Siyasi İktidar devleti zor yasaları ile tahkim ediyor. Torba Yasa geri çekilmelidir

AKP,siyasi iktidarını pekiştirme, muhalefeti ezme  sürecini güçlendiriyor.Faşizmi tahkim etme   sınırlı hak ve özgürlükleri  ortadan kaldırma politikaları,“torba yasa” kapsamında içgüvenlik paketi ile  polisin yürürlükteki yetkilerini  daha da genişletmeyi içermektedir.

Valileri adli kolluk amiri haline getirerek mülki amirlerin savcı ve yargıç yetkilerini kullanmasını sağlamakta; toplantı ve gösterilere yönelik hukuken temellendirilmeyen fazlasıyla ağır olan cezaları daha da artırmaktadır.

Siyasi iktidarın  yolsuzlukları, talanına işçilerin ve emekçilerin grevlerini yasaklanması, direnişlerinin, sendikal örgütlülüğünün; muhalif siyasi örgütlere yönelik baskıların; toplantı ve gösteri yürüyüşlerine yönelik zor uygulamalarının yeni yasal değişikliklerle arttırılmasına ihtiyaç duymaktadır.   Burjuva demokrasisinin  temel kurum ve kurallarını; kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, adil yargılama, ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlüğü gibi evrensel ilkelerini yok saymaktadır. Kazanılmış sınırlı hak ve özgürlükleri de tasfiye ederek iktidarını tahkim etmeye çalışmaktadır

Bu haliyle, İç Güvenlik paketi yasa tasarısı kişi hak ve özgürlüklerini tamamen rafa kaldırırken polisin yetkisini sınırsız bir biçimde artırmaktadır. Tasarının bu genel değerlendirme dışında, hukuk devleti, insan hakları ve hak özgürlükleri ile taban tabana zıt hükümlerinin altını çizmek gerekmektedir.

1-Polise kişilerin üstleri ve araçların aranmasında daha geniş bir yetki tanınmaktadır. Polis bundan böyle kaymakam ve vali tarafından görevlendirilecek kolluk amirinin yazılı, acele hallerde ise sözlü emri ile kişinin el ile kontrol haricinde de üstünü ve aracını detaylı bir şekilde arayabilecektir.

2- Polisin arama yetkisini kullanırken var olan savcılık ve mahkeme izin şartı da kaldırılıp, sadece kolluk amirinin kararının 24 saat içinde hâkim önüne sunulması öngörülmektedir.

3- Polise;savcının veya mahkemelerin yetkisini kullanacak şekilde müşteki, mağdur veya tanık ifadelerini kişilerin ikamet ettiği yerde alma yetkisi verilmektedir.Kolluğun temel görevi sadece “tehlikeyi önlemektir”. Suç sonrası “adli görevler” ise, Ceza Muhakemesi Hukukunu ilgilendiren yetkilerdir. Bu düzenleme ile polise çok geniş bir yetki tanınarak savcıların ve mahkemelerin yetkileri tasfiye  edilmektedir. Hukuk Devleti yerine Polis Devleti’ni tahkim eden düzenlemelerden birisi de budur.

4-Polisin şimdiki uygulamalarına yasallaştırılmaktadır. Mevcut düzenlemede polisin basınçlı su sıkabilmesi yasa ile korunurken boyalı su yasa ile korunmuyordu ancak polis boyalı, ilaçlı, içeriğinde insan hayatı için zararlı olabilecek maddeler içeren suları insanlara acımasızca sıkıyordu. Şimdi bu düzenleme ile boyalı su yasallaştırılmaktadır. Bu düzenleme polisin bunca zaman boyalı ve kimyasallı  su kullanmasının  yasal olmadığının da,itirafıdır.

5- Polise; molotof, patlayıcı, yanıcı, yakıcı, boğucu, yaralayıcı vb. silahlarla açık veya kapalı alanlara yapılan saldırı veya saldırı teşebbüsünde bulunanlara karşı polisin saldırıyı etkisiz kılmak amacı ile ve etkisiz kılacak ölçüdeki yetkilerine  sınırsız silah kullanma yetkisi tanınmaktadır. Mevcut durumda insan öldürme hakkını kendinde gören polis 7 yılda 178 kişiyi katletmiştir. Bu madde ile bu yetkisi sınırsız bir biçimde artarken polis cinayetlerinin hiçbir cezai yaptırım ile karşılaşmamasının garantisi,verilmektedir.

6-Mevcut durumda  24 saat olan gözaltı süresi 48 saate çıkarılmakta, aynı düzenleme jandarma için de geçerli kılınmaktadır. Ayrıca polis ve jandarmanın istihbarat toplama yetkisi de artırılmaktadır. Polis ve jandarmanın yetkilerinin artırılması  topluma huzur ve güvenlik getirmeyecektir.Temel hak ve özgürlüklerin kullanılması devlete rağmen gerçekleştirilecek bir sürece girilmekte ve  halka savaş ilan edilmektedir.

7-Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununda yapılan değişiklik ile “demir bilye ve sapan” da “ateşli silah” sayılmaktadır. Basit bir çocuk oyuncağının, ateşli silah kapsamında değerlendirilmesi sadece,faşistrejimlereözgüdür.

8-Ateşli silahlar ve molotof gibi patlayıcı maddelerin kullanılması ve gösteri ve yürüyüşlerde amblem, pankart, afiş vs kullanılması halinde verilecek cezaların artırılmasıdır. Yürürlükte olan TCK’da cezai müeyyideye tabi tutulan molotof için mükerrer cezalandırma söz konusu olmaktadır. Yüzlerce insan, genç yaşlı şu an molotofa dair cezai düzenlemeden ötürü cezaevindedir. Söz konusu düzenlemenin evrensel hukuk standartlarına ulaştırılması gerekirken başka bir yasa ile cezaların artırılması hukuk ilkelerine terstir.

9-Devletin rücu hakkına dair düzenleme ile ekonomik cezalandırma yöntemi benimsenmekte ifade özgürlüğünün önü kapatılmaktadır. Devletin toplumsal olaylar esnasında uğradığı zararın tazmini vatandaşa yükleme yaklaşımı zaten ceza kanunun konusu olan bir düzenlemeye bir de ekonomik boyut katmaktadır.

10-Toplantı ve gösterilerde yüzün tamamen ya da kısmen kapalı olması TMK’nın 7. maddesinde yer almakta ve “terör suçu” olaraknitelendirilmektedir. Gazdan etkilenen ve kendini puşi ile korumaya çalışan yüzlerce kişi sırf bu hüküm nedeniyle hapis cezaları almıştır.Bu tasarıda ise verilen cezalar artırılmakta, cezanın alt sınırı 1 yıldan 3 yıla çıkarılmaktadır.

11- Mülki amirlerce belirlenecek kolluk amirlerine, 24 saate kadar, toplumsal olaylarda ise 48 saate kadar gözaltı yetkisi verilmektedir. Önleyici gözaltı düzenlemesi vatandaşların bizzat idari bir birim olan kolluk güçleri tarafından suçlu kabul edilerek getirilmiş bir düzenlemedir.Bu durum hukuk devleti ilkesine, masumiyet karinesine açıkça aykırıdır.

12-Bir diğer düzenleme de gösteri ve propaganda eylemlerinin katalog suçlar kapsamına alınmasına dairdir. Bu tür düşünceyi ifade eylemleri otomatik tutuklama nedeni haline gelmektedir. Katalog suçlara eklenen suçlarla her türlü düşünceyi ifade yöntemi tutuklama nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır.Böylelikle, bir toplumsal gösteri yahut bir düşünceyi dile getirme neticesinde kişi derhal tutuklanabilecektir. En asgari demokrasi kuralları ile bağdaşmayan bu hal neticesinde büyük hak ihlallerinin yaşanması kaçınılmaz olacaktır.Katalog suç uygulamasının kaldırılması gerekirken bu suçun kapsamının kişi hakları aleyhine genişletilmesi özgürlükleri kısıtlayıcı yeni bir hukuki durum yaratmaktadır.

13-Vali ve kaymakamların yetkileri artırılmıştır. Tasarıya göre “vali, lüzumu halinde kolluk amir ve memurlarına suçun aydınlatılması ve suç faillerinin bulunması için gereken acele tedbirlerin alınması hususunda doğrudan emirler verebilir.”Yine tüm kolluk görevlileri de bu tür emirleri yerine getirmekle mükellef,kılınmıştır. Yapılan değişiklik ile bir hukuk devletinde savcılık makamına ait olması esas olan yetki valiye verilmektedir. Öncelikle vali, yargı makamı değildir bu tür kararları alma yetkisi hukuken yoktur. Yine vali yürütme erkinin bir parçasıdır, İçişleri Bakanına bağlıdır. Yürütmenin yargıya ait konular ile ilgili iş ve işlem yapabilmesini olanaklı kılan bu düzenleme; suçların soruşturulup soruşturulmayacağına karar verme sorumluluğunu savcılık makamından alıp valiliğe vermekte ve bu itibarla da hukuk normunu ihlal etmektedir.

14-Yapılan değişiklik ile devlet kendi sorumluluklarından kurtularak meydana gelen zararların tazminini de vatandaşa yüklemektedir.Yapılan bu değişiklik işbu yasanın amacı ile de çelişmekte, vatandaşı hem zarar görme hem zarar tazmini gibi risklerle bir başına bırakmaktadır.

15-Yapılan değişiklik ile; “özel veya resmi, her türlü konaklama, dinlenme bakım ve tedavi tesisleri ve işyerleri ile konutlarda geçici veya sürekli olarak kalanlar, oturanlar, çalışanlar ve ayrılanların kimliklerinin tespiti ve bildirilmesi” zorunluluğuna “araç kiralayanlar” da eklenmiş olup araç kiralama halinde de kimlik bildirme zorunlu hale gelmiştir.

Böylelikle araç kiralama işlemleri ile ilgili emniyete kimlik bildirme zorunluluğu getirilerek özel hayatın gizliliği ilkesi tümüyle ihlal edilmektedir. Bu düzenlemenin yasalaşması halinde; tatil için gittiğiniz bir yerde araç kiralamanız halinde polis tarafından izlenmeniz kaçınılmaz olacaktır. Kanuna eklenen yeni maddelerle de araç kiralama şirketlerine öngörülen ayrıntılı prosedür ve yaptırımlarla araç kiralama şartları zorlaştırılmaktadır.

Siyasi iktidar   torba yasa tasarısını geri çekmelidir.

İmece Dostluk Dayanışma Derneği Y.K.

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.