DİSK’li İşçiler alanlara çıktı.

 

Disk Ege Bölge Temsilciliği  İzmir Cumhuriyet Meydanında “Geçinemiyoruz” mitingi düzenledi

DİSK Ege Bölge Temsilciliği, asgari ücret ve bütçe görüşmeleri öncesinde “Geçinmek İstiyoruz: Gelirde Adalet Vergide Adalet” kampanyası kapsamında İzmir Cumhuriyet Meydanı’nda kitlesel basın açıklaması gerçekleştirdi. Asgari ücret için genel grev çağrısı yapıldı.

DİSK’in çağrısıyla Kordon, Pasaport ve Şair Eşref Bulvarı üzerinden üç koldan yürüyen binlerce işçi sloganlarla Cumhuriyet Meydanı’na yürüdü. İşçiler yürüyüş sırasında ve alanda, “Saraya değil emekçiye bütçe”, “Vergide adalet istiyoruz”, “Ücrette adalet istiyoruz”, “Geçinemiyoruz..Bıçak kemikte”, “Vur vur inlesin hükümet dinlesin”,  “Bu daha başlangıç mücadeleye devam”,  “Yaşasın sınıf dayanışması”,  “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz”,  “Geçinemiyoruz Hükümet istifa”, “Faşizme karşı omuz omuza”,  “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek”, “Hükümet zammını al başına çal”, “Hükümet istifa”, “İnsanca bir ücret istiyoruz” ,”İş ekmek yoksa barış da yok”, “İş ekmek özgürlük”, sloganlarını attı.

Birleşik Metal İş İzmir Şube Başkanı Ali Çeltek, alanda  işçilere seslenerek, “İnsanca bir yaşam istiyoruz. Artık geçinemiyoruz. Bıçak kemikte. İktidara gelirken ileri demokrasi için geldiniz herkese anayasa haklarını saygı göstereceği, sendikalılara saygı göstereceğiz dediniz. Örgütlenmenin önündeki engeli kaldırmadınız. Yargı süreçleri hala devam ediyor. Kamuda taşeronlaşmayı kaldıracağız ücret eşitsizliği kaldıracağınız dediniz ama hala ücret eşitsizliği devam ediyor. Emeklilere vaatte bulundunuz, emekli bir ev araba alıyordu, çocuklarını okutabiliyordu. Bugün tüm emekliler isyanda emekliler geçinemiyor. Emekli maaş bağlanma oranları düşürüldü” dedi.

Basın açıklamasını DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı yaptı. Açıklama şöyle;

“Selam olsun işçiler, selam olsun DİSK’liler,

Selam olsun gelirde adalet vergide adalet talebiyle burada İzmir’den sesini yükselten binlerce mücadele arkadaşım.

DİSK bildiği yoldan yürümeye devam ediyor.

1 Ekim’den beri Türkiye’nin dört bir yanında işyeri işyeri, meydan meydan taleplerimizi yükseltiyoruz.

Ülkeyi yönetenler ısrarla yükseliş, şahlanış masalları anlatırken bizler gerçekleri anlatıyoruz, taleplerimizi haykırıyoruz.

Siz hangi yükselişten bahsediyorsunuz. Bizim her gece uykularımız kaçıyor. Yarın nelere zam gelecek, eriyen ücretlerimizle nasıl geçineceğiz, kapıya dayanan kara kışı nasıl atlatacağız bilmiyoruz.

Her sabah yoksulluğun ve işsizliğin arttığı bir güne uyanıyoruz.

Dün aldığımızı bugün alamıyoruz.

Her sabah paramızın döviz ve zamlar karşısında adeta pula döndüğünü görüyoruz.

Her gün paramızın pula dönmesiyle emeğimiz pula dönüyor.

Avrupa’nın en düşük ikinci asgari ücreti Türkiye’de diye haykırıyorduk. Bugün durum daha da kötü. Patronlar rekabet gücü kazansın diye sadece Avrupa’nın değil dünyanın en ucuz işçilerinin yaşadığı ülkelerden biri haline geliyoruz.

İşçisi çiftçisi bankalara borçlu, emeklileri aç, gençleri işsiz bir ülke yarattılar.

Gel Vatandaş Gel.

Dünyanın en kelepir emekçileri, en kelepir memleketi diye hava atıyorlar.

Yeter artık! Bu kaderi biz yazmadık ama bozacak olan biziz.

“İş bulamıyoruz” diyenler, “barınamıyoruz diyenler”, “geçinemiyoruz” diyenler omuz omuza bu gidişe son vermek zorundayız.

İşçinin patronundan yüksek oranda vergi verdiği bu adaletsiz düzene son vermeliyiz.

Senelerdir SGK indirimi, vergi indirimi, teşvik diye diye işverenleri besliyorlar. Bir gecede vergilerini sıfırlıyorlar.

Ama iş milyonlarca işçiye, emekçiye, emekliye gelince seçimden seçime vaatler verip sonra unutuyorlar.

Yaptıkları bütçe yasaları ile fakirden alıp zengine veriyorlar. İşsizlik Sigortası Fonu’nu bile işverenlere aktaracak kadar pervasızlaşıyorlar. Milyonlarca işsiz varken bizden alıp patronlara veriyorlar.

“2002 yılında bu yana Kişi Başına Gelir 12 kat arttı” diye övünüyorlar ama bu sürede ücretlerin sadece 6-7 kat arttığını söylemiyorlar. “Asgari ücreti enflasyona ezdirmedik” diyorlar ama büyümeden pay alamadığımızı gizliyorlar.

Asgari ücreti enflasyona ezdirmemek yetmez. Bir kere sizin belirlediğiniz enflasyon ile bizim yaşadığımız enflasyon arasında dağlar kadar fark var. TÜİK’in alışveriş ettiği marketi tüm emekçiler merak ediyor. Öyle bir market, öyle bir Pazar, öyle bir çarşı yok bu ülkede.

Gerçek enflasyon oranında ücret artışı da yetmez. Her gün televizyonlara çıkıp bu ülke büyüyor, şahlanıyor diye övünüyorsunuz. Kim üretiyor, biz. Kim alınteri döküyor, biz. Kim çalışıyor, biz. Ekonomiyi kim büyütüyor, biz. Peki neden bizim ekmeğimiz büyümüyor. Eğer dediğiniz doğruysa, eğer ülke büyüyorsa, işçiler de büyümeden payını almalıdır. Gelirde adalet sağlanmalıdır!

Enflasyon artı büyüme oranı kadar ücret artışı da yetmez! Neden mi? Vergide de adalet lazım. Asgari ücretin vergisinin sıfırlanması lazım. Tüm kesintilerin hazineden karşılanması lazım. Patrona verilen desteklerin işçiden esirgenmemesi lazım. Kaşıkla verilenin kepçeyle alınmaması lazım. Hem gelirde hem vergide adalet lazım.

Bugünlerde çok moda. “Avrupa bizi kıskanıyor” diyorlar ama Türkiye asgari ücretin Avrupa’da en düşük ikinci asgari ücret olduğunu söylemiyorlar. Asgari ücretle çalışan oranının en yüksek olduğu ülke olduğumuzu gizliyorlar. İşçilerin yarısından fazlasını asgari ücrete mahkum etmekten utanmıyorlar.

Çalışma Bakanı “Asgari ücreti gündem olmaktan çıkaracağız” diyor.

Sayın Bakan gayet iyi bilir. Bir ülkede sendikalaşma ne kadar düşükse asgari ücretlilerin sayısı o kadar artar. Asgari ücreti gündem olmaktan çıkaracaksanız yapmanız gerekenleri DİSK defalarca size söyledi.

Sendikalaşmanın önüne engeller çıkarmaktan vazgeçin. Grevleri yasaklamakla övünmeyin. Yandaş sendikalarınıza üye olmayanlara yönelik baskılara son verin. İşçileri sendikalı olduğu için işten atan patronlara göz yummayın. Sendikal barajları kaldırın. İşçi sınıfı örgütlensin, hakkını arayıp sorsun, asgari ücrete mahkum olmasın. Laf üretmeyin, gereğini yapın.

İşçiler, emekçiler, işsizler, emekliler, küçük esnaf, çiftçiler, dar gelirliler, yani bu halkın çok büyük bir çoğunluğu adına bir kez daha sesleniyoruz. Bu masalları dinlemek değil geçim sorunumuza çözüm istiyoruz.

Bakın, TBMM’de 2022 yılı bütçesi için çalışmalar başladı. Asgari ücret ise Aralık’ta belirlenecek. Yine dar gelirlilerden alınıp patronlara verilecek. Yine saraya, sermayeye, savaşa bütçe ayrılacak, emekçiler unutulacak.

Oysa bu ülkenin Anayasasında Türkiye Cumhuriyeti’nin sosyal devlet olduğu yazıyor. Bütçe ve asgari ücret belirlenirken sosyal devlet gibi davranın. Anayasa’ya uygun davranın.

Bu ülke bu halk artık nefes almak istiyor. 2022 karakışına karşı halkın ekmeğini savunmak için bütçede ve asgari ücrette acil önlemler istiyoruz! Gelirde ve vergide adalet istiyoruz.

Bu kış kara kış olacak . Ya işçilere emekçilere, ya da sesimize kulak tıkayan iktidara…..”

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.