İzmir Emek ve Demokrasi güçleri Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde toplanarak Hrant Dink’i katledilişinin 14.yılında “Faşizme İnat Öfkeyle Özlemle Buradayız Ahparig” diye andı..
Açıklamayı KESK Dönem Sözcüsü Necip Vardal yaptı.
Açıklama şöyle;
“Faşizme İnat Öfkeyle, Özlemle Buradayız Ahparig!
Tüm katliamlara, büyük acılara, sürgünlere, yıkımlara rağmen, halkların eşitliğine ve kardeşliğine inanan, bir sosyalist olarak eşitlik, özgürlük ve demokrasi mücadelesine hayatını adayan Hrant Dink, 14 yıl önce bugün, katledildi, aramızdan alındı!. Irkçı ve şoven, insanlık düşmanı zihniyetin yönlendirmesiyle, güpegündüz, yıllardır emek verdiği Agos gazetesinin kapısının önünde onca kamera, onca göz, onca görgü tanığının önünde…
Tetikçi, devletin kolluk güçleriyle kutlama yaparken, işbirlikçi tembihlenmiş olarak yakalandı. Arkasındaki güçler “devlet sırrı” sayılarak korundu, deliller karartılıp, gerçekler gizlendi. Gerçek suçluların açığa çıkarılmasının ve yargılanmasının engellendiği dava sürecinde verilen karar, Türkiye’nin sicili son derece bozuk olan demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçmiştir.
Hrant’ın ardından 14 yıldır inatla aynı sözü söylüyor, bu davanın takipçisi olduğumuzu ifade ediyoruz!
Bu davada gelecek adalet basit bir ceza kararı olmayacaktır! Beklediğimiz adalet, halkların eşitliğini ve kardeşliğini, demokrasiyi, özgürlüğü bu topraklarda yeniden yeşertecektir! Dolayısıyla bu davanın 14 yıldır sürüncemede kalmasının nedeni, gelecek olan adaletin, muktedirleri yerinden edecek güce sahip olmasında yatmaktadır!
Hrant Dink’in dediği gibi “Biz yaşadığı cehennemi cennete çevirmeye talip insanlardanız”! Tam da bu nedenle tüm Türkiye halkları gibi biz de “Hepimiz Hrant‘ız, Hepimiz Ermeni‘yiz” diyerek bu katliamın karşısına dikiliyoruz!
Hak ve hakikat arayışında geçen 14 yılda katillerin eline silah veren, onları cesaretlendiren, cinayeti örgütleyen, soruşturmayı karartan devlet içindeki yapı yargı önüne çıkarılmadı, verilen sözler tutulmadı. Tam tersine Hrant Dink’i ölüme götüren neredeyse tüm resmi görevliler el üstünde tutuldu, terfi ettirildi. Bu karartma, unutturma, üstünü örtme, örgüt bulamama operasyonunda 14 yıldır adalet can çekişiyor.
Uğur Mumcu, Hrant Dink, Musa Anter, Metin Göktepe gibi onlarca cinayetin arkasındaki güçler açığa çıkarılmadan, bu konuda samimi bir hesaplaşma ve yüzleşme yaşanmadan bu kara leke tarihimizden asla silinmeyecektir.
Halkların bir arada kardeşçe yaşamasına yönelik ırkçı ve faşist yönelimlerin devrede olduğu böyle bir dönemde bizler hak ve hakikat arayışında Hrant için, adalet için mücadeleyi yükseltmeye devam edeceğiz.
Bu ülkenin barış, kardeşlik ve demokrasiden yana güçleri, halkları birbirine düşürmeyi hedefleyen güçleri özenle koruyanların bu utancının peşini asla bırakmayacaktır. Barış ve kardeşlik elçisi, halkların kardeşliği için mücadele eden bir bilgeyi katlederek amaçlarına ulaşacaklarını zannedenler bilmelidir ki; halklar, inançlar, kültürler zengini bu topraklarda ırkçı zihniyetin hâkim olmasına asla izin vermeyeceğiz. “ Hiçbir güvercinin tedirginlik duymayacağı” bir Türkiye mücadelesini sürdürmeye devam edeceğiz.
İzmir Emek ve Demokrası Güçleri olarak belirtmek isteriz ki içinde olduğumuz bu karanlığı, Hrant`a verdiğimiz sözümüzle bozacağız! Eşitlik, özgürlük ve demokrasi bu topraklarda yeşerene kadar ve gerçek adalet tecelli edene kadar, mücadelemizi sürdüreceğiz! Hrant`ı unutturmaya çalışanlara inat, faşizme inat Türkiye’nin dört bir yanında sokaklarda, meydanlarda bu katliamı ve ardındakileri teşhir etmeye devam edeceğiz!
14 yıl önce kaybettiğimiz ‘Hrant Dink`i tüm mücadele azmimizle bir kez daha saygı ve özlemle anıyoruz!”

