hiçbir zaman demokratik bir Cumhuriyet olamadı. Gerçekte, bu politikayla Türklük de, islam da hakikatlerinden koparılarak birer tahakküm aracı durumuna indirgenmişlerdir. Zaten 2. Meşrutiyetle beraber Osmanlıda iktidarı ele geçiren İttihat ve Terakki Cemiyeti, 1. Paylaşım savaşı yıllarından başlayarak Anadolu’nun kadim halklarını bu topraklardan adeta silmişti. Bu miras üzerinden vücuda gelen yeni sistemde, tüm diğer farklılıklara olduğu gibi Aleviliğe de yer yoktu. Koçgiri ve Dersim süreçleriyle Ocaklar sistemi üzerine inşa edilmiş olan tarihsel-toplumsal yapı darbelenmiş, Hacı Bektaş Dergâhı da gasp edilerek müze statüsüne indirgenmiş, Alevilik ağır bir asimilasyon sürecine sokulmuştur.
1970’li yıllarda toplumsal mücadeleler küresel çapta yükselişe geçmiş ve Türkiye’yi de etkisi altına almıştı. Dünyada yaşanan bu gelişmelere paralel olarak Türkiye’de de hak, özgürlük ve eşitlik arayışları yaygınlaşarak güçlenmiş; halklar, emekçiler mücadele ve örgütlülüklerini yükseltmişti. Yüzyıllara varan bir kuşatma ve tecridi yaşamakta olan Aleviler, bu süreçle beraber ilk defa tecrid ve yanlızlıktan kurtulmuş, farklı etnisite ve inanç kimliklerinden ilk defa yoldaşları olmuştu. Rıza yolunun talipleri ve ezilmekte olan bir halk olarak Aleviler; toplumsal varlıklarını yaşatabilmenin ancak demokratik bir ülkeyle mümkün olabileceğinin bilinciyle hak, özgürlük ve eşitlik mücadelesi veren demokratik sol-sosyalist-yurtsever cenahta mücadeleye dâhil olmuşlardı.
Kapitalist-emperyalist sistem ve tekçi zihniyet; Toplumsal muhalefete, hak ve özgürlük arayışlarına faşizmi yükselterek cevap vermiş, örgütlediği sivil faşist çeteler eliyle cinayetler ve katliamlar gerçekleştirmiştir. Bu saldırıların direnişle karşılanması ve devrimci demokratik muhalefetin her geçen gün güç kazanması nedeniyle farklı bir konsept devreye konulmuş, demokratik muhalefetin topyekün tasfiyesi için askeri bir cuntaya zemin hazırlamak istenmiş; suikastler ve cinayetlerden başka toplu katliamlar gerçekleştirilmiştir. Bu toplu katliamlar özellikle Alevi nüfus yoğunluğunun olduğu Malatya, Çorum, Sivas ve Maraş gibi bölgelerde gerçekleştirilmiştir.
Maraş kıyımıyla Maraş hem Alevisizleştirilmek hem de Kürtsüzleştirilmek istenmiş, insanlarımız tarihsel yaşam alanlarından, kutsallarından koparılarak mülteci bir yaşama mahkum edilmişlerdir. Tüm Alevi yerleşim birimlerinde olduğu gibi, Maraşta da demografik yapının değiştirilmek istendiği Terolar bölgesine Suriyeli mültecilerin yerleştirilmesiyle bir kez daha açığa çıkmıştır. İttihatçı-tekçi zihniyet ve tüm versiyonları bu toprakların halklarına tahammül edememekte, tek tip iktidar alanı yaratmaya odaklı politikalarla kesintisiz kıyımlar gerçekleştirip kadim kültürleri yok ederken, dört bir yandan bu topraklarla alakasız toplulukları getirerek sürdüğü halklarımızın yerine iskan etmekte, toplumsal tabanını güçlendirmek istemektedir.
Bu toprakların insanlarıyız, bu toprakların gerçekliğiyiz. Bu topraklara ait olmayan şey ise emperyalist-kapitalist tahakkümün ülkemizde ki yansısından başkaca bir şey olmayan tek tipçi zihniyeti ve onun iktidar klikleridir, politikalarıdır!
Bugün vesilesiyle başta Maraş halkımız olmak üzere tüm Alevi halklarımıza da seslenmek istiyoruz. Yolumuzu, toplumsal varlığımızı yok etmeye odaklı bu politikalar karşısında; bizi biz kılan öğretimizle, yaşam biçimimizle, tarihsel çizgimiz ve duruşumuzla buluşmaktan başkaca çare yoktur. Terk etmeye zorlandığımız tarihsel yaşam alanlarımızla bağımızı güçlendirmek, oralarda yeniden yaşamı yeşertmek esas olmalıdır. Bütün bunlar için ise tek tipçi zihniyet ve siyaset biçimleriyle aramıza mesafe koymak ve ülkemizde ki tüm eşitlikçi-özgürlükçü mücadelerle buluşmak bir zorunluluktur. Yolumuzu ve toplumsal varlığımızı sürdürebilmemiz ancak demokratik bir Cumhuriyetle mümkün olabilecektir.
Maraşta yaşananlar bir insanlık suçudur ve zaman aşımı söz konusu olamaz. Maraş katliamıyla yüzleşilmeli, planlayıp organize edenler ve katiller tarihte hak ettikleri yere konulmalı, insanlığın vicdanında mahkum edilmelidirler.
- yıldönümünde Maraş katliamını, planlayanları, katilleri bir kez daha lanetliyor, yitirdiğimiz canlarımızın huzurunda dara duruyor, saygıyla anıyoruz.
Katliam, asimilasyon ve göçertme politikalarına son!
Demokratik Alevi Dernekleri İzmir Şubesi, İzmir Alevi Kültür Derneği Yamanlar Cemevi, Anadolu Kültür Sanat Eğitim Dayanışma Vakfı, Eskişehirliler Derneği, Çorum Dernekleri Federasyonu, Zübeyde Hanım Alevi Bektaşi Kültürünü Yaşatma Derneği, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Karşıyaka Şubesi, Halkların Demokratik Kongresi, Halkların Demokratik Partisi, İzmir Dersim Kültür Ve Dayanışma Derneği, Vartolular Derneği, Bornova Dersimliler Derneği, Aktepe Dersimliler Derneği, Karlıova Yedisu Kültür Ve Dayanışma Derneği”
