10 Haziran Perşembe günü İstanbul Sözleşmesinden Vazgeçmiyoruz İzmir Kampanya Grubu Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde yedinci nöbet eylemini gerçekleştirdi. Nöbet eylemi öncesinde katledilen kadınların adları okundu, katılımcılar “burada” ve “isyanımızdır” derken faillerin adları okundu “katildir” diye haykırdılar. Basından bir haberi aktardılar; R.T.
Erdoğan’ın Beylerbeyi’nde bir dondurmacıya oturup dondurma yediğini ve dondurmacıda daha önceden oturmuş bacak bacak üstüne atarak dondurmasını yiyen bir kadına Erdoğan ın korumasının işaretle oturuşunu düzeltmesini ihtar ettiklerini öğrendiklerini aktaran Grup sözcüsü bu “ikaz”ın öncekileri anımsattığını belirtti. Kadınların nasıl oturup kalkması, nasıl gülmesi, giyinmesi, davranmasının erkeklerin iznine ve anlayışına göre belirlenemeyeceğini vurguladı. Kadınların bağımsız bir kimliği, kişiliği olduğunu, bedenlerine, yaşam biçimlerine karışılmasına izin vermeyeceklerini söyledikten sonra yaşanılan durumu bir mizansen ile kınadılar. Topluluğu temsilen beş kadın sandalyelere bacak bacak üzerine atarak aldıkları dondurmalarını yediler. Erkek egemenliğine karşı protestolarını böyle ifade ettiler.
Eylem süresince :
“Bugün İstanbul Sözleşmesi nöbet eylemimizin 7.haftasındayız. Yedi haftadır ve öncesindeki birlikteliğimiz ile haklarımıza ve hayatımıza sahip çıktığımızı ve mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğimizi haykırıyoruz.
Kadın, lgbti+, çocuk düşmanı politikalara karşı sokaklarda mücadelemizi büyütmeye devam ediyoruz. Yaşasın mücadelemiz, kadın dayanışmamız!
Tüm baskılarınıza, şiddetinize, kadın düşmanı politikalarınıza rağmen kadınlar susmayacaklar, boyun eğmeyecekler, aşağı bakmayacaklar ve #İstanbulSözleşmesiBizimVazgeçmiyoruz demekten geri adım atmayacaklar.
NÖBETTEYİZ, isyandayız, birlikte güçlüyüz!
Bir yılı aşkın bir süredir yönetilemeyen pandemi koşullarını yaşamaktayız. Halkın sağlığını düşünmeyen, intiharların ve ekonomik krizin sorumlusu olan iktidar böylesi bir dönemde dahi İstanbul Sözlesmesi’nin feshini, çocuk istismarı af yasa tasarısını gündemine alabiliyor. Kadın, lgbti+, çocuk düşmanlığını gözler önüne seriyor. Bizler bu politikaları kabul etmiyor, İstanbul Sözleşmesi’nin feshine, çocuk istismarı suçlularının serbest bırakılmasına karşı çıkıyoruz.
Gülistan doku 5 Ocak 2020 tarihinden beri kayıp. Şüpheliler hakkında işlem yapılmıyor. İpek Er’e tecavüz eden Musa Orhan hala serbest. Nadira Kadirova, Yeldana Kahraman cinayetlerinde failler bir türlü bulunamıyor. Ve daha kaç kadın katili tecavüz suçlusu erkek elini kolunu sallaya sallaya aramızda dolaşabiliyor. Ülkenin içişleri bakanı ise bu ülkede faili meçhul kadın cinayeti yok hepsinin faili ya teslim oluyor ya intihar ediyor diyerek adeta kadın cinayetleriyle övünüyor.
Faili meçhul yok diyerek de işin içinden çıkamazsınız. Bu ülkede emniyetini alamadığınız her olaydan sorumlusunuz. “ dediler ve
Kadın cinayetlerinden
Trans cinayetlerinden
Çocuk istismarından
Erkek şiddetinden SORUMLUSUNUZ !
Tacizlerden
Tecavüzlerden
Şüpheli ölümlerin aydınlatılmamasından
Nefret cinayetlerinden
Çocuk istismarlarından
Katliama indirim isteyenlerden
Cezasızlık politikalarından SORUMLUSUNUZ!
KORUMA AKLAMA YARGILA!
ERKEK ADALET DEĞİL GERÇEK ADALET! diye haykırdılar.

