Basın Duyurusu;
Sinop ve Samsun İllerini ziyaret eden muhalif milletvekillerine yapılan saldırılar tesadüfi ve kendiligindenci tepkisel hareketler değildir. Siyasi iktidarın ve emniyet güçlerinin saldırganlara karşı tutumu, davranışı açıktır. Saldırganlar görmezden gelinmiş ve önleri açılarak yüzlercesinin toplanmasının zemini yaratılmış ve milletvekillerinin bulunduğu binanın camlarının kırılması ve içeriye girme teşebbüsleri ve araçların tahrip edilmesi ve şiddet kullanmaları teşvik edilmiştir. Yaşananlar ve saldırganlara karşı devletin gösterdiği davranış biçimi olayın kontr-gerilla birimlerinin harekete geçtiğini göstermektedir. Saldırganlıklardan siyasi iktidar ve hükümet sorumludur. Siyasi iktidarın sorumluluğu görmezden gelinerek kontrol edilemeyen faşist bir güruhun veya türk milliyetçisi gençlerin tepkisi biçiminde yorumlamak doğru değildir. Muhalif bir siyasi partinin temsilcilerinin, milletvekillerinin Karadeniz illerinde toplantı yapmasını, düşüncelerini açıklamasını sağlamayan siyasi iktidardır. Çetelerin muhalif parti binalarına, kişilere saldırmasını engellemeyen ve önünü açan siyasi iktidardır.
Siyasi iktidar Sinop ve Samsun?da yaşananları sözde barış sürecinin parçası olarak göstermekte ve sisteme ve düzene muhalif partilere ve milletvekilerine gözdağı vermekte seçim bölgesinde etkisizleştirme ve ırkçı-milliyeçi sözde grubların üzerinden de kapitalist düzen partilerini teşhir ederek hükümetin kamuoyunda etkisi artırıcı,olayları manipüle edici faşist bir siyaset tarzı izlemektedir.
İşçi sınıfının mücadelelerine, öğrencilerin demokratik parasız eğitim mücadelelerine, kürt halkının örgütlerine, çağdaş avukatlara, kamu sendikaları yöneticileri ve üyelerine, ev, sendika ve kitle örgütlerini basarak yüzlerce kişiyi gözaltına alan, şiddet kullanan emniyet güçlerinin Sinop ve Samsun?daki saldırgan provakatif eylemlere hoşgörülü yaklaşımı siyasi iktidarın göstermelik gözaltılarıyla geçiştirilemez.
Siyasi iktidar muhaliflere, sosyalistlere yönelik pasifikasyon hareketine son vermelidir. Kontrgerilla çeteleri dağıtılmalı, işbirliği yapan devlet görevlileri görevden alınmalıdır.
Halkların eşitliğini ve kardeşliğini savunmak herkesin görevidir.
Kardeşliğe ve birliğe yönelik ırkçı, şöven faşist saldırganlığı kınıyoruz. 20.02.2013
İmece Dostluk Dayanışma Derneği
Yönetim Kurulu