İzmir Sağlık Platformu (İzmir Tabip Odası, Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası, Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik Dayanışma Sendikası izmir Şube, Genel Sağlık- İş Sendikası İzmir Şube, İzmir Aile Hekimleri Derneği, İzmir Aile Sağlığı Çalışanları Derneği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, İzmir şube ile Türkiye Aile Hekimliği Uzmanlık Derneği) siyasi iktidardan ‘Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ nin geri çekilmesi talebiyle İzmir Gündoğdu Meydanı’nda miting gerçekleştirdi.
Çeşitli kentlerden tabip odaları, aile hekimliği dernekleri, mitinge katılarak destek sundular. İzmir Sağlık Platformu adına ortak açıklamayı İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Başkanı Dr. Lütfi Çamlı yaptı. Açıklama şöyle;
“Değerli Arkadaşlar,
Zor bir dönemden geçiyoruz. Bir yanda iyi yönetilemeyen pandeminin, uzamış
dördüncü pikinde, hergün 200 e yakın vatandaşımızı, önlenebilir bir hastalıktan
kaybederken, bir yandan ülke tarihinin en büyük ekonomik ve siyasal krizlerinden
birini yaşıyoruz.
Bilindiği üzere yaklaşık yirmi yıl önce uygulamaya sokulan “Sağlıkta Dönüşüm
Programı” ile sağlık bir insan hakkı olmaktan çıkarılıp bir ticari faaliyet haline
getirilmiştir. Sağlık artık alınıp satılan bir meta olmuştur. Sağlık kuruluşlarını
işletmeye, hastaları müsteriye, sağlık emekçilerini ücretli köleye dönüştüren Sağlıkta
Dönüşüm Programı ile gelinen aşamada sağlık sistemi her basamakta ciddi sorunlar
yaşanmaktadır. Pandemi sürecinde Sağlıkta Dönüşüm Politikalarının toplum sağlığı
açısından nasıl bir felakete yol açabileceğini acı faturalar ödeyerek gördük. Etkin bir
birinci basamak ve koruyucu sağlık hizmeti uygulaması olmadan, toplum sağlığını
öncelemeden, sürdürülen sağlık politikalarının başarılı olabilmesi mümkün değildir.
Sağlıkta Dönüşüm Programı ile tedavi edici hekimliğe büyük önem verilip, beş yıldızlı
otel standartında şehir hastaneleri yapılırken,koruyucu sağlık hizmetleri ihmal edilmiş,
birinci basamak sağlık hizmetleri toplum sağlığı gereksinimlerine göre organize
edilememiştir. Kervan yolda düzülür mantığıyla masa başında alınan, saha
gerçeğinden kopuk kararlar, angaryalar ya da hak kayıplarına yol açan
yönetmeliklerle ortaya çıkan karmaşanın yükü ve sorumluluğu aile sağlığı merkezi
çalışanlarının omuzlarına yüklenmeye çalışılmıştır.
Pandeminin başından beri tüm sağlık çalışanları gibi özveri ile yaşamlarını riske
atarak hizmet vermeye çalışan Aile Sağlığı Merkezi çalışanları kötü yönetilen bir
pandeminin yükünü taşımaktan artık tükendiler. Uygunsuz fiziki koşullarda kamusal
sağlık hizmeti vermeye zorlanan Aile Sağlığı Merkezi çalışanları pandemide
korunmadılar. Kişisel koruyucu ekipmanlarını bile kendileri sağlamak zorunda
kaldılar. Esnek çalışma modeli tüm kamu personelinde uygulanırken aile hekimlerine
ve aile sağlığı çalışanlarına uygulanmadı. Aile hekimleri arasında kronik hastalığı
olanlar ve gebelere idari izin verilmedi. Salgında hasta oldular .Aile hekimleri Kovid19’a yakalanınca maaşları kesildi.. Kaybettiğimiz onlarca arkadaşımız oldu. Onları
saygıyla anıyoruz. Ama hala kovid meslek hastalığı sayılmadı. Zaman zaman
alkışlandilar. Ek ödeme müjdeleri verildi. Ama bunlar ya gerçekleşmedi ya da şarta
bağlı komik ve adaletsiz ödemeler ile karşılaştılar.
Geçtiğimiz günlerde Sağlık bütçe görüşmeleri sırasında tüm sağlık emekçilerini
eşitlikle kapsamayan, kamuda görev yapan hekimlerin dışındaki hekim ve sağlık
emekçilerini görmeyen bir düzenleme TBMM gündemine geldi. Üniversiteler, aile
sağlığı merkezlerindeki ve BAĞ-KUR, SSK’lı hekimlerle birlikte diğer tüm sağlık
çalışanlarını kapsam dışında bırakan, emekli hekimler arasındaki eşitsizliği
derinleştiren bu düzenleme adaletsizdir.Hekimi, hemşiresi, temizlik işçisiyle sağlık bir
ekip işidir. Sağlık hizmetleri kolektif bir emeğin sonucunda sunulmaktadır. Sağlık
emekçilerinin her biri yaptıkları işler bakımından kritik önemdedir. Tüm toplum da
olduğu gibi, sağlık emekçilerinin de ekonomik krizin etkilerini yoğun olarak
hissettikleri bir dönemde tüm sağlık emekçilerine insanca yaşayacak emekliliğe
yansıyan temel bir ücret taleb ediyoruz. İktidarın iş barışını bozan, adaletsiz
ücretlendirme ve ayrıştırıcı uygulamalarını kabul etmiyoruz.
Aile Sağlığı Merkezi çalışanları yıllar boyu yaşadıkları tüm hak kayıplarına, artan iş
yüklerine ve yaşadıkları motivasyon kaybı ve tükenmişliklere rağmen işlerini en iyi
şekilde yapmaya çalışarak, sabırla beklediler.. Uzun zamandır masada olan,önceki
dönemlerde yaşanan hak kayıplarını gidereceği vaat edilen, aile hekimliği ödeme ve
sözleşme yönetmeliği, 30.06.2021 tarihinde yayınlandı.Özlük haklarının düzeltileceği,
maddi kayıplarının giderileceği, çalışma koşullarının iyileştirecek ve Türkiye’deki
birinci basamak hizmetini daha etkin ve kaliteli bir seviyeye ulaşmasını sağlayacak
yönetmeliği beklerken aile sağlığı merkezi çalışanları emeklerinin hiçe sayıldığı, iş
güvencelerinin ellerinden alındığıceza ’ yönetmeliği olmanın ötesine geçemeyen
yönetmelikle karşı karşıya kaldılar.Beklenti ve taleplerinin karşılanması bir yana, bir
öncekinden daha da kötü bir düzenleme yapılmış, adeta sağlık emekçileriyle dalga
geçilmişti.
Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nde aile hekimleri üzerindeki
baskısını artıran, iş güvenliğini ortadan kaldıran, birçok özlük haklarını yok sayan
birçok taraf var.
Yönetmelik değişikliği ile aile hekimliği çalışanlarının statüsü, il sağlık müdürlüklerine
bağlı kölelik sistemine taşınmıştır.. Yönetmelik ekinde ihtar uygulanacak 40 fiil
sıralandı. Herhangi bir fiilin ikinci ve devam eden ihlallerinde, ihtar puanı iki kat
olarak uygulanacak. Sağlık il müdürlüklerinin kuracağı komisyonlar, ilgili ihtar
cetvelindeki fiillerden 5 kez ihtar puanı verilmesi veya toplamda 150 ve
üzerinde ihtar puanına ulaşılması halinde aile hekim ve hemşirelerin
sözleşmeleri feshedilebilecek”Aile hekimliği uygulamasında iş güvencesi bu
yönetmelikle sona ermiştir.
Bu yönetmelikle aile hekimlerinin görevleriyle ilgili olarak basına demeç vermesi,
sosyal medya paylaşımı yapması, tweet atması durumunda 50 ihtar puanı ile
cezalandırılacağı, bunun iki kez tekrarlanması durumunda ise sözleşmenin fesih
edileceği anlaşılmaktadır. Ceza puanı listesinde en ağır suçlar olan sahte evrak
düzenlemek, işe alkollü gelmekle aynı ceza puanı öngörülmüş bu eylem için. Verilerin
şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşılmadığı pandemide, sahadan elde edilen
verilerin paylaşımlarıyla ortaya çıkan gerçeklerin Sağlık Bakanlığı’nda yarattığı
rahatsızlığın bu cezaların verilmesine neden olduğu aşikardır.
Kişilerin aile hekimleri hakkında suçlamalarda bulunması ve bu durumun iki kez
yaşanması durumunda sözleşme fesihlerinin gerçekleşebilecek olması büyük bir
tehdittir. Bu hekimin mesleğini özgürce yapabilmesine engel olacak akıldışı bir
karardır. Aile hekiminin kendi hakkını savunmasını engelleyecek kararlar alınmıştır.İl
Sağlık Müdürlükleri hem soruşturma başlatıyor, hem ceza veriyor, hem sözleşme
feshi yapıyor. Bunlara itirazlar da yine İl Sağlık Müdürlüğüne yapılıyor.
“Soruşturmaları istediğim gibi açar, ilde soruşturma yetmezse bakanlık müfettişi
görevlendiririm. Dilersem de seni işten atarım. Bir de soruşturma sırasında seni 4 aya
kadar açığa alabilirim. Bu sürede zarfında ödeme yapmam!” denilmektedir.Bir bakıma
yargısız infaza izin veren, Aile Sağlığı Merkezi çalışanlarının geleceklerini
yöneticilerin insafına bırakan bir yönetmeliktir.
Aile hekiminin şiddete uğradığında kendini savunması bile cezai yaptırıma
eklenmiştir.
Bunu dışında ucu açık iş tanımları eklenmiş. Kronik hastalık takipleri ve izlemleriyle
aslında pozitif performansmış gibi yansıtılıp ama imkânsız bir izlem şekliyle aile
hekimlerine negatif olarak yansıyacak olan bir ödeme kısmı var.Aile hekimleri tabii ki
kronik hastalarını takip edecekler ama sahanın gerçeklerinden kopuk, yerine
getirilmesi pratik olarak mümkün olmayan, kısacası imkansızın başarılması
istenmiş. Bir işin ne kadar sürede yapılacağını, bir gün içinde ne kadar sayıda
hastaya bakılabileceğini hesaplamamış gözüküyorlar. Günlük mesai saatlerinin
tamamının harcanmasına rağmen istenilen oranda yapılamayacak kronik hastalık
izlemleri nedeniyle %10 a varan gelir kaybına neden olabilecek maddeler içeriyor
Entegre hastanede çalışan aile hekimliği çalışanları 2 yıllık sözleşme süresince 5
kez nöbete mazeretli veya mazeretsiz gitmediği zaman iş akdi sona ermesi var!
Mazeretin yok sayıldığı bir düzenleme ile karşı karşıyayız. Kişi hasta olamaz, yakını
vefat edemez, çocuğu hasta olamaz.
Yeni çıkan yönetmelikle cezaevinde çalışan aile hekimlerinin gider ödemeleri yüzde
80 düşürülerek, ellerine geçen ücret azaltılmıştır. Zor şartlarda, zor bir görevi yerine
getiren aile hekimlerinin bu şekilde adeta cezalandırılması üzüntü vericidir.
Yönetmeliğin neresinden tutsak kabul edilebilecek bir taraf yok. Baktığımızda Aile
Hekimliği Sistemi uygulamaya geçtiğinden bu yana Aile Hekimliği Çalışanları hem
özlük hakları, hem elde edilen gelir konusunda maalesef hep geriye gitmiştir. Sürekli
eklenen görevlere rağmen gelir kayıpları giderek artmaktadır. Verileceği belirtilen ek
ödemeler konusunda da yine kamuoyuna herkese verildiği algısı yapılmış ancak
ödemeler için birçok şart konarak ek ödemelerin Aile Hekimliği Çalışanlarına
ödenmemesi için Sağlık Bakanlığımız elinden geleni yapmıştır.
Kamu dışından gelip sözleşme imzalayan arkadaşlarımızın birçok özlük hakkı yok
sayılmakta, kıdem tazminatları verilmemekte ve aile sağlığı çalışanı arkadaşlarımıza
hiçbir şekilde yer değişikliği hakkı verilmemektedir.
İş yükünü ölçüsüz şekilde artıran, gelir kaybına sebep olan, aile hekimlerini susturan,
‘ceza sözleşmesi’ olarak nitelendirilen bu yönetmeliği asla kabul etmeyeceklerini
açıklayan Aile Sağlığı Merkezi çalışanları tüm ülkede değişik etkinlikleri ve eylemleri
hayata geçirdiler. Önce basın açıklamaları, sonra toplu iş bırakmalar hayata
geçirildi. Sonrasında Ankara’da İstanbul’da büyük katılımlı mitingler, basın
açıklamaları gerçekleştirildi. Hekimin mesleğini özgürce yapabilmesine engel olacak
akıldışı bir kararı, ifade özgürlüğünü kısıtlayan bu zihniyeti reddeddiklerini dile
getirdiler. Aile hekimliği Sistemindeki birçok yanlışa, yetersiz mekân, yetersiz
personel ve yetersiz ekipmana rağmen mesleğinin gereklerini en iyi şekilde yapan
aile hekimliği çalışanlarının , anlamsız cezalar ve ölçüsüz iş yükü artışları içeren bu
ceza yönetmeliğini hak etmediğini açıkladılar. Hukuki süreçleri başlattılar.
Ancak sahada çalışan aile sağlığı merkezi çalışanlarının düşüncelerini
önemsemeyen, alınan karar ya da çıkartılan yönetmelikler için görüşlerini sormayan,
her şeyi tepeden,” ben bilirim ! ” anlayışıyla götürmek isteyen ve her geçengün aile
hekimliği sistemini içinden çıkılmaz hale getiren yöneticiler , aile sağlığı merkezi
çalışanlarının bu itirazlarını görmezden gelmeyi sürdürüyorlar.
Buradan bir kere daha seslenmek istiyoruz.
SUSMAYACAĞIZ!
Yönetemediğiniz pandemide gerçekleri saklamanıza izin vermeyeceğiz. Hakikatleri
tüm yasaklamalarınıza rağmen halkımızla paylaşmayı sürdüreceğiz. salgını algılarla
yönetme çabalarınıza izin vermeyeceğiz. Toplumun sağlık hakkı ve sağlık
çalışanlarının hakları konusunda mücadelemizi sürdüreceğiz.
KORKMUYORUZ!
Aile sağlığı merkezi çalışanlarının aleyhine değişen yönetmeliklerle, kanuni dayanağı
olmayan ihtar puanı cetveline göre verilen , keyfi ceza uygulamalarınızı reddediyoruz!
Sözleşme fesihlerini kolaylaştıran yönetmeliklerle yaratmaya çalıştığınız korku iklimi
bizi yıldırmayacak. Tehditler, baskılar, mobbingler bize geri adım attırmayacak.
VAZGEÇMİYORUZ!
Yönetmeliğin ilk yayınlandığı günden beri mücadelemizi sürdürüyoruz. Bu konuda
eylem süreçleri kesintisiz devam ediyor ve edecek. Giderek çoğalıyoruz,
dayanışmamız büyüyor. Bu ceza yönetmeliği geri çekilinceye kadar
mücadelemizi yan yana omuz omuza sürdürme kararlığındayız.
İnsanca çalışma koşullarında, özlük haklarımız ve ödemelerimiz gaspedilmeden,
mesleğimiz itibarsızlaştırılmadan, emeğimiz değersizleştirilmeden sağlık hizmeti
vermek istiyoruz. Bugün için talebimiz çok net. Ceza sistemini ağırlaştıran, sözleşme
feshini kolaylaştıran, dayanaksız ve keyfi yaptırımlar getiren, birinci basamakta
çalışan sağlık emekçilerinin taleplerini karşılamayan sözleşme, tüm maddeleriyle
derhal geri çekilsin! . İş güvencesini tamamen ortadan kaldıran, ücretleri ve
kazanılmış hakları gasp eden, görüş ve düşünce açıklama özgürlüğüne yasak getiren
‘ceza yönetmeliğine’ karşı mücadelemiz yönetmelik geri çekilene dek
sürdürülecektir.
Mesleğimize, emeğimize, geleceğimize sahip çıkacağız!”
